Yoongi'den
Annem itirazlarıma rağmen beni dinlememiş, beni beslemeye çalışıyordu.
"Yo onno bon oç doğolom yomok ostomoyorom."
"Şşt, sus bakayım sen. Ağzında yemek varken konuşulmaz Yoongi. Öğrenemedin mi hâlâ? Hadi aç ağzını bak uçak geliyooor."
Annem gerçekten bana 5 yaşındaymışım bi davranıyordu. Bu hallerine gülerken itiraz etmeye devam ediyordum.
Mızmızlanarak konuşmaya başladım. "Ya anne ama aç değiliiiim gelmesin uçak hayır istemiyorum."
Dudaklarımı büzerek söylediğim şeylere karşılık annem ağzıma yavaşça vurmuştu.
"Yoongi! Bu tabak bitecek başka hiçbir seçeneğin yok! Şu haline bak, kaç kilosun sen 55 falan mı?"
"50."
"NE?! Yoongi bu tabağı bitirmezsen yiyeceğin şey yemek değil dayak olur."
"Offf anne tamam ya, neden 5 yaşındaymışım gibi davranıyorsun?"
"Sus anneye karşı gelinmez. Sen istersen 50 yaşında ol, benim için hâlâ bir jelibon paketi için koşuşturan minik Yoongi olarak kalacaksın."
Omuzlarımı titreterek gülmeye başladığımda annem beni kollarıyla sarmalamıştı.
"Minik Yoonie'm benim. Annen seni çok seviyor."
Ben de kollarımı ona sarıp çenemi omzuna dayamıştım.
"Minik Yoonie'nin de seni seviyor."
Bu güzel sarılmamız devam ederken telefonumun çalmasıyla ayrılmıştık.
"Efendim Taehyung."
"H-Hyung, T-Tanie."
"Ne, ne oldu Taehyung sakin ol Yeontan'a ne oldu?"
"H-Hyung, p-parka gidiyorduk. Karşıdan karşıya g-geçerken a-araba çarptı."
"Ne?! Sakin ol Taehyung, o iyi mi?"
"Sanırım o i-iyi hyung. Veterinere getirdim. Acil bölümünde ş-şimdi."
"Tamam Taehyung bekle ben en kısa sürede gelmeye çalışacağım tamam mı, en geç 3 saat sonra oradayım bekle beni. Ve sakin ol, ona bir şey olmayacak."
"A-ama hyung daha yeni annenin yanına gittin."
"Taehyung, geliyorum dedim sana."
"Çok t-teşekkür ederim hyung. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum Tae, sakinleş ve beni bekle."
Telefonu kapatıp cebime attığımda annem bana sorgular bakışlarıyla bakıyordu.
"Ne oldu oğlum? Taehyung'a mı bir şey oldu yoksa?"
Annem Taehyung'u lise zamanımızdan beri tanıştığımız için tanıyordu. Ve her zaman onu ikinci oğlu olarak gördüğünü söylerdi.
"Taehyung'a bir şey olmamış, ama Yeontan'a araba çarpmış."
"O minik şirin köpeğe mi? Kıyamam ben ona, Taehyung'un yanında olmalısın Yoongi. Hadi zaman kaybetme."
"Tabii ki de gideceğim anne, hem Tannie benim de köpeğim sayılır."
Hızlı adımlarla salona, bavulumu bıraktığım yere doğru ilerledim. Bavulumu çekmemi sağlayan yerin ortasındaki düğmeye basıp onu yukarıya çektim. Annem de yanıma gelmişti. Annemle bu kadar kısa görüşmek her ne kadar beni üzse de, Taehyung'un yanında olmalıydım. Annemle sarılıp vedalaştıktan ve en kısa sürede tekrar geleceğimi söyledikten sonra bavulumun tutma yerinden tutup dışarıya çıkardım. Ayakkabılarımı ve montumu giyip dışarı çıktım. Hızlı adımlarla otobüs durağına doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mail Box | yoonseok
FanfictionMin Yoongi, posta kutusuna gelen ve kimden geldiği belirsiz olan zarfı açar ve okumaya başlar; "Merhaba Yoongi, benim hakkımda bir şey bilmene gerek yok, sadece sana karşı bir zaafım olduğunu bilmeni isterim"