AZRA KAYA'DAN
Birbirimizden zorla ayrılmış,koğuşa doğru yürüyorduk. Deniz tuvalete gitmek için yanımdan ayrıldı. Aslında onu tek başına göndermezdim. Ama zaten Kudret yoktu ve bu tehlike de olmadığı anlamına geliyordu. Ellerim ceplerimde koğuşa girdim. Gözlerim bizim kızları ararken Heves ve Derya'nın ortak alanda oturduğunu gördüm. Diğerleri yanlarında değildi. Onlara doğru yürüyüp oturdum. Yüzlerinden düşen bin parçaydı.
"Noluyor lan? Karadeniz'de gemileriniz mi battı? Diğerleri nerede?"
"Biraz önce Hatice sülüğü yanına birkaç kişi daha alıp Heves'e laf atmış ve onu seninle tehtid etmiş. Heves de sinirlenip üzerlerine yürüyünce 'Azra'nın iç organlarını gözleriniz önünde deşerken de böyle babalanabilecek misiniz bakalım?' diye bağırmış. Heves de o yüzden sinirli ve tedirgin."
"Azra, bu karılar böyle bir şeyi boşu boşuna ortaya atmazlar. Lütfen dikkatli ol ve tek başına hiçbir yere gitme." dedi Heves. Kahverengi gözleri sinirden siyaha dönmüştü.
"Sakin olun. Bana hiçbir şey olmaz. Seni kışkırtıp hücreye tıkmak için üzerine gelmişlerdir." dedim sakince. Hiçbir bok yapamazlardı. Elimi uzatıp yanağını okşadım hafifçe.
"Üzülme sen güzelim benim. Azra Kaya'yı yıkmak bu kadar kolay mı?"dedim. Morali biraz düzelmiş gibiydi. Güldü ikisi de.
Ayağa kalkıp odama yürürken "Deniz gelince odama yollayın." dedim.
Odama girip yatağıma uzandım. Yan dönüp gözlerimi kapattım ve uykuya dalmayı bekledim. Kahramanlar da yorulabilirdi.
~
Yüzüme değen bir şeyle araladım gözlerimi. Uykulu bakışlarım başucumda yanağımı okşayan Boncuk'u buldu. Hafifçe gülümsedim.
"Artık beni hep böyle mi uyandıracaksın? Fena alışırım haberin olsun."
"Ben de reddetmem." dedi o da gamzelerini göstererek.
Muzur bir gülümsemeyle belinden tutup yatağa çektim onu da. Boynuna başımı koyup konuştum.
"Biraz da böyle uyuyayım. Bakalım rahat mıymış?"
En son duyduğum şey sevimli kıkırdamasıydı.
~
Gözlerimi koğuştan gelen seslerle açtım. Hızla ayağa kalktım.
"Noluyor lan?"
Benim fırlamamla Deniz de uyanmış,uykulu bakışlarla bana bakıyordu.
"Ne oldu?"
"Bilmiyorum. Dışarıdan sesler geliyor." dedim ve dışarı çıktım.
"Şşş! Noluyor? Ne bu tantana!"
"Gı Azra hergesi koğuşlarına toplayıvediler gari. Yalnız Heveslen Derya ortalıkta yok." dedi Dudu telaşla.
"Emin misiniz? Ben daha yatmadan önce buradalardı. Odalarında koklaşıyorlardır."
"Yok Azra! Kimse de görmemiş!" dedi Ilgaz.
"Tamam, bekleyelim. Gelmezlerse aramaya başlarız."
Masalardan birine geçip oturarak başımı ovdum. Kızlar da kısmen sakinleşmiş bir şekilde yanıma oturdular.
~
Yaklaşık 15 dakika konuşmadan orada bekledik. Gelen giden olmadığı için sonunda ayağa kalktım.
"Burada bekleyin. İtiraz istemiyorum. Koğuşa kimse girip çıkmasın. Ben bakıp geleceğim."
"Ama Azra-" diyen Hasret'in lafını kestim. "İtiraz istemiyorum demiştim."
Kızları aramak üzere kapıya adım attığım an yere damlayan kanlar gördüm. Başımı kaldırdığımda 15 dakikadır aklımda kurduğum seneryoların en kötüsüyle karşılaştım.
Derya'nın gözleri kapalı,kanlı kolu Heves'in omzundaydı. İkisinin de yüzü kanlar içindeydi.Kolları ve bacaklarında morluklar vardı. Kıyafetleri yırtıktı. Heves'in gözleri yarı açıktı. Zar zor ayakta durduğu belliydi. Hemen yanlarına koşarak düşmek üzere olan Heves'i tuttum ve yavaş hareketlerle yere yatırdım. Derya'yı da Rüzgar tutmuştu. Heves'in başını bacaklarıma koyup diğerlerine bağırdım.
"YARDIM ÇAĞIRIN! ALLAH KAHRETSİN YARDIM ÇAĞIRIN DİYORUM SAĞIR MISINIZ?"
Derya'nın başındaki Rüzgar'a döndüm.
"O nasıl?"
"Nabız var. Heves kadar da hırpalanmamış. Kan tutmuş olmalı. Yoksa bayılacak kadar kötü değil."
Başımı sallayıp Heves'e döndüm.
"Kim yaptı bunu size?" diye sordum fısıldayarak. Cevabı biliyordum ama Kudret'in onları yanına çağırmış ve onların da gitmiş olma ihtimalleri yoktu.
"O-o dedi ki öhhöhhö sizi duvar kenarında i-iki kadın konuşturuyor öhhöhhöhhh size sürprizleri varmış öhhöh arkadaşlarınız dedi."
"Kim Heves? O kim?"
Konuşmadı. Durmadan öksürüyordu. Gözleri gözlerime takıldı ve gülümsedi.
"O kişi Deniz'di, özür dilerim öhhöhh. Hayatımda başıma gelen en iyi şey sendin, Azra. Öhhöhhöhh bana bir aile öhhhöhh verdiğin için teşekkür ederim." dedi ve gözlerini kapattı.
"HEVES AÇ GÖZÜNÜ! HEVES BANA BAK! BENİMLE KAL! NOLUR AÇ GÖZLERİNİ! ALLAH KAHRETSİN,NEREDE KALDI BU DOKTOR LAN!"
Benim bağrışlarıma kızların ağlama sesleri karışıyordu. Sonunda doktor geldi ve kızları aldılar. Hala yerde oturmuştum. Rüzgar gelip omzuma dokundu ve doğrulmama yardım etti.
Gözlerimden akan yaşları gizlice sildim ve Deniz'e baktım. Orada,bizim kızların yanında duruyordu. Hızlı adımlarla ona doğru yürüyüp boğazından kavradığım gibi duvara yapıştırdım.
"Tek bir kez soracağım. Kızları duvar kenarına gönderen sen miydin?"
"E-evet,a-ama y-yemin-"
Boğazındaki elimi biraz daha sıklaştırdım.
"Bir daha değil kızlarımın yanına yaklaşmak, gözünün ucu onlara değerse kendini gebermiş bil!" dedim ve elimi gevşettim. Öne eğilip öksürmeye başladı. Bu sefer de saçını tuttum. Masalardan birine çıkıp çömeldim. Saçından çekerek yüzünün görünmesini sağladım.
"Bu kadın bize ihanet etti. İhaneti affetmeyeceğimi biliyorsunuz. Eğer bundan böyle bu iki yüzlü ile göz göze gelen bile olursa kendini ölü veya Kudret'in kucağında bilsin." dedim ve iğrenmiş gibi elimi saçlarından çektim.
Seri adımlarla yanına gidip titreyerek ağlayan Yonca'yı kollarımın arasına aldım.
"Hadi gidelim." deyip odama götürdüm onu. Kızlar da arkamızdan geliyordu. Yatağa oturup Yonca'nın saçlarını okşamaya devam ettim.
Bir süre kimse konuşmadı. En sonunda sandalyede oturan Rüzgar konuştu.
"Deniz'miş ha? Vay be!"
"Olacak iş değil ya." diye onayladı onu Ilgaz.
"Beklemezdim. Kendimden bile beklerdim,ondan beklemez-" diyen Hasret'in lafını kestim.
"YETER! ŞU KONU HAKKINDA YANIMDA KONUŞMAYIN!"
Onları orada bırakıp odadan çıktım. Gözüm Deniz'e takıldı. Bıraktığım yerdeydi.
"A-azra bi dinlesen?" dedi yalvaran bir ses tonuyla. Elini bana uzatmıştı. O kadar güzel bakıyordu ki bir an bana yaptığı ihaneti unuttum. Sonra aklıma gelince dişlerimi birbirine bastırarak koğuştan çıktım.
Revire giderken memurlardan Oktay'ı gördüm. Bana yardım ederdi. Yanına yaklaştım.
"Oktay, benim revire gitmem gerek."
"Bak bir anlaşma yapalım. Ben sana saat başı kızların durumunu söyleyeyim. Sen de revire gitmeye çalışma ve olay çıkarma. En azından şimdilik. Kabul mu?"
"Tamam. Ama saat başı,unutma."
"Unutmam. Sen de unutma şimdilik olay yok."
"Anlaştık."
"Derya'da ciddi bir şey yok. Doktor çok geçmeden kendine gelir dedi."
"Heves?"
"Hastaneye sevk ettiler. Sizi umutsuzluğa düşürmek istemem ama durumu pek iyi değil. Hatta o kadar darbe almış ki yaşasa bile tam olarak sağlıklı olması mucize olur."
Yutkunup başımı salladım.
"Eyvallah."
Geldiğim yolu geri döndüm. Kızlar ortak alandaydı ama Deniz yoktu. Yanlarına oturdum.
"Kızların yanına mı gittin?" diye sordu Yonca başını ovarak.
Başımı salladım.
"Nasılmış durumları?" diye atıldı Ilgaz.
"Derya iyi."
"Ya Heves?" diyerek başını uzattı Rüzgar.
"Heves iyi olacak." dedim. Sesim titriyordu. "Hastaneye sevk etmişler. Belli değil durumu."
Yonca daha şiddetli ağlamaya başlarken
Rüzgar'ın da gözlerini sildiğini gördüm. Dudu dualarına devam ediyordu. Ilgaz ve Hasret iki yanıma oturup başlarını omzuma yasladılar.
"Azo biz sana hep güvendik. Ne olursa olsun bir bildiği vardır dedik. Hep sana inandık. Ama bilmeliyiz. Bunu çok görme bize kanka. Heves nasıl? Ne olacak bundan sonra?" dedi Hasret burnunu çekerek.
"Heves kötü kızlar. Çok kötü hem de. Ama iyi olacak. İyileşecek. Kardeşimiz o bizim. Birlikte iyi olacağız. Size söz,her şey çok güzel olacak."dedim ve Hasret elini elimin üzerine koydu. Onun üstüne Ilgaz, Yonca, Dudu ve Rüzgar ellerini koydular.
Kendi kendime tekrar ettim."Her şey çok güzel olacak."
Onlar da bir dua gibi söylediler. "Her şey çok güzel olacak."
~~~
Hellöö! Nabersiniz, nasıldı bölüm?
Size ortalık karışacak demiştimm😈
Ay neyse,size kocaman sevgilerlee
alone_daark⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KOYDUM ADINI || AZDEN
Aktuelle Literatur☯ KÜFÜR İÇERİR ☯ Bambaşka bir evrende yaşayan Azra Kaya ve Deniz Demir ikilisi için... Yine,yeni,yeniden 'keşke' dediklerimizi kendimizce halletmek için AVLU'dayız... DENİZ KOYDUM ADINI sizlerle... >•< ...