1.1

2.7K 105 53
                                    

OLIVIA

"Loren, Olivia'ya soruyorsun."

Lora, Jackson, Stacey,Loren,Harry ve ben içecek bir şeyler alıp sahile gelmiştik. Aslında hepsi annemin planıydı, bunu Harry'nin her an uyuyacakmış gibi bakan gözlerinden anlayabilirdiniz.

Loren gözlerini kısmış bana bakarken ben sıkıntıdan bayılmamaya çalışıyordum.

"Pekala, en son kiminle seviştin?"

Kaşlarımı çattım. Harry'le göz göze gelmeye bile çekiniyordum, onun gözlerini üzerimde hissedebiliyordum tabi.

"Annenle."

Etrafımdakiler verdiğim cevaba gülerken Loren suratını buruşturdu.

"Oyunu mahvediyorsun."

Omuz silktim. Harry yerdeki şişeyi alıp çöp kutusuna fırlattığında hayranlıkla onu izliyordum. Bu seferki ona aşık olduğum için değil, çöp kutusu epey uzakta olduğu içindi.

"Hadi buna bir son verelim. İçeri geçmek ister misiniz?"

Lora'nın annesi taşınma işleri için Jackson'ın annesine yardım etmeye gitmişti, bu yüzden evi boştu ve burada takılıyorduk.

Herkes eve girer girmez kendini koltuğa atarken Lora'nın odasındaki lavaboyu kullanmak için üst kata çıkmıştım, işim bittiğinde Harry'i yatakta uzanırken gördüm. Küçük bir çığlık atmama engel olamamıştım, burdan bakınca bir cesetten farksızdı.

"Hey!" Kaşlarını çattı. "Sessiz ol, kaçtığımı fark etmediler."

Göz devirdim.

"Neden kaçtın?"

Yavaşça yatağa adımlayıp, yanına uzandım. Aramız düzelmişti. Tabi...Eskisi gibi olduğumuz söylenemezdi, ama onu gördüğümde yolumu çevirmiyordum.

Bana doğru döndü.

"Sıkıldım. Ben böyle şeyler yapmam ki! Her şeye Linda yüzünden katlanıyorum."

Güldüm.

"Bizi buraya gönderip romantik bir tatile çıkmaları biraz acımasızca değil mi?"

Kıkırtısı kulaklarıma doldu.

"Tanrım...Bu kadar aşık olmaları mümkün mü? Her yerde, her an birlikteler ve bundan memnunlar."

Gülümsedim.

"Bu birçok sorumu cevaplıyor."

Doğrulup, tek kaşını kaldırdı.

"Ne sorusu?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Bilirsin...Sadece sonsuz sevginin varolduğuna inanmaya ihtiyacım var...İki insan sonsuza kadar mutlu yaşayabilir mi? Bunu düşünmediğini söyleme."

Suratındaki gülümsemeyi saklama ihtiyacı duymadan başını iki yana salladı.

"Hayır," dedi. "Sen söyleyene kadar bu umrumda bile değildi."

Gözlerindeki parlaklık baş döndürücüydü, öyleki gözlerimi kaçırmadan duramıyordum.

"Neden cevabını öğrenemeyeceğin sorularla kafanı yoruyorsun?"

Omuz silktim.

"Cevabını öğrenmek zorunda değilim."

Baş parmağı yanağımı okşadı.

"Bu seni hayal kırıklığına uğratmaz mı?"

Sikeyim, söylediği her şeyi düşünmeyi kesemiyordum. Eskiden her şey çok daha kolaydı, şimdi her kelimesini aramızdaki şeylere bağlamayı kesemiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 25, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Stepbrother//H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin