Bölüm 10

808 47 5
                                    

1 BUÇUK AY SONRA
AZRA KAYA'DAN
  Rüzgar ve Derya ile ortak alandaki masalarda diğer kızların toplanmasını bekliyorduk. Ben ve Derya zaten uyuyamıyorduk. Rüzgar ise bugün erken kalkmıştı. Kahvaltı anonsu yapılmıştı fakat hala ortalarda yoklardı. En sonunda ben bütün koğuşu inletecek şekilde "AÇIIMM!" diye bağırınca herkes toplanmıştı.
  Yemekhaneye girip masamıza kurulduk. Bizim hemen arkamızdan Kudretler gelip masalarına oturdular.
  "Ouv! Kınalı! Sizin bu Heves'ten ne haber? Sesi soluğu çıkmıyor. Bir haber de yok. Geberip gitti de komada diye yiyorlar mı sizi acaba ehehehehh."
  Evet,bir de bu vardı. Heves komadaydı. Her Allah'ın günü soruyorduk. Hep aynı cevap veriliyordu bize 'durumu stabil'.
  Bir buçuk ay boyunca Kudret ile bir kez bile dalaşmamıştım. Heves gelsin,cezasını öyle kesecektim. Dişlerimi birbirine bastırıp yemeğe devam ettim.
  "Dilini mi yuttun yoksa Kınalı? Bak bir bir eksiliyor senin ekip. Nilay, Heves,kısmen Kuzu Deniz ehehehehh. Tek başına kalacaksın,teek!"
  "Fazla oluyorsun Nenem! Unuttun mu manyağın tekiyim ben. Sabah uyanırsın bir bakmışsın bir dilin yok. Mazallah!"
  O an yemekhaneye Deniz girdi. Eline tepsisini alıp yan masalara geçerken bizim bloktan kumral bir kadının çelmesiyle sendeledi. Tam düşecekken dengesini sağladı. O an yanından geçen kadının fısıltısını ise tüm yemekhane duymuştu.
  "HAİN!"
  Bir buçuk aydır bu unutulmamıştı. Her fırsatta onu itip kakıyorlar,hakaret ediyorlardı.
  Ben mi? Kendime gelmem 10 günümü almıştı. Hazmedememiştim, bir çok kez reddetmiştim. Çok uzun sürmese de tanışıklığımız, güvenmiştim ona. Onunla gülmüştüm, yanımda tutmuştum, ötesi mi vardı?
  Kadınların yaptıklarına karışmıyordum ben de. Kim olursa olsun,bende ihanetin affı yoktu.
  O,Kudret'in masasının önünden geçerken yine laf attılar. Bir buçuk aydır olduğu gibi.
  "Kuzuu! Bizimle oturmaya ne dersin?" diyerek susturdu onları Kudret.
  Deniz yan gözle ona bakarak konuştu.
  "1 buçuk aydır günde 2 öğün bunu bana teklif ediyorsun. 1 buçuk aydır günde 2 öğün de ben bunu reddediyorum."
  "Neden ama?" dedi sahte bir mutsuzlukla.
  "Azra'nın masasından kalktığım an seninkine oturacak kadar alçak değilim."
  Bu sefer ben ona dönüp konuştum. Neredeyse 2 aydır ilk defa. Göz göze geldiğimiz an maviliklerinde bir şeyler parladı. Ancak cümlem bitip yemeğime dönerken o ışıltılar tekrar söndü.
  "Evet, benimkinden kalkıp onunkine oturacak kadar alçak değilsin. Fakat bana ihanet edecek kadar adi birisin."
  "A-azra,öyle değil yemin ederim." deyip bana doğru yaklaşmaya başlayınca ben hariç masadaki herkes ayaklandı.
  "Geri bas." dedi Rüzgar sert bir sesle.
  "Kudret Annenin kucağına git cicim hadii." diyerek destekledi onu Hasret.
  "Azra bir kere açıklamama izin ver n'olur. Bana verecek ikinci şansın yok mu?"
  "Sana uzaklaş dediler,Yeni. Sağır mısın?"
~
  Dudaklarımda ufak bir gülümseme, dişlerim dudaklarımdaki priceingte, yaramaz pırıltılarla parlayan gözlerimle açık görüşe gidiyordum. Gökhan beni görmeye gelmişti.
  Bugün sabah yemekhanede söylediğim son sözden sonra oradan ayrılmıştık. Bazı zamanlar,özellikle geceleri, 'keşke' diyordum, 'keşke bütün bunların mantıklı bir açıklaması olsa da Deniz'i affetsem.'
  Ama gerçekler bunlardı. Ve her ne kadar kabullenmek istemesem de değişmeyecekti.
  Görüş salonuna girince gözlerimle Gökhan'ı aramaya başladım. Ancak ondan önce gözlerim sarışın bir genç kızın üzerinde takıldı.
  Ecem, annesinin ona açtığı kollarına doğru yürürken başını çevirdi ve göz göze geldik. Aniden olduğu yerde durdu ve yönünü değiştirerek kollarıma atıldı.
  "AZRA!"
  Gülümseyerek onu sarmamla 5 farklı köşeden,5 farklı sandalyenin çekilme sesi duyuldu. Aynı anda o 5 farklı kişi de aynı şeyi söylediler.
  "ŞŞT! AĞIR OL SARIŞIN!"
  Ecem irkilerek benden ayrılınca onu sakinleştirircesine omzunu okşadım.
  "Hey,hey! Sakin olun ve yerlerinize oturun."
  Hiçbiri yerinden kıpırdamayınca sesimi yükselterek devam ettim. "ŞİMDİ!"
  Lafımı dinleyip her biri sandalyesine geri oturdu.
  "Sana çok teşekkür ederim Azr-"
  "Etme. İyisin değil mi? Bir sıkıntın var mı?"
  "Yok senin sayende. Gökhan her şeyime yardımcı oluyor."
  "Bak. Ecem bana bak. Annen bilmeyecek. Anladın mı? Annenin haberi olmayacak."
  "Neden?"
  "Sorgulama. Teşekkür mü etmek istiyorsun? Çeneni kapalı tut yeter. Anladın mı?"
  Başını salladı.
  "Şimdi annenin yanına git." dedim ve bana son bir kez sarılıp bize şokla bakan Deniz'in yanına gitti.
  Ecem'le annesinin iki masa arkasında çılgınca bana el sallayan Gökhan'ı farkettim. Yanına yaklaştım ve sıkıca sarıldık.
  İkimiz de oturunca omzuna bir yumruk attım.
  "İt herif! Kızın seni bildiğini ne zaman söylemeyi düşünüyordun bana?"
  "Ne yapayım kızım? Ben ifşa olmadım ki kendi farketti. Ecem zeki bir kız. Ve çok güzel."
  Kafasına bir tane daha geçirip konuşmaya başladım.
  "Ulan beyinsiz! Doğru söyle seviştiniz mi?"
  "Oha Azra oha! Üzgünüm ama seninle seks hayatım hakkında sohbet edecek değili- Ahh ne vuruyorsun kızım ya! Tamam,tamam sevişmedik."
  "Yakınlaştınız mı peki?"
  "Off ama-"
  "Gökhan!" dedim gözlerimi büyüterek.
  "Biraz,çok az."
  "Ne yaptınız yani?"
  "Öpüştük. Birkaç defa."
  "Lan kabahat bende. Ne diye sana emanet ediyorsam kızı! En başından Ayça'ya vermeliydim bu görevi."
  "Ondan iyi olduğumu,hatta en iyisi olduğumu biliyorsun. Kızı benim kadar iyi koruyamazdı."
  "Belki. Ama en azından kızla öpüşmezlerdi. Sen ne dersin?"
  "Neden Ecem'in babasıymışsın gibi davranıyorsun derim."
  "Ben de kendini becer,derim beyinsiz." dedim ve sandalyemi hızla itip görüş salonundan çıktım.
~
  Aramam yapıldıktan sonra koğuşa doğru yürümeye başladım. Kızlar ortak alanda oturmuşlardı. Yanlarına gitmeden odama girdim direk.
  Masaya oturarak ders kitaplarımı önüme çektim. Eğer hukuk kazanmak istiyorsam ders çalışmam gerekiyordu.
  İki saat kadar aralıksız çalışınca başım ağırmaya başladı. Yerinden kalkıp ortak alana,kızların yanına çıktım. Masada oturmuşlardı. Hemen arkalarındaki merdivende ise Deniz tek başına oturmuştu.
  Yanlarına yürürken kapı tarafından "Azra!" diye tanıdık bir sesleniş duydum. Hızla arkamı dönünce orada durup bana gülümseyen Heves ile karşılaştım. Saçları biraz uzamıştı. Yüzü solgundu,gözleri şişmiş ama her zamanki gibi parlıyordu. Mutluydu ama sanki bir şeyler eksikti.
  Ona doğu koştum ve sıkıca sarıldım.
  "Güzelim benim, güzelim. İyi misin?" diyerek ondan ayrıldım ve yüzünü avuçlarım arasına aldım.
  "Bomba gibiyim Azraa. Bir süre kafa dinlemek iyi geldi. Artık çıldırmama daha az bir süre kaldı." dedi neşeyle. Yanağımı öpüp diğerlerinin yanına gitti.
  Hepimiz masaya oturduğumuzda "Anlat bakalım, deli. Şu an seninle devam eden bir sorun var mı? Kırık gibi." deyince Hasret, Heves'in gözleri doldu.
  "Aslında çok sorun etmedim ama, şey dedi doktor."
  "Ne dedi?" diye fısıldadı Derya endişeyle. Sevgilisinin ellerini avcuna almıştı.
  "Aldığım darbelerden ve bıçağın giriş yönünden dolayı rahim ve yumurtalıklarım zedelenmiş. Yani bir çocuk sahibi olamayacağım."
  Yonca dudaklarını birbirine bastırarak onur tarafa döndü. Dudu'nun gözleri aniden dolmuş, Ilgaz sımsıkı gözlerini yummuştu. Rüzgar ve Hasret birbirine sarılmıştı. Derya ise bir elini Heves'in yanağına dayamış,öylece duruyordu.
  "Üzülmedim ki ben. Nolur mutsuz olmayın siz de. Hem zaten biz Derya ile birlikteyiz. İstesek bile biyolojik olarak böyle bir şey mümkün değil."
  "Özür dilerim." dedim cılız bir sesle. "Seni koruyamadığım için özür dilerim." dedim ve bağrışların arasında başını öpüp koğuştan hızla çıktım.
~~~
  Selaaammm! Bölüm nasıldı? Bir şeyler düzelmek üzere çok beklemeyeceğiz yaniii :)
  Yazmaya yeni başladığım diğer bir AZDEN kitabı olan KOMUTAN'ı, eğer isterseniz, profilimden inceleyebilirsiniz.⭐❤️

 

DENİZ KOYDUM ADINI || AZDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin