2

58 2 0
                                    

İyi okumalar🌚

Jimin

Kapıyı açar açmaz içerideki atmosfer beni ürperticek kadar etkili olmuştu. Herkes burnu kanayana kadar çok sıkı çalışıyorlardı. Ayrıca herkesin vücutları da çok yapılıydı.

Arkamdan kapı açıldı. Kapının açılmasıyla burnuma güzel bir koku geldi. Çileklimsi bir kokuyu bu yada çilek aromalı. Çok güzel kokuyordu. Bu çocukta diğerleri gibi kaslı ve yapılıydı. Kendimi onların yanında patlamış bir balon gibi hissettim.

Halterlerin yanına gittim ve ağırlıkları yokladım. Elime hiç düşünmeden direkt 30 kiloluklardan elime aldım. Fazla ağırlığın etkisiyle sarsıldım ve gözüme bir çocuk çarptı. Bana alaycı bir şekilde bakıyordu.

Harika Jimin. Harika. Hiç ısınmadan direkt 30 kiloyu al. Hemde bu insanlarım yanında, ve şuan bir çocuk bana ba-. Ne! çocuk nereye gitti şimdi. Demeden omzuma birinin geçirmesiyle jıpladım.

"Beni arıyordun sanırım." Çocuk pişkin pişkin sırıtıyordu.

"Yok hayır,etrafa bakıyordum.

"Hm. Öyle mi,bu 30 kiloluklar senin için biraz ağır olmaz mı?"

Bu çocuğu hiç sevmemiştim. Keşke kokusu gibi kalbi de iyi olsaydı. Dünyaya daha yararlı olurdu.

Söze atıldım.

"Pardon ama, sen bu sözleri neye güvenerek söylüyorsun!"

Bu çocuğun yüzünde en ufak bir değişiklik yoktu. Hala eskisi gibi kendine güvenir ve ahlaksız bakışları vardı.

"Bu spor merkezinde senin gibi birisini ilk defa gördüm."

"Nasıl yani benim gibi birisini ilk defa gördün"

Çocuk kahkaha attı. "Yani yanlış anlama,senin gibi bir vakayı ilk kez görüyorum.

Gerçekten ileri gitmeye başlamıştı ve ben bu çocuğa hiç ısınamadım. Hiç. Çocuğu görmezden gelip çıkışa doğru ilerlemeye başlarken. Bileğimden tuttu.

"Beni bırakır mısın. Yoksa burada hiç şeyler olmaz!"

"Afedersin sanırım biraz fazla çıkmıştım."

İşye bu sefer gerçekten azda olsa pişmanlık vardı.

İç çektim.

"Biraz öyle oldu evet. Bu son olucak zaten değil mi!" Çocuk bana daldı öylece bakıyordu. Tam zamanı mıydı acaba o benim koluma kötü geçirmişti. Hiç düşünmeden koluna sertçe geçirdim. Geçirmeme beraber bir çığlık attı.

"Ahh! Ne yapıyorsun. İyi misin sen!" Bu çocuk çok salaktı. Gerçekten çok salaktı. Göz devirdim. "Daldın. Bilmem farkında mısın."Çocuk hiçbir şey anlamamış gibi. "Ne nereye daldım. Ben?"

Off ben bu çocuğa nereden düştüm ya.

"Hani az önce bana baktın. Daldın. Sen!"

Daha yeni aydınlanmıştı."Pardon"

"Ayy önemli değil."

Aklıma kaç dakikadır bir şey takıldı. Benn bu çocuğu sanki bir yerden hatırlıyorum. Yani gördüm. Ama nerede?

Tam ben ağzımı açıyordum ki o konuştu."Acaba diyorum yarın bir yerde oturup konuşsak mı?"

Kala kaldım. "Bizim tanışmamız pek iyi değil seni çok fazla sevdiğim söylenemez."

Çocuk başını aşağı eydi." Anlıyorum. Evet pekte iyi bir karşılaşma olmadı. Fakat seninle yanlış zamanda tanıştık. Seni sevdim tanımak isterim."

Cebimdeki telefon çaldı. Yujin arıyordu."Peki olabilir yarın boşum benim şimdi gitmem gerek yarın, görüşürüz."diyerek tam kapıya gidiyordum ki arkamdan çocuk seslendi.

" Pardon"diyerek yanıma koştu. "Efendim,bir şey mi oldu." "Pardon ama hani genelde insanlar buluşacağı kişinin adı falan sorar" dedi.

"Hah adım? Adım Jimin." Tek kaşını kaldırdı"Jimin. Güzel isimmiş." cebinden telefonunu çıkardı."Telefon numarası?"

"Telefon numarası derken." Çocuk bunalmış bir şekilde."Seninle yarın için nasıl iletişim kurmamı bekliyorsun. Dumanla falan mı?" Ben gerçekten çok aptalım.

"Evet haklısın" diyerek telefon numaramı söyledim. "Tamam yarın için haberleşiriz o zaman. Görüşürüz" dedi ve göz kırparak gitmeye başladı ki hemen yanıma geri geldi "Ha bu arada ben seni bir yerden tanıyorum ama..."dedi ve gitti. Nasıl yani oda mı beni hatırlıyordu. Bu nasıl bir iş anlamadım. İkizde birbirimizi tanıyoruz ama kim nereden tanıdığımız hatırlamıyoruz. Bu çok garipti. Arkasından hemen bende spor yerinden çıktım.

Blessure - JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin