♤4. RÜZGAR♤

147 96 95
                                    

Çırpındıkça daha  çok dibe battığımı hissediyorum.

*************

Hiç rüzgarla aranızda bir bağ olduğunu hissettiniz mi ya da ikiniz arasında gizli bir anlaşma varmış gibi..?  

Siz bir şeylerden kaçmaya çalıştıkça onun inadına inadına yüzünüze vurduğu şeyler olduğunu düşündünüz mü mesela?

Ben, içinde bulunduğumuz bu zaman diliminde; üzerinde bulunduğum motorun son sürat ilerlemesine karşın korkmak yerine tam olarak bunları düşünüyordum. 

Rüzgar yüzüme çarpıyor, zihnimin derinliklerine gömdüğüm iğrenç anılarımı yeniden gün yüzüne çıkarmaya çabalıyordu.

Tehlikeli oyunlar oynuyordu.

 Kahkaha attım.

Bunu duyan Yiğit daha da hızlandı, hoşuma gittiğini sanıyordu. Kollarımı beline daha sıkı doladım. Gözlerimi kapattım ve rüzgara karşı savaş açtım. 

Geçmiş sadece üzerine toprak atılması gereken bir ölüydü ve eğer bir ölünün üzerini örtmezseniz kokardı. 

Hayatımda ise geçmişin bir ölü olduğunu var sayarsak ben de onun üzerini örten topraktım. Rüzgarsa ölünün kokusunu uzaklardan almış bir köpek...

Bu demek oluyordu ki bir yerlerde boşluk vardı görevimi iyi yapamamıştım çünkü ölü kokuyordu.

Sinirlendim, rüzgara değil kendime.

Gözlerimi açmamla motorun durması eş zamanlı oldu. Hızla motordan inip kaskımı oturduğum yere bıraktım. Kayaların olduğu tarafa gidip oturdum. Tuzlu suyun kokusu ciğerlerime nüfuz etti.

Tekrar gözlerimi kapattım.

"Dünya üzerinde milyonlarca insan varken neden gelip seninle arkadaş oldum biliyor musun?"

Gülümsedim, gelmişti sonunda.

"Senin gibi olduğum için mi?"

"Hayır."

"Neden peki?"

Bir süre sessizlik oldu, gözlerimi açtım; gözlerini ufuğa dikmiş maviliği izliyordu.

"Kendin gibi olduğun için."

"Aptal," deyip başımı iki yana salladım, saçımdan birkaç tutam da başımla beraber hareket etti. Gülümsemem daha da genişledi.

"Kendim hakkında tek bir fikrim olmazken nasıl kendim olabilirim söylesene?"

"Sadece sen böyle düşünüyorsun."

Dudaklarım düz bir çizgi halini aldı. Söyledikleri hoşuma gitmiyordu. Biri bana kim olduğumu sorsa adım Arya demekten ötesine gidemezdim.

Dişlerimi sıkıp "Ahh..." diye inledim. Bana baktı. Tam ağzını aralamıştı ki "Kes sesini!"deyip susturdum onu.

"Bazen çekilmez oluyorsun." dedi alayla. Düz bir ifadeyle ona baktım.

"Sen de..."

Güldü. 

Nadir de olsa onun güldüğüne şahit olmak güzeldi. 

Sanki güldüğünde başka birine dönüşüyordu, hastalıklı bir adam olmaktan uzaklaşıp normalleşiyordu. 

Onun normal olması fikri pek aşina olmadığım bir şeydi ama kulağa kötü geldiğini söyleyemezdim çünkü eğer bir gün normal olursa onu öyle de kabul edebileceğimi biliyordum.

KOZA~Querencia~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin