BÖLÜMÜN SONUNDA Kİ DUYURAYA OKUYUN. ASLINDA SADECE ARMY OLANLAR BAKSIN VE OKUSUN! ARMY OLANLAR DİKKATE ALSIN!
Kalabalık bir süre sonra yatmak için dağılmıştı. Garip olan bu çocuğu seven yok muydu? Kimse ağlamamıştı. Ağlayan korkanlardı.
Tanrım, şimdi bitmiştik..
2 saat sonra
Bu sefer sağa doğru döndüm. Bir sola bir sağa doğru dönüp duruyordum. Uykum resmen bir süpürgenin vakumuyla çekilmişti. Gözümü kapattım. Jeremy'lere kızıp artık başımda dikilmemelerini söylemiştim. Rahatsız olmuştum. Ve sonuçta uyumak onlarında hakkıydı.
Ölen çoçuğu, Jeremy'nin gömmesini istedim. Ormana bir yere gömüp gelmişti. Beni korkutan, burdaki herkesin öleceğini duymamdı. Hem o yazı, hem de beynimin içinde o sesin yankılanmasıydı. Ama kimseye belli etmedim. Önemli değildi. Ve bu avcının amacı sadece bizi korkutmak olduğunu düşünüyorum.
Kapımın tıklatılmasıyla bu saatte kimin olduğunu düşündüm. Yattığım yerden kalkıp dikleştim. Biri kapıyı açıp girdi. Kim olduğuna bakmak istediğimde bunun Carlos olduğunu gördüm. Bana küçük bir selam verip hemen yanımdaki yatağına attı kendini.
"Buraya gelmemen gerekiyordu sanırım?" tek kaşımı kaldırıp sormuştum. Yüzünü yastığa gömmüştü, "Salonda yatacaktım. Ama olanları görünce tuhaf hissettim. Sonra kendi yatağıma gelmek istedim." yüzü yastığa gömdüğü için sesi boğuk ve komik çıkmıştı.
Bir şey demeden ben de kendimi bıraktım. Sırt üstü bir şekilde uzanıyordum, beyaz tavanı izlemeye başladım.
"James." başımı hızlıca sol tarafa çevirdim. O kadar hızlı çevirmiştim ki bir an boynum kırılacak sandım. Carlos'a baktığım da hemen uyuduğunu gördüm. Nefesi düzenli bir şekildeydi, bu da uyuduğu anlamına geliyordu? Yani sanırım.
"Carlos." yüksek sesli, onun duyacağı bir sekilde ismini söyledim. Ama ses gelmedi. Avcının bana oynadığı oyun geldi. Bu da aynı bir oyundu. Benimle zayıf bir noktamla dalga geçiyordu. Önüme döndüm ve tavanı izlemeye devam ettim.
Sesleri düşünmemeye başladım. O kadar fazla ses geliyordu ki. Delirmeme ramak kalmıştı. Bu avcıyla yüz yüze konuşmak istiyordum. Derdi benimle neydi? Bu kampta o kadar kurt ve vampir varken niye benim? Diye düşündüm. Ama aklıma kamptaki herkesin öleceği geldi. Avcı da böyle intikam alıyordu işte. Melezleri öldüremezdi ama delirtecekti yada eziyet ettirecekti. Diğerleri ise ölecekti.
Madem uyuyamıyordum.. Diğerlerini korumam gerekiyordu. Ama ben kimin öleceğini bilmiyordum. Belki yanımdaki Carlos da olabilirdi.
Kapımın açılmasıyla derin nefes vererek oraya baktım. Bu sefer gelen Jackson'dı. Kaşlarımı çatıp oraya baktım. Hiç bir şey yapmadan sadece bana bakıyordu. Korkuyu hissetmeye başlamıştım. Yattığım yerde kalktım. Jackson'a yavaş adımlarla yaklaştım. Ama sadece beni izliyordu. "Jackson, iyi misin? Kabus falan mı gördün?" olduğum yerde durdum ve ona baktım.
Normal görünüyordu. Ama beni izlemesi ve bir şey dememesi korkutuyordu. Kulağından akan bir sıvı görmemle, bütün dikkatimi oraya topladım. Kan görünce hızlıca Jackson'nın yanına geldim. Elimi akan sıvıya atmak istediğimde bileğimden tuttu. Bileğimi tutan şahısa sinirle baktım. "Ne yaptığını zannediyorsun sen?" ses gelmedi. Birden tüm gücüyle beni duvara attı.
Toparlanıp ayağa kalktım. Avcı işini biliyordu. Jackson'ı avcı yönetiyordu!
Üstüme gelmesiyle kollarımdan tuttu. Duvara yaslayıp öpmeye kalkmıştı. Arkamda ki duvardan destek alıp gücümü kullanmadan onu ittim. Ama bir iki adım anca gitmişti. Birini çağırmak istedim. Fakat Jeremy'nin Jackson'ı döveceği geldi aklıma.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURT VE MELEZ AŞKI
VampiriEn İyi; vampirokulu #1 kuzen #6 melez #21 vampir #62 Clara Alonso adında melez bir kız , yarı Vampir yarı Kurt. Ailesinin isteği ile Kurt okuluna gidiyor. Orada hayatının aşkıyla karşılaşıyor ve maceralara atılıyor. Bazen üzüntü ile bazen sevinç il...