İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...
"Bu mührü istediğim zaman açıp istediğim kadar tutmama yarayacak bir büyü istiyorum" dedi Konstantinova. "Büyük bir savaşın içindeyken yedi dakika çok büyük bir dezavantaj"
Karşısındaki bu sefer genç bir şamandı. Bir zamanlar ona bu mührü sağlayan yaşlı adam öleli çok uzun zaman olmuştu. Belki de onun üzerinden beş nesil geçmişti. Konstantinova bilemiyordu. İnsanlar için zaman gerçekten hızlı geçiyordu.
Genç şaman henüz yirmilerinin ortasında gibi görünüyordu. Ancak onlar çocukluklarından itibaren yetiştiriliyorlardı. Her biri sadece ve sadece Konstantinova için vardı. Her zaman her an onlardan herhangi biri Tanrıçaları yanlarına gelebilir diye bekliyorlardı.
İşte şimdi bu genç adam için bir onurdu. Kendisinden önce gelen beş kişinin yaşayamadığı bir onurdu ve o da bunu biliyordu.
Elleri ve dizlerinin üzerinde eğildi. Hafifçe titriyordu. "Tanrıçam" diye fısıldadı. "Onurlandırdınız. Benden önce ki beş şaman babamın göremediği bir onura layık gördünüz beni."
Aslında durum bu değildi. Sadece bunun öncesinde gerçekten gerek görmemişti. Ancak artık önemli bir durumdaydı. Başmelekler peşindeydi ve onlarla sadece yedi dakika savaşıp yenemeyeceğini bilecek kadar gerçekçiydi.
Derin bir nefes aldı. "Bu formaliteleri geçelim" dedi sakince bir elini öylesine sallayarak. "Geçen seneler içinde ne kadar gelişme gösterdiğinizi görmek istiyorum. Neden burada olduğumu biliyorsundur"
Elbette ki biliyordu. Bunun için eğitilmişlerdi. Genç şaman derin bir nefes alıp verdi. "Bir yol olduğunu biliyorum" dedi en sonunda. "İki şaman öncesinde büyük babamız bir yol buldu. Yaşam Sıvısı, adını verdik. Ancak bizden aldılar."
Bir yol vardı ve yapmaları gereken tek şey onu korumakken hiçbir şey yapamamışlar mıydı? Öfke'nin kendisini ele geçirmeye başladığını hissedebiliyordu. Yine gözlerine kan rengi bir sis inmiş gibiydi. Neyse ki güçleri mühürlüydü ve güçleri onu kontrol altına alamıyordu.
"Kim aldı onu sizden?" diye sordu zorlukla. Etrafındaki hava titreşmeye başlamıştı. Hiç rüzgâr olmamasına rağmen elbiseleri ve saçı havalanıyordu.
Genç şaman tehlikeyi hissetmiş gibi yutkundu ve tekrar başını eğdi. "Çok özür dilerim" dedi korku dolu bir sesle. "Ancak sivri kulaklı güzel yaratıklar geldi. Onun bütün yaratıklar için çok tehlikeli olduğunu söylediler. Savaşamadık çok güçlüydüler"
Sivri kulaklı ve güzel bir yaratık...
Elfler, onun halkından gelip alması gereken en önemli şeyi mi almışlardı? Bununla gerçekten ilgilenmesi gerekecekti. Öfke geçmeye başladı ve etrafındaki hava sakinleşti. Elindeki şemsiyeyi dalgın bir şekilde çevirdi. "Peki, bu yaşam sıvısı ne işe yarıyordu?"
"Bütün lanetleri bozabilecek kadar güçlü" dedi genç şaman en sonunda.
Pagan tanrıları bir zamanlar meleklermiş. Tanrı'nın yarattığı ilk evlatları ve yedi başmelekten bile önce vardılar. Sıradan bir melekten ve hatta baş meleklerden bile çok daha güçlüydüler. Evren yaratıldıktan sonra cennete baş kaldırdılar. Özgür iradeleri çok güçlüydü ve çocuklar evden ayrılmak istiyorlardı.
Sonunda dünyada kendi krallıklarını kurdular. Olympos Dağı'nda yer edindiler ve insanların kaderlerini etkilemeye başladılar. Kendilerini onlara tanrılar olarak tanıttılar ve onlardan tapınma talep ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 2- ÖFKE
FantasyYedi ölümcül günahlardan biriyim. İnsanların ruhlarında yatan intikamım Bilmezler ne kadar tehlikeli olduğumu Bilmezler başlarına gelecekleri Sizleri yok etmeye geldim. Ben günahların derinlerinde yatan nefretim Ben öfkenin ta kendisiyim.