"Brian?"
Bedenini geri çekti. Omzundan düşen başımı kaldırma gereksinimi duymamıştım. Gözlerim kızarmış olmalıydı. En azından artık ağlamıyordum.
Elini çenemde hissettim, kafamı kaldırdı. Gözlerim gözlerine değdiğinde derin bir iç çekti.
"Hadi, eve geri dönelim."
Başımla reddettim onu. Kendimi biraz geri çekip yerden kalktım.
"Sallanmak istiyorum."
Salıncaklara doğru gidip sağda olana bindim. Ardından yavaşça sallanmaya başladım. Yüzüme çarpan rüzgar, saçlarımı darmadağın ettiği gibi belki düşüncelerimi de dağıtırdı.
"Sallanalım o halde."
Peşimden gelen Jaehyung yanımdaki salıncağa binmişti.
Yanında kalacağım derken ciddi miydi? Hırıltılı çıkan sesimle sordum.
"Neden hâlâ yanımdasın?"
"Sana değer veriyorum."
"Ben eşcinselim."
"Sana değer vermeye devam ediyorum?"
"Ne?"
"Cinsel yöneliminin benim sana olan sevgimi değiştireceğini düşünmen saçma."
Başımı ona çevirdim. Ciddi miydi? Ona nasıl baktığımı bilmiyordum ama kaşlarını çattı ve hafiften sallanan salıncağını durdu.
"Cidden, ne düşünüyordun Brian? Cinsel yönelimin yüzünden senden uzaklaşacağımı falan mı?"
Evet, öyle düşünüyordum. Bana hiç bir zaman o izlenimi vermediğini biliyorum ancak öyle düşünüyordum yine de.
Kahkaha attı, ama sinir olmuş bir kahkaha olduğu çok belliydi.
"Ah... ciddisin."
Sallandığı salıncaktan kalktı ve önüme geçip yerde bağdaş kurarak dizlerimi tuttu ve yavaşça sallanan salıncağı durdurdu.
"İyi dinle."
"Aramızda arkadaşlıktan daha garip şeyler olduğunun sende farkındasın. Saklamaya hiç gerek yok. Ancak sırf aramızda ki bu tuhaf ama güzel bağ yüzünden böyle düşündüğünü düşünüyorsan yanılıyorsun. Karşımda ki sen değil başka biris olsada ben o kişinin tercihlerini yargılamazdım."
Kafasını eğdi ve derin bir iç çekti ardından kafasını tekrar kaldırıp gözlerimin içine baktı.
Fazla ağlak biri gibi bir izlenim vereceğim belki ama... ağlamak istiyordum.
Çok içten bakıyordu.
"Bir bedeni sevmek, sevmek değildir. Bizler sevdiğimiz, hoşlandığımız, aşık olduğumuz insanları bedenlerine ya da dış görünüşlerine göre seçemeyiz. Bizler ruhları severiz.
Kendini hetero, lez, gay, bisex vesayre diye sınırlayamazsın. Biliyorum, doğamızda olan bir şey olduğu için bedenlerden etkileniriz. Bu insani bir ihtiyaçtır ve bazılarımızın etkilendiği bedenler kendileriyle benzer bedeni taşıyan insanlardır, yani hemcinsleridir.
Mesela sen bir kızdan etkilenmezsin ancak bir erkekten etkilenebilirsin. Bu etkilenme, onun sadece bedenine karşı hissettiğin bir şeydir.
Ancak aşk, sevgi, hoşlantı... bu konular da kendini bir kalıba koyamazsın. Çünkü bu hisler birisinden etkilenmenin çok dışında. Bu hisler bedene değil, ruha karşı beslenir. Sen erkeklerin bedeninden etkilenirsin ama aşık olacağın kişinin bir erkek mi yoksa kız mı olacağını tahmin edemezsin.
Sevgi; iki beden arasında değil, iki ruh arasında olan bir bağdır.
Sana düşüncelerimi tam olarak nasıl ifade edebilirim bilmiyorum, edebildim mi bilmiyorum. Beni anladın mı bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum, Yonghyun.
Senin ruhun çok özel.
Çok değerli.
Ruhunu saklama."
Tinsel sevgi...?
...
Ruhlarınızı seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Alone [Jaehyungparkian]
Fanfiction"Şarkıyı bana bakarak söyledin." "Çünkü yalnızdın." "Hayır, yalnızdık."