4

150 10 0
                                    

O an ne yapmam gerekiyordu? İçeri girip onları basmak mı? Yoksa kaçıp gitmek mi? Beynim durmuştu sanki. Kelimeleri bana yetersiz geliyordu. Tüm cesaretimi toplayıp kapılarını çaldım. Bir kız kapıyı açtı. Bende sinirle içeri girdim. Oğuz, Serpil'in elinden tutmuş gülümsüyordu. Bu benim tanıdığım, aşık olduğum adam mıydı?

BAHAR : Oğuz.. Sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın?!

OĞUZ : Ya Bahar.. Çok özür dilerim. Bak çok kızdım şimdi kendime. Allah kahretsin ya!

SERPİL : Ah Oğuz! Unuttun mu yoksa Bahar'ı davet etmeyi. O en önemli konuğumuz.

BAHAR : Sen ne diyorsun Serpil ya?! İyi misiniz siz?! Kafayı mı yediniz?!

AYFER : Oğuz, oğlum noluyor burada?

OĞUZ : Bir şey olduğu yok annecim. En yakın arkadaşımı çağırmayı unutmuşuz.

AYFER : Eh ve oğlum! Neyse güzel kızım, olmuş bir hata. Takma bu kadar kafama.. Gel içeri geç.

BAHAR : Siz.. siz gerçekten iyi değilsiniz.. Ben sana ne diyeceğimi bilmiyorum ya!

Oğuz beni alıp dışarı çıkardı. Bende ona tokat attım.

BAHAR : Ulan sen ne adi, ne pislik , ne iğrenç bir insanmışsın ya! Ben sana güvenmiştim. Seni sevmiştim. Sen ne yaptın?! Ne yaptın sen?! Bana gerçek yüzünü gösterdin.

OĞUZ : Tamam kes! Yeter artık! Evet seninle oynadım. Bu oyunu Serpil en başından beri biliyordu. Seni uyardı ama dinlemedin.

BAHAR : Sen benim yanımda ne kadar güzel rol yaptın ya?! Bir an gerçek sandım. Az kalsın inanacaktım sana.

OĞUZ : İnandın da Bahar. Çok güzel inandın. Bana deli gibi aşık oldun.

BAHAR : Ben senin yüzünden kuzenlerimi hiçe saydım ya! O kadar laf söylediler senin için. Dinlemedim hiç birini!

OĞUZ : Söyleceklerin bittiyse defol git!

BAHAR : Çok bile konuştum.

Ağlayarak onların evinden gittim. Daha fazla bu manzaraya katlanamayacaktım.

SERPİL

Sonunda hayallerimiz gerçek olmuştu. Oğuz ile sözlenmiştik. Bizi bazı çekemeyenler vardı. Onlar da gerektiği cezaları aldılar. Bizimle tekrar uğraşırlarsa da daha büyük ceza alacaklar. Telefonumu elime alıp yürürken Bahar ile çarpıştım.

SERPİL : Bahar, seni görmek ne kadar güzel canım benim.

BAHAR : Sen nasıl bir insansın ya?! Neden yaptınız bana bunu?!

SERPİL : Ben yapmadım. Oğuz yaptı sana..

BAHAR : Allah sizin belanızı versin! Başka diyecek hiçbir sözüm yok size.

Bahar tam gidecekti ki kolunu çok sert tutup durdurdum.

BAHAR : Ne var?!

SERPİL : Hatırlıyor musun Bahar? Seninle ilk tanıştığımız gün uyarmıştım seni. Oğuz beni seçecek diye. Sen ne yaptın? İnanmadın bana. Canım benim bu sonu sen hak ettin. Sen Oğuz için ağlarken biz o gün onunla çok eğlenceli dakikalar geçirdik.

BAHAR : Sana acıyorum be! Hayatın boyunca bir şeyi elde etmek için insanların altına girmek zorunda olacaksın.

SERPİL : Ama gördüğün gibi şuan yüzük benim parmağımda. Yani kim altta, kim üstte fark etmiyor. Sana da ancak kıskançlığından çatlamak düşüyor.

Bahar'ın yanından lafımı koyup gittim.

BAHAR

Bugün benimde dönüş günümdü. Bu yaptığı şeyleri bir çırpıda silemezdim. Ama ondan önce Oğuz ile konuşmam gerekenler vardı. Onun evine son kez gittim.

OĞUZ : Bahar..

BAHAR : Gelebilir miyim?

OĞUZ : Tabi geç içeri.

İçeri geçtim.

OĞUZ : Neden geldin?

BAHAR : Seninle kısa konuşacağım. Bak ben bugün gidiyorum. Bir daha da asla gelmeyeceğim. Asla yüzümü göremeyeceksin..

OĞUZ : Ne güzel işte. Ben seni görmek istemiyorum ki..

BAHAR : Hâlâ inanamıyorum biliyor musun? Bana gösterdiğin o Oğuz.. Yalan mıydı? Ben senin hangi yüzünü gördüm. İnanamıyorum.

OĞUZ : Bahar edebiyat yapmaya gerçekten gerek yok. Seninle bir oyun oynadım ve kazandım. Gerisi önemli değil. Senin kalbini çalmak istedim ve başardım.

BAHAR : Ben seni sevdim Oğuz. Gerçekten sevdim, ya sen.. Biraz olsun sevmedin mi beni?

OĞUZ : Sevmedim. Ben senden hep nefret ettim. Şimdi defol git Bahar. Ölsen bile cenazene gelmeye tenezzül etmem. İşte benim umrumda bu kadar değilsin.

BAHAR : Allah senin belanı versin!

Oğuz'a tokat attım ve oradan ağlayarak uzaklaştım.

AŞK FIRTINASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin