Bölüm 6

3.3K 375 37
                                    


YENİ BÖLÜMLER YORUM VE BEĞENİ SAYISINA GÖRE GELİYOR...

Öfkenin ortaya çıkması bir havai fişek etkisi göstermişti. Meleklerin ve şeytanların bulundukları yere toplanmaları sadece dakikalar almıştı. Ancak bu sürede Konstantinova'nın güçleri yeniden mühürlendi. Küçük kızın kıyafetleri parçalanmış olmasına rağmen şemsiyesi hala sağlam bir şekilde elinde duruyordu.

Küçük kız bir süre yerde baygın yatan adama baktı. Yüzünde hiç de halinden hoş bir ifade yoktu. Aksine işler her ne kadar istediği gibi gitmiş olsa da durumda hiç memnun değildi.

Konstantinova, üzerine binen güç dalgasına karşılık başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Melekler çok yakında burada olacaktı. Küçük kız şemsiyesini açıp omzuna dayadı. Ayakları yerden kesilmeye başladı. Yavaş yavaş yükselmeye başladı.

Sadece yedi dakikada çok fazla güç harcamıştı. Bedeni artık kendi güçlerini kolay kolay kaldıramıyordu. Bu çocuk bedeni bunun için çok fazla zayıftı. Bir yanı tuhaf bir şekilde adamı bırakmak istemiyordu. Ancak bir yanı ise ondan uzağa gitmek bir an önce kaçmak istiyordu.

Yetenekliydi hiç şüphesiz. Gölgeleri kontrol edebilen bir melek çok nadir bir türdü. Henüz tam kapasitesine ulaşamamıştı hiç şüphesiz. Ancak buna rağmen oldukça sıkıntılıydı. Belki de onu öldürmeliydi. Ancak bir meleğe gerçekten ihtiyacı vardı ve o da bunun için en uygun adaydı.

Konstantinova, iyice yükseldi ve gökyüzünde açılan kapıdan içeri girdi. Cehenneme girdiği anda hemen karşısında beliren adamla göz göze geldi. Küçük kardeşi Shian, hemen önünde havada asılı duruyordu.

Açgözlülük, gözlerini dikmiş elleri ceplerinde ona bakıyordu. Erkek başını yana eğerek alaycı bir şekilde gülümsedi. "Bütün gücünü serbest bıraktın" diye mırıldandı. "Cehennemde yankılandı"

Kardeşleriyle arasındaki bağ onların her şeyden haberdar olmalarına neden oluyordu. Bu durum genelde Konstantinova'nın işine gelirdi ancak bu durumdan hiç memnun olmamıştı. Derin bir nefes alıp verdi. "Yorgunum" dedi. Gerçekten de hiç hali yoktu.

Tam kardeşinin yanından geçip gidecekti ki Shian, küçük kızın bileğini yakaladı. "Gücünü serbest bırakman için gerçekten çok ciddi bir durum olması gerekiyor" dedi sakin bir şekilde. "Ruth ve Jagan, koşarak dünyaya gittiler. Başının dertte olduğunu düşündük."

Tabi ki endişelenmişlerdi. Konstantinova'nın güçlerini mühürlemesi bile Jagan için çok büyük bir mevzu olmuştu. Muhtemelen güçlerini açması da onun için çok büyük bir olay olmuştur. Yani koşarak dünyaya gitmesi hiç de şaşılacak bir şey değildi.

Derin bir nefes alıp bileğini kurtardı. "Jagan güçlüdür" dedi sakin bir şekilde. "Meleklerle başa çıkabilir"

Shian'ı arkasında bırakıp önünde yükselen şatoya doğru uçtu. Daha fazla sohbet edecek halde değildi. Bir an önce yatağına gidip uyumak istiyordu. Odasının penceresinden içeri girdi. Daha fazla kendisini yormak istemiyordu. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Sadece uyuması gerekiyordu.

Üzerindeki yırtık kıyafetleri çıkarıp yatağın önünde duran taş şöminenin içine fırlattı. Şömine kıyafetler içine düştüğü anda alev alıp kül oldu. Küçük kız, şemsiyesini kapatıp bir kenara koydu. Ancak gözleri bir kenarda duran boydan aynaya takıldı.

Küçücük bedenin içine hapsolmuş bir kadın...

O adama baktığı anda hissettiği her şeyi hala hissedebiliyordu. Gözlerini ondan alamamıştı. O altın rengi gözlerini düşününce kendinden geçiyordu sanki. Onu lanetlemişti ama kalbindeki sıkıntı geçmek bilmiyordu. Sıkışmış gibi hissediyordu.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 2- ÖFKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin