Elimde ki telefonu sıkarak koridorda yürürken görüş açıma giren Ufuk'la adımlarımı hızlandırdım. Bakışları beni bulduğunda yüzüne bir gülümseme yayıldı.
Fotoğrafı açtığımda yanına varmıştım. Telefonu hızla göğsüne vurup "Bu ne?" dediğimde kaşları havaya kalkmıştı. Bakışlarını arkadaşlarına çevirdiğinde hepsi dağılmıştı.
Telefonu eline alıp fotoğrafa bakarken güldü.
"Güzel çıkmışız ha?" Ellerimi yumruk yapıp dibine girdim.
"Ufuk sen kimsin? Sana bunu yapma hakkını kim verdi?"
"Yapma Verda. Senelerdir benimle berabersin. Şimdi bir adam çıkıp seni sevdiğini söyledi diye benden vazgeçecek değilsin." Elinde tuttuğu telefonumu alıp cebime attım ve güldüm.
"Kendini kandırma birbirimizle öylesine takıldığımızı biliyoruz. Hem öyle olmasa bile beni aldattıktan sonra sana geri döner miyim?" Arkamı dönüp sınıfa yöneldiğimde duyduğum sesiyle olduğum yerde durdum.
"Senden gerçekten hoşlanıyorum. Hoşlandığım bir kızla o tarz şeyler yapacağıma, gözümde hiç değeri olmayan bir kızla yaptım. Suçlu değilim!"
Tiksinirek yüzüne bakarken eski konumuma geri döndüm.
"Her gün senden daha fazla tiksinemeyeceğimi düşündükçe bir şeyler yapıyorsun. Bil bakalım ne oluyor?" Kaşları çatılınca güldüm.
"Benden hoşlanma. Senin en ufak sevgini bile istemiyorum. Seni sevmeyeceğimi bildiğim için bunca sene sana katlandım." Derin bir nefes alıp bakışlarımı etrafta gezdirdim. Çilem köşeden bize bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Yanlış adamı seçmişti. Bakışlarımı tekrar Ufuk'a çevirdiğimde ellerini omzuma koydu.
"Savaş mı?" Geriye doğru bir adım atıp ellerinin omzumdan düşmesini sağladım.
"Savaş ya da bir başkası fark etmez. Sen değilsin bunu fark et." Bakışlarım tekrar Çilem'e döndüğünde büyük adımlarla tuvalete yürüdüğünü gördüm.
Peşinden giderken neden bunu yaptığımı bilmiyordum. Ama Ufuk gibi iğrenç bir insan için kimsenin üzülmesine gerek yoktu.
Peşinden tuvalete girdiğimde ağladığını gördüm. Bakışları beni bulunca bakışlarını kaçırdı. Köşede ki peçeteliğe ilerleyip biraz peçete aldım. Tezgaha yasladığı ellerinden birini kaldırıp peçeteleri eline koyduğumda yüzüme baktı.
"Kimse için ağlama. Hele Ufuk için asla. Ve asla doğru insanı sevmediğin için kendini suçlama. Hata yapmadan bir şey öğrenemezsin. Bu saatten sonra ondan uzak durarak kendine yeni bir sayfa aç." Arkamı dönüp tuvaletin kapısına yürüdüm. Elimi kapının koluna attığımda sesini duyup durdum.
"Teşekkür ederim." Cevap vermeden dışarı çıktığımda okulun bastığını düşünüp dışarı çıkma kararı aldım. Sınıfa girip çantamı aldıktan sonra okuldan çıktım.
Aklıma gelen kişiyi, Savaş'ı görmeye karar vermiştim. Üniversiteye doğru giderken üstümde ki üniformayı bakıp yüzümü buruşturdum. Liseli olmaktan nefret ediyordum.
Cebimden telefonumu çıkarıp mesaj yazmaya başladığımda yüzüme bir gülümseme yerleşmişti.
*
Verda: Yanına geliyorum. Yani okuluna..
Verda: Umarım okuldasındır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VERDA | Texting
Short StorySavaş: Güzelsin.. Savaş: Tüm kırgınlıklarınla, insanlara olan güvensizliğinle, o küçük kız çocuğuna olan sevginle.. Savaş: Çok güzelsin Savaş: Yüzün güzel diye değil, kalbin güzel diye güzelsin Savaş: Beni affetmenin zor olduğunu biliyorum. Cevap y...