5

14 2 0
                                    

İyi okumalar🌚

Yine korku dolu bir kâbusla yatağımdan kalktım. Artık bu tarz sorunlara alışmış gibiydim zaten. Çoğu rüyam hep aynıydı. Değişmeyen ve sonu hep aynı olan rüyalar. Yujin'e hep anlatıyordum fakat o bana kafama takmamam gerektiğini söyleyip duruyordu.

Sıkılmıştım. Ama bunları bir an önce unutup hazırlanmalıydım çünkü o çocukla buluşucaktım. Yaptığım karar ne kadar doğru bilemem ama onun kim olduğunu çok merak ediyordum. Büyük ihtimal o da böyle düşünüyordu. Aslında ilk buluşma denemezdi. Daha önce konuşmuşluğumuz olmuştur birbirimizi tanıdığımıza göre...

Hemen banyoya gidip sıcak bir duş aldım. Bornozumu çıkartıp kasığımdaki yaraya krem sürdüm. Kaç yıl geçmesine rağmen bu izin başıma bela olması beni sinir etmekten başka bir şey yapmıyordu. Görüntüsü de hiç hoşuma gitmiyordu zaten. Yaralardan nefret ederdim. Hele kavgada olan yaralardan daha çok.

&&&&&&&&&&&&&

Biraz erken gelmiştim fakat Jungkook çoktan bir masaya oturup telefonuna bakmaya başlamış bile. Ona doğru ilerlerken beni gördü ve telefonunu kapatıp bana selam verdi. Aslında birazcık sempatik gözüküyordu. Tabii yırtık deri pantolonu ve beyaz neredeyse içi gözüken bir kıyafeti saymazsak oldukça sempatik bakıyordu. Belki de son zamanlarda gördüğüm kâbuslar yüzünden o gün biraz kırılgandım. Kim bilir.

"Bir şey almak ister misin?"

"Bir kahve olabilir."

Başını onaylarcasına kaldırdı ve garsonu çağırdı.

"İki kahve alabilir miyiz lütfen."

"Elbette"dedi garson ve hızlıca mutfağa girdi.

Söze başlayan Jungkook oldu.

" Ee neler yaparsın anlat bakalım."

Anlatıcak pek fazla bir şeyim yoktu aslında. Ben daha çok anlatmak değil dinlemeyi tercih ederdim. Yujin yıllardır buluşmalarda hiç susmaz ve sürekli onu dinlemek zorunda kalırdım. Alışkanlık olsa gerek.

"Şuan psikoloji okuyorum. Son sınıf öğrencisiyim. Sonra doktora yapmayı düşünüyorum. Sen?"

Biraz şaşırmış gibi duruyordu fakat nedenini sormayacaktım. İlk karşılaştığımız zaman da böyle tepkiler vermişti zaten. Bu olayı karakterine veriyorum.

"Bende insan hakları okuyorum. Sonra ne olurum bilmiyorum. Ama doktora falan pek düşünmüyorum. Belki ileride olurum."

"İnsan hakları mı? Etkileyici nasıl karar verdin?"

Derin bir iç çekti. Yüzünde buruk bir ifaede vardı. Tereddüt ederek"Ben aslında çok önceden haksız yere suçlanmıltım. Yada suçlanmam gerekti bilemiyorum. Fakat en azından bir empati kurulabilrceğini düşünmüştüm. O da olmadı. Benim hayatım gitti. O zamanlarda depresif biri olmuştum. Halbuki normalde çok sosyal çevresi geniş biriydim. Aslında hala da öyleyim. Fakat bilirsin işte eskiler gibi olmuyor hayat. Geriye bir arkadaşım kalmıştı. O da ben çok uzun yıllar tanıdığım onu kardeşim gibi gördüğüm dü."

Gerçekten biraz üzülmüştüm. Ne olduğunu sormak çok istedim içimde çok kalmıştı fakat o bunları anlatırken bile bu kadar tepki verdiyse gerisini nasıl Anlatıcak bilemiyorum. Bunun içinde hiç sorma gereği görmedim.

" Peki ya sen?"

Afallamıştım. Onun yerine fazla üzülmüştüm sanırım. Bana endişeli bakışlar atıyordu.

"Ben...Imm... Şey... Aslında benim de geçmişim o kadar da iyi değildi. Ama şuan halimden çok memnunum. Beni seven ve beni sonuna kadar de sevicek az ama değerli kişilerin var. Şimdi ilk günden kafamızı şişirmeyelim. Ne dersin?"

Blessure - JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin