"it was the best night,
never would forget how we moved."➳
Michael Wheeler, kulaklığından kulaklarına ulaşan The Beatles müziğinin sesini bir tık kıstı ve arkadaşlarına yetişmek için adımlarını hızlandırdı. "Biraz daha hızlı olmalısın Mike, geç kalıyoruz!" diyen Max'e karşı gözlerini devirdi ve daha hızlı yürümeye başladı.
"Bu saçmalığa beni de alet ettiğinize inanamıyorum." dedi ve Lucas ile Dustin'e karşı kaşlarını çattı. Lucas, "Eminim sen de eğleneceksin dostum, bana güven." dedi ve güven verircesine Michael'ın omzunu tuttu.
Dustin, "Hem, yazın yapılan doğum günü partileri her zaman daha güzel oluyor. Bu da bir sürü puding demek!" dediğinde Michael gözlerini devirdi.
Dustin'in pudinge olan aşkı hiçbir zaman bitmeyecekti.
Max, fazla büyük olmayan, şirin bir evin önünde durduklarında, "Sanırım geldik." dedi ve adımlarını kapıya doğru yönlendirdi. Michael içerinden gelen yüksek müzik sesini duyduğunda, Max'i başıyla onayladı ve derin bir iç çekti. Partilerden ve eğlencelerden hiçbir zaman hoşlanmamıştı.
Ağır adımlarla arkadaşlarını takip etti ve Max zili çaldığında kapıyı açan kadına tebessüm etti. Kadın, "Hoş geldiniz çocuklar, içeri geçin." dediğinde; Max, "Hoş bulduk Joyce." dedi ve isminin Joyce olduğunu öğrendiği kadının elini sıktı.
Lucas Max'in belinden tutup onu içeri yönlendirdiğinde, Dustin Michael'a göz kırptı ve içeri geçmesini işaret etti.
Michael derin bir nefes alıp içeri girdiğinde, masanın üzerindeki pudinglere saldıran Dustin'e ve kulaklarını sağır edecek biçimde çalan müziğe karşı tekrar göz devirdi.
Bütün eşyaları boşaltılmış ve sadece kokteyl masaları barındıran evde, Max ve Lucas'ın bir şeyler içmeye başladığı masaya doğru ilerledi ve yanlarında durdu.
Ardından Max'in tüm ısrarlarına rağmen ona uzattığı kokteyli almadı ve ellerini annesinin zorla giydirdiği siyah pantolonun cebine koydu.
Çünkü annesinin zorlamaları olmadan asla takım elbise giymezdi.
Kokteyli almadığı için kendisine somurtan Max'e döndü ve boğazını temizledi. "Doğum gününün sahibi," deyip etrafa göz gezdirdikten sonra, "arkadaşın mıydı?" dedi ve gözlerini pudingleri adeta sömüren Dustin'e dikti.
Max somurtmayı bırakıp, "Tam olarak arkadaşım diyemem, çünkü William da senin gibi." dediğinde Michael yavaşça ona döndü. "Benim gibi derken?" dedi ve tek kaşını havaya kaldırdı. "Demek adı William..." diye düşündü. Bu isim Michael'a tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordu. Max, "Yani... unutkan ve...asosyal." dedi ve kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tolerate it | byler
Hayran Kurgu"i made you my temple, my mural, my sky. now i'm begging for footnotes in the story of your life." [oneshots]