"Gidip de bakayım bari."
Yoongi, beklemenin saçma olduğunu düşünerek posta kutusuna gelen zarfa bakmaya karar verdi.
Evden çıkar, ve posta kutusuna doğru ilerlemeye başlar. İki adımlık yer bile ona zor gelmiştir, sadece uyumak istiyordur ve kızılla bir gece geçirmek.
"Off, umarım annemden gelmiştir de biraz mutlu olurum."
Posta kutusunu açar, içerisinden zarfı alır ve "gönderen kişi" yazan bölümündeki tanıdık ismi görünce içten içe mutlu olur, çünkü annesini çok özlemişti.
Evin kapısının önüne gelen Yoongi, kapıyı açmak için ihtiyacı olan şeyi ceplerinde aramaya başlar, ve ardından bir siktir çeker.
"Haassiktir!"
Mükemmel derecede zeki Yoongi Min, anahtarlarını evde unutmuştur.
"Ben benim kafamı da sikeyim..."
"Hey, kendinize neden küfür ediyorsunuz bayım?"
"Sen de kimsin, ve bu seni neden ilgilendiriyor?
"Ve evet, şaşırmadım bir cevap geldi. Ben Kim Seokjin, Komşunuzum. Yeni taşındım.
" Gerçekten çok üzgünüm. Şu sıralar, biraz gerginim. Üstüne anahtarı da evde unutunca, patlayıverdim öyle."
"Hayır sorun değil, kapıda kaldıysanız bir çilingir çağıralım isterseniz. Çilingir gelene kadar da bende oturabiliriz, ne dersiniz?"
"Güzel bir fikir, fakat çilingire gerek yok en yakın arkadaşımda yedek amahtar var.
"O halde arkadaşınızı aramanız en mantıklı karar."
"Bence de, bence de fakat ona ulaşmak biraz imkansız gibi. Beyefendi genellikle arkadaşlarıyla takılmaktan telefonu duymaz, ama yine de bir deneyeyim."
"O sırada da bana gelin işte, ne güzel tanışırız. Belki arkadaş oluruz."
"Güzel fikir, geleyim bari."
Yoongi'nin telefonu çalmaya başlar;
"Bir saniye, Taehyung arıyor olabilir."
-Alo?
- Alo hyung?
- Taehyung dinle, şu anda sana ihtiyacım var
-Yoongi hyung'ın bana ihtiyacı varmış ha? Doğru mu duydum ben?
-Evet Taehyung evet bla bla. Kapıda kaldım ve evin anahtarı gerekiyor gelebilir misin?
-Tabii gelirim ki zaten gelmek zorundayım ölmek istemiyorum
-Hah! Şuna bak, sanki istediğimi yapmayınca öldürüyorum
-Yani geçen su istediğin zaman ben kalk kendin al dediğim için içtikten sonra bardağı bana fırlatmıştın ama sen bilirsin hyung
-Olabilir, neyse konuşma da anahtarımı getir
-Peki hyung peki, geliyorum 15 dakikaya
-Teşekkür ederim, görüşürüz
-Görüşürüüz
"Eee n'oldu, geliyor mu anahtar?"
"Geliyor geliyor, getiriyor canım arkadaşım."
"Bu arada biraz oturup sohbet etmeye ne dersin? Gel içeri geçelim."
"Olur derim, neden olmasın?"
Seokjin kapıyı açar, ve içeri geçip karşılıklı koltuklara yerleşirler. Seokjin'in gerçekten güzel bir zevki vardı. Yoongi eve bir göz gezdirdikten sonra, Seokjin'in sorusuyla ona döner.
"Öncelikle şundan başlıyorum, adın ne? "
"Min Yoongi. Senin?"
"Zaten söylemiştim ama olsun, Kim Seokjin."
"Üzgünüm unutmuşum."
"Sorun yok, biraz kahve yapmamı ister misin?"
"Olabilir."
Seokjin mutfağa doğru ilerlerken, Yoongi'nin telefonu çalmaya başlar. Arayan kişi biricik en yakın arkadaşıdır.
- Efendim Taehyung?
- Şey ben geldim de, nerdesin sen?
- Yeni biri taşınmış buraya, onun evindeyim.
Seokjin Yoongi'nin konuşmalarını duyar ve mutfaktan bağırır;
"Yoongi söyle o da gelsin istiyorsa."
-Taehyung istiyorsan sen de gel
- İyi peki, geliyorum ben de. Görüşürüüüz.
- Bekle de konum ata- bu çocuk gerçekten salak.
Aranıyor...
Kim Taehyung-Efendim hyung yine n'oldu?
-Taehyung, çok önemli bir sorum olacak sorabilir miyim acaba?
- Soor
- Burayı nereden biliyorsun?
- Bilmiyorum ki- aaa doğru, hyung konum atar mısın?
- Attım bile, hadi görüşürüz çabuk gel
- Tamam görüşürüüz.
Devam edecek...
Sizi seviyorum.
🖤
-Sopefull
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mail Box | yoonseok
FanfictionMin Yoongi, posta kutusuna gelen ve kimden geldiği belirsiz olan zarfı açar ve okumaya başlar; "Merhaba Yoongi, benim hakkımda bir şey bilmene gerek yok, sadece sana karşı bir zaafım olduğunu bilmeni isterim"