Bölüm 11

3.1K 379 46
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... FİNALE UFACIK BİZ ZAMAN KALDI... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Konstantinova, deniz kenarında gözlerini açtı. Çevresi çiçeklerle çevrili bir parktaydı. Hava çoktan kararmıştı. Küçük kız olduğu yerden doğruldu ve etrafına baktı. Parkla denizi bir yol birbirinden ayırıyordu. Konstantinova, parktaydı kenarındaydı ancak melek deniz kenarında duruyordu. Arkası dönük dalgın bir şekilde denize bakıyordu.

Küçük kız yattığı yerden doğruldu ve yanında duran şemsiyesini eline aldı.

Erkek onun gelişini şemsiyesinin tıkırtısından anlayabiliyordu. Her adımında şemsiyeyi yere vuruyordu sakin bir şekilde. Ancak dönüp ona bakmadı. Gerçekten aklı çok farklı şeylerin ağına takılmıştı.

Başta ona kızdığı her şey bugün işine yaramıştı. Eğer güçlerini mühürlemeseydi ve sonrasında onu kurtarmasaydı yine Gölge Halkı'nın esiri olacaktı. Anlaşılan güçleri mühürlü olduğu sürece Gölge Halkı onu umursamıyordu. Ya da kim olduğunu anlayamıyordu.

Ellerini ceplerine soktu ve derin bir nefes alıp verdi. "Eve gidiyorum" dedi sakin bir şekilde. "Yapmam gereken şeyler var"

Bunun olacağını tahmin etmişti. Beklenmedik bir şey değildi ancak açıkçası Konstantinova, onun anlattıklarını ciddiye almamıştı. Gölge Halkı konusunda daha dikkatli olması gerekirdi. Her neyse bile onun da geri dönmesi gerekiyordu. Merakı uyanmıştı.

İki elini şemsiyesinin üzerinde birleştirdi. "O gölge sana ne söyledi?" diye sordu en sonunda.

Brian o zaman başını çevirip ona baktı. Dikkat edeceğini düşünmemişti. Ancak Öfke'yi hafife almamak gerektiği çok açıktı. Elinde olmadan gülümsedi. "Sen ne duydun?" diye sordu. Belki de cehennem mensupları onların seslerini duyabiliyorlardı.

"Belli belirsiz tıslamalar ve fısıltılar"

Duyamıyorlardı demek. Genç adam başını iki yana salladı. Yüzündeki gülümseme silindi ister istemez ve başını kaldırıp gökyüzüne baktı. "Yakında bütün ihtişamımla parlayacağımı söyledi" dedi en sonunda. Durdu. Bir nedenden ötürü ona gerçekten güveniyordu. Bu yüzden söylemekte sorun duymadı. "Kralı olduğumu söyledi."

Gölge Halkı'nın Kralı...

Bu düşündüklerinden çok daha fazlasıydı. Konstantinova, başını salladı dalgın bir şekilde. Elf diyarına saldırmaları boşuna değildi. Onlardan almak istedikleri şeyler vardı. Yaşam Sıvısını almaları da bu planlarının bir parçasıydı.

Haklıydı. Evlere dönmeleri gerekiyordu. Hiç bilmedikleri bir ırkla savaşamazlardı ya da onlara karşı koyamazlardı. Ancak o halkın bir şekilde Brian ile bir bağı var gibi görünüyordu. "Gidip babamla konuşacağım" dedi en sonunda. "Gölge halkı ile ilgili bir şeyler biliyorsa bana anlatacaktır"

Gidip en büyük düşmanlarıyla konuşacaktı. Brian elinde olmadan hafifçe gülümsedi. "Kosie" dedi aniden. Küçük kız başını kaldırıp ona baktı. İlk defa adını kullanıyordu. Hayır, ailesinin kullandığı kısaltmayı kullanıyordu. Elinde olmadan gülümsedi küçük kız. "Senden bir isteğim var" diye devam etti Brian.

Anlaşmaları ve aralarındaki ilişki çok değişmişti. Bunların hepsi sadece bir gece de olmuştu. Çünkü birbirlerini korumaya çalışmışlardı. Birbirlerine yardımcı olmayı şartlardan dolayı değil kendi isteklerinden seçmişlerdi.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 2- ÖFKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin