İyi okumalar🌚
Çin işkencesinden daha iğrenç bir sesle güne uyandım.
Lanet alarm...
Alarmı kapatıp hemen yatağımdan kalktım ve tuvalete doğru gittim. Hem hızlıca bir duş alıp günlük işlerimi hallettikten sonra üzerimi giyindim.
"Günaydın yakışıklı.""Günaydın güzellik. Bir günde sen geç kalk ben hazırlayayım kahvaltıyı olmaz mı?"
"Sen erken kalkarsan ben hazırlamam. Ama senden istemeden de olsa yarım saat önce kalkıyorum."
Göz devirdim.
"Off peki peki. Belki birgün erken kalkarım senden ha?" diyip göz kırptım.
Hemen daha fazla konuşmadan kahvaltımızı yapıp arabaya bindik ve okula sürmeye başladım.
&&&&&&&&&&&&&
Dersler bugün inanılmaz sıkıcıydı. Teneffüslerde beni tutan kızlar yüzünden kılımı kıpırtamamıştım. E haliyle Yujin'in yanına da gidemedim. Hemen çantamı topalyıp Yujin'in olduğu kata çıkmak için sınıftan çıkmam ve Jungkook'u görmem bir oldu.
Bana bakıp hemen geri dönücekken Jungkook'a seslendim.
"Hey Jungkook! Nereye böyle acele?"
Kahvedeki haliyle alakası yoktu. Sanki içine biri girmiş gibi. Benim okulda olduğumu bilmesine rağmen ne yanıma gelmişti yada beni aramıştı. Yabancı gibi davranıyordu adeta.
"Efendim."
"5 gündür benimle konuşmuyorsun. Yüze bile bakmaya tenezzül etmiyorsun. Yanlışlıkla bir şey yapmamışımdır umarım."
"Ahh. Hayır. Sen bana ne yapabilirsin ki? Karıncayı bile incitmeyen Jimin."
Şimdi o bana laf mı soktu yoksa övdü mü? Bazen anlamıyorum çünkü.
"Karıncayı bile incitmeyen Jimin? Beni kısa sürede bu kadar iyi tanıdığını düşünmezdim."
"Kısa süre..."
Gözü bir yerlere daldı. Bi an transa geçti diye kalbim bağırsağımda atmadı değil.
"Seni iyi tanırım Jimin. Bazen bir hareket insanın sicilini çıkartmama yetiyor."
"Kötü bir şey yapmadım umarım?"
Bakışlarını en sonunda gözlerime çıkardı ve derin bir nefes aldı.
"Bana bir şey yapmadın Jimin. Ben sana yaptım. Üzgünüm. Zaten çok geçmeden öğrenirsin. Ama öğrendiğinde bana kötü davranıcaksın,bende sana bakıcak, yüz bulamayacağım. İyi günler."