Keyifli okumalar!
🐅
"Onu neden buraya getirdin ki? Bütün sırrımızı ortaya çıkaracaksın."Duyduğu yabancı bir sesle uykusu açılan Lily, bu sesin tanımadığı bir kadına ait olduğunu fark etti. Ya da kız dese daha doğru olurdu çünkü sesi kadınlara has bir olgunluğa erişmemiş gibiydi.
Neredeydi?
Ona ne olmuştu?
Ensesinde hissettiği ağrıyla kıpırdanmak istese de tedbiri elden bırakmamak için bir süre daha uyuyormuş gibi yapmaya devam etti.
"Şşşt sessiz olsana uyanacak şimdi." Ah, bu sesi hatırlıyordu. Büyük koruda yürüyüşe çıktığında onu tuzağa düşüren adamın sesiydi bu. Lily, ağa yakalanma anını ve sonrasında tanık olduğu şeyleri hatırladığında bunun bir rüya olduğunu düşünmeye başladı. Gerçek olması imkansız şeyler görmüştü ama eğer gerçekten koruda bunları yaşamadıysa bu yabancıların evinde ne işi vardı?
"Uyansın artık bir zahmet. Kaç saat oldu. Artık kızı bayıltmak için nasıl bir güç uyguladıysan sonsuzluk uykusuna yattı herhalde." Duyduğu kızın sesi hafif sinirli ve sabırsız çıkıyordu. Anlaşılan pek misafirperver biri değildi. Lily tam gözlerini açmaya karar verdiği sırada ormanda karşılaştığı adam söze girdi.
"Abartma istersen Amanda, sadece hafifçe vurdum. Ayrıca gördüğü şeylerden sonra çığlık atarak kaçmaya çalışacak gibi görünüyordu, ne yapsaydım? Bizi ortaya çıkarmasına izin mi verseydim?" Demek gördükleri gerçekti.
"Sana bayıltma demiyorum, bayıltacaksan bayılt ama neden buraya getiriyorsun? Burası bizim evi-" sesini biraz daha kısarak "burası bizim evimiz. Yabancı bir insanı, hem de hiçbir şeyden haberi olmayan bir insanı, buraya getiremezsin," diyen genç kızın ardından adam ofladı.
"Kızı orada mı bıraksaydım? Onu görselerdi kim bilir ne yaparlardı ona."
"Evine bıraksaydın ahmak herif."
"Evini nereden bilecektim acaba akıllı şey?"
"Kokusunu takip etseydin."
"Ben av köpeği miyim, nasıl takip edeceğim kokusunu?" Adamın sesi sinirlendiğini belli edercesine gerilmişti fakat söyledikleri Lily'nin az kalsın gülmesine neden olacaktı.
"Ruhunu serbest bıraksaydın o bulurdu. Sonuçta o da bir çeşit köpek sayılır." Lily duyduklarıyla bir kez daha şaşırmıştı. Bahsettikleri şey de neydi böyle? Sanki fantastik filmden bir sahneyi dinliyor gibiydi. Daha fazla kafasının karışmasını istemediğinden yavaşça kıpırdandı ve yeni uyanıyormuş gibi mırıldanmaya başladı.
Seslerin kesilmesinden o ikisinin dikkatlerini kendisine verdiklerini anlamıştı. Yavaşça gözlerini araladığında beyaz ve yüksek bir tavan gördü. Ardından başını hafifçe sağına çevirdiğinde yeşil bir koltuğun üstünde uzandığını fark etti. Dikkatli bir şekilde doğrulduğunda birkaç adım ileride oturan ormandaki adamı gördü. Ondan biraz uzakta, bir şöminenin başında ayakta duran kıza baktığındaysa onun memnuniyetsiz bakışlarıyla karşılaştı.
Kaşlarını çatıp bakışlarını ikisinde dolaştırarak "Neredeyim ben? Ne oldu bana?" Diye sorduğunda sesinin kısık çıkmasıyla öksürdü.
Ormanda onu tuzağa düşüren adam haylazca bir ifade takındı. "Yakışıklılığım, üzerinde sert bir etki yaptı güzelim. Beni görünce fazla dayanamayıp kollarıma attın kendini. Ben de oldukça centilmen biri olduğum için seni evime getirmek zorunda kaldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vahşi Ruh
FantasiHer insanın içinde bir hayvan yaşar... Çok çok eski zamanlarda, insan ormandan henüz ayrılmamışken orman, hayvanların ruhlarını insanların ruhlarına bağladı. Bu bağ o kadar güçlüydü ki kontrol edilemeyerek büyük bir yıkıma yol açtı. Bu büyük yıkımd...