4. BÖLÜM

1.3K 110 19
                                    

Barış Maya'ya çikolata getirirken bana da getirmeyi ihmal etmemişti. Biz çikolataları yedikten sonra oturduğumuz yerden kalkıp evlere dağılmaya karar verdik. Ev uzak olduğu için taksiyle gelmeyi tercih etmiştik, şuan kapının önünde Maya'nın kapıyı açmasını bekliyoruz
"Kız çabuk tuvalete gitmem lazım" dedi Mert yerinde duramıyordu
"Lan tamam takılmış ben napayım"
"Şuraya tuvaletimi yaparsam görürsün"
"Sen temizlersin" dedim tehditkar bir tonda
"Açıldı açıldı" diyip kapıyı itti Maya. Mert önden koşup ayakkabılarını fırlattığı gibi tuvalete girdi. Ben onun ayakkabılarını düzeltirken Maya da kapıyı tekrar kilitliyordu. İçeri geçip kendimi koltuğa bıraktım
"Yorulmuşum"
"Al benden de o kadar"
"Ölüyorum lan" dedi Mert merdivenlerden inip boş kalan diğer koltuğa attı kendini
"Bir güne iki kavga, uzun bir bisiklet turu, sahil gezmesi-"
"Sen sayarken tekrar yoruldum yemin ederim"
"Bir de aşk yazın o araya" diyip gülümsedi Mert
"Bana bak çok heveslenip kurma kafanda, üzülme sonra"
"AA içine Mina kaçmış"
"Dalga geçiyorsun ama Maya haklı beyefendi. Öyle bir kere gördük hepimize tatlı geldi ama belli olmaz"
"Mina demek istiyor ki vasabi de uzaktan tatlı görünüyor"
"Oğlum hemen kolundan tutup nikahı basayım demedim zaten. Bir daha görürsem numarasını falan alırım, konuşurum. Fikrim değişmezse söylerim. Kırk yılın çapkını Mert burada lütfen"
"Aşk çapkınlık dinlemez"
"Biz uyardık Yakışıklıcım"
"Tamam ablacımlar, üzülmem"
"İnşallah"
"Amin"
Konuşurken uykum gelmeye başlayınca gözlerimi kapattım, bizimkilerden de ses çıkmayınca daha çok uykum geldi. Kalkmaya üşenip olduğum yerde kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım...

**

Sabah bizimkilerin inleme seslerine uyandım
"Ne oluyor ya?"
"Burada uyumuşuz, her yerim ağrıyor" dediğinde kıpırdandım
"Ohaa her yerim ağrıyor" dedim
"Biz nasıl burada uyuduk ya?" dedi Maya
"O kadar yorgunluğa anca"
"Dinlenmiş de sayılmam"
Maya'nın telefonunun çalmaya başlayınca inleyerek doğrulup telefonu aldı
"Kim?" dedi Mert
"Barış" diyip telefonu açtı, biz sustuk

"Efendim?"
"Doğrulmaya çalışıyoruz"
"Dün akşam oturup konuşmak için kendimizi attığımız koltuklarda uyumuşuz, hepimizin her yeri tutulmuş"
"Aynen hazırlık yapalım akşamüstü bar da buluşuruz"
"Ben de seni çok seviyorum, görüşürüz" diyip telefonu kapattı.

"Ne dedi?"
"Napıyorsunuz? Ne zaman bara gidelim falan"
"Bir doğrulursak bavulları falan hazırlayıp bara gideriz"
"Ben de öyle dedim"
"Hadi kalkın" diyip ayağı kalktı ve hemen dibindeki bana elini uzattı
"Siz toparlayın kendinizi, ben de elimi yüzümü yıkayıp fırına gideyim. Kahvaltı yapalım, benim bavula ihtiyacım yok zaten bir çanta hazırlar gelirim hatta ona bile gerek yok da" diyip güldü. Maya'yı da kaldırdı kendisi elini yüzünü yıkamaya giderken biz de esneyip kendimizi toparlamaya çalıştık. Mert tuvaletten çıkınca Maya da tuvalete gitti. Ben de banyoda elimi yüzümü yıkayıp odama giderek üstümü değiştim. Maya üzerini değişmeye giderken ben de mutfağa inip kahvaltılıkları çıkardım, Maya da üzerini değiştiren sonra gelip bana yardım etti. Kapının açılma sesinden hemen sonra ekmek kokusuyla birlikte Mert'in sesi yankılandı
"Çookk sıcaakk" diyip koşarak masaya geldi ve ekmekleri bıraktı
"Tam zamanında, herşey hazır" diyip güldü ve son tabağı da masaya bıraktı Maya
"Ellerinize sağlık" derken ikimizden de makas aldı Mert, masaya oturup ekmeğe baktığımda ucu yenmiş olanını bulup Mert'e uzattım
"Al bunun ucundan yemişsin" diyerek ekmeğini uzattım
"Sağol Mavim" diyip ekmeği aldı, diğer iki ekmekten birini Maya'ya uzatıp diğerini de kendime aldım
"Mayo dışında ne alacağız yanımıza?"
"Birkaç parça kıyafet alırız, çorap unutma"
"Makyajınızı da unutmayın" diyince ikimiz de gülerek Mert'e baktık
"Hayırdır senin aklına gelmezdi öyle?"
"Geçenlerde topluca bir oyun oynamıştık hatırlıyor musunuz?"
"Yaptım/Yapmadım mı?"
"Aynen o, oynarken makyaj sorusu vardı-" biz kahkaha atmaya başlayınca cümlesi yarıda kaldı çocuğun
"Vakit intikam vakti, bana gülmenin bedelini ödesinler"
"Valla benim işime gelir sen ne dersin Mina?"
"Far setini unutma" dedim gülerek
"Video çekeceğim, siz yaparken"
"Çok eğleneceğiz"
Maya ile Mert'in bu hevesini gördükçe içime bişeyler oturuyordu. Bizimkiler plan kurarken gülerek onları izlemeye başladım
"Arkadaşlar efsane şeyler hazırlıyormuş"
"Onları da özledim ya"
"Ben en çok mahalleden güle eğlene girip esnafa selam vererek yürümemizi özledim"
"Duruyor mu dükkanlar falan daha?" diyerek sohbete dahil oldum
"Hee azıcık yaşlandılar Ömer abi falan"
"Onları bile özledim annemi özlemedim, vicdan yapmalı mıyım?"
"Kanka o da seni özlemiş gibi görünmüyordu"
"Şaşırmadım" diyip yemeğine devam etti
"Babam beni çok özlemiştir eminim" diyip güldüm
"Mina nerede diye dövünüyordu en son" diyerek dalgama dahil oldu Mert
"Bencede" dedi Maya gülerek.
Kahvaltımız bittiğinde Maya ile sofrayı topladık, bulaşık işini Mert'e kitleyip bavullarımızı hazırlamak için odalarımıza çekildik. Kücük bavulumu çıkarıp birkaç parça kıyafet ve bikinimi koyduktan sonra geçen senelerde aldığımız ve fazla kullanmadığımız far setini de bavulun kapak kısmına yerleştirdim, eğlenceli anlar olacağı kesindi. Kendi kullanabileceğim makyaj malzemelerimi de koyduktan sonra plaj terliğimi ve mavi spor ayakkabılarımı da yanıma aldım. Tam bavulu kapatacağım anda kapım açıldı
"Aynı şeyleri mi aldık diye bakmaya geldim. Eve gittiğimizde aynı şeylerin farklı mavi ve morunu giyelim istiyorum" diyerek içeri girdi Maya, sesimi çıkarmadan kenara oturduğumda çok dağıtmadan neler aldığıma baktı
"Aynı şeyleri almışız, ayakkabıya kadar" dediğinde güldüm
"Şaşırıyor musun hala?"
"Dur Mertle de konuşayım yeşillerini alsın, eskiden de hep sevdiğimiz renkleri giyip birlikte dolaşmayı severdik" diyip heyecanla çıktı odadan
"Ah be Maya!" diyerek bavulumu kapattım ve peşinden gittim
"Kızım sen söylemesen de ben düşündüm zaten onu" diyip saçlarını karıştırdı Mert
"Ama saçımı neden bozdun?" diyip dudaklarını büzünce dudaklarını sıktım, elime vurup
"Acıdı!" dediğinde kahkaha attım
"Bu arada ben de çantamı hazırladım" dedi Mert
"İyi etmişsin o zaman ben Barışı arayayım gidelim Bara"
"Olur ara"
"Telefonum odamda hadi hazırlanın siz de" diyip odasına koştu Maya
"Gel bakalım Mavi" diyip beni kolunun altına alan Mert ile gülümsedim
"İzmir olayını çok düşünme, neyi çözemedik ki? Bunu da çözeriz"
"Düşünmüyorum zaten"
"Hee aynen" diyip odamın önüne gelince beni içeri itti
"Çabuk hazırlanın beklemek istemiyorum!" diyince dil çıkarıp kapımı kapattım.
Siyah şort, siyah yarım tişört giydikten sonra saçalarımı da at kuyruğu topladım, hafif bir makyaj yapıp siyah sporlarımı da giyerek evden çıktım. Bu gün canım siya giymek istemişti, üzerimde saçlarımın mavisi ve Maya ile benim birlikte taktığımız bileklik ve halhala çevirdiğimiz bileklik dışında renk yoktu. Odamdan çıktığım an Maya'nın da kapısı açıldı
"Ohaa bu kadarı!" dedim gülerek, aynıydık hem de bu sefer renklerimize kadar aynıydık.
"Yalnız taş gibi olmuşsun"
"Senin her zaman ki halin gibi yani" diyip kolumun altına aldım, saçlarımı topladığım için saçlarımla oynayamadı ve elini belime koydu. Aşağı inerken ayak seslerimizi duyunca bize baktı Mert bir an duraksadı sonra evde bir ıslık sesi yankılandı
"Kızlarım diye demiyorum maşallah yani" diyince kahkaha attık
"Ohaa! Sen de siyah giymişsin!" dedi Maya sevinçle
"Kral ne yaptın sen ya? Asıl sana maşallah" dedim gülerek
"Fotoğraf çekebilir miyiz? Sosyal Medya güzel ve yakışıklı görsün" diyen Maya ile gülümsedik. Aynanın önüne geçtik Mert bizi kollarının altına aldı Maya da biz poz verince aynadan fotoğrafımızı çekti
"Bizimkiler de siyah giydiyse efsane olur yalnız"
"Konuştun mu sen Barışla?" dedim kapıyı kilitlerken
"Konuştum orada buluşuyoruz"
"Kaykayla gidelim mi?"
"Bana uyar"
"Ben de varım" dedikten sonra anahtarı Mert'e uzattım
"Cebine koysana şunu" bişey demeden anahtarı alıp cebine koydu, garaja inip kaykaylarımızı aldık. Bahçeden çıkar çıkmaz kaykaylarımıza bindik yolda giderken Maya'ya döndüm
"Hayriş'ten haberin var mı kanka?"
"Köyüne gitmişti en son bir hafta önce aradım 10 güne kadar gelirim Efe'de gelecek yine dedi"
"Ha iyi bari"
Yola çıkıp bara doğru devam ettik, yolda üçümüz öyle gören dönüp bir daha bakıyordu ki yol kenarında oturan bizim yaşlarda bir erkek tayfasına denk geldik
"Oğlum şunlara bak, meteor düşmüş İstanbul'a"
"Yanıyor laann"
"Öfff Bee"
"Oğlum benim böyle sevgilim olsa evden çıkarmam gece gündüz huhuuuu"
Mert bunları duyunca dayanamayıp durdu, o durunca biz de durmak zorunda kaldık
"Ne diyon lan sen orospu evladı" diye çocuklara doğru yürüyünce önünde durdum
"Her iti adam edemeyiz, bırak havlasın!" dedim yüksek sesle
"Şş bana mı dedin sen onu?" dedi içlerinden biri
"Oğlum siktirin gidin başınıza bela almayın" dedi Maya
"Belam da sen ol be güzellik"
"Senin belanı sikerim, seni de sikerim" diyip beni yana çekerek çocukların birinin üzerine atladı. Diğerleri Mert'e yönelince birini Maya birini de ben aldık.
"Oo kızlar sert çıktı" diyenin ağzına tekmeyi geçirince sert kavramını bir daha hesapladı piç, az önce Mert'e vurmasın diye kolunu tuttuğuma bir yumruk daha atıp bana savurduğu yumruktan kaçmak için eğildim ve cehennem bölgesine tekrar yumruk attım. Maya'ya baktığımda göz göze geldik, Mert üçüncü kişiyi pelt ederken ikimiz de aynı anda kollarından tutup kaldırdık
"Gidelim artık" dedi Maya, Mert ise sesini çıkarmadan kafasını salladı ve kaykaylara yöneldi. Arkamı döndüğüm an sokaktan geçen bütün milletin bize baktığını kimilerinin kız olarak kavgaya girdiğimiz için ayıplıyordu. Maya'ya baktığımda sinirden kızarmıştı
"Öyle kız olduğumuz ve kavga ettiğimiz için ayıplayacağınıza bize laf atan şerefsizleri dövdüğümüz için kadın milletiyle gurur duyun. Böyleleri uslanmadıkça biz de kavga etmekten vazgeçmeyeceğiz!" diyip kaykayını eline aldı. Kimseden ses çıkmazken elimi omuzuna attım
"Cahille baş edilmez, sakin ol"
"Hadi gidelim" diyen Mert ile kaykaylarımıza binip bara doğru devam ettik. Barlar sokağının oraya gelene kadar kimseden ses çıkmadı sokağa girmeden Mert durdu
"Bizimkilere laf atma olayını falan söylemeyin o piçleri bir kere vurduk ikincide öldürürüm"
"Ya sen sakin ol, tamam vurduk bitti" dedi Maya
"Bencede karşim sakin ol" diyip omzunu sıktım, zaten sokağın başında olduğumuz için kaykaylarımızdan inip yürümeye başladık. Barın önüne geldiğimizde Çaylak bize selam verdi
"Bizimkiler geldi mi?"
"Geldiler abla içerideler" diyince gülümseyip yolumuza devam ettik. İçeri girdiğimizde salona doğru geçtik, bizimkiler orada oturuyordu
"Biz geldiiiik!" diyerek neşe ile içeri girdi Maya, hemen arkasında da biz
"Ohaaaa!" dedi Barış bizi görünce, Deniz ifadesiz bir şekilde bize bakıyordu. Onlara bakınca hepimizin siyah giydiğini gördüm, siyah renk Deniz'in gözlerini daha mı ortaya çıkarmıştı, bana mı öyle geldi?
"Siz ne yaptınız böyle?!"
"Sanırım Deniz'e inme indi" diyip gülerek elini Deniz'in gözünün önünde sallamaya başladı, Deniz eline vurup
"Manzaramı kapatma lan" diyince hepimiz kahkaha attık
"Biz nasıl hep birlikte siyah giymeyi başardık?" dedi Mert
"Valla onu ben de bilmiyorum" dedi Barış. Hepimiz yerlerimize oturduğumuzda Deniz kulağıma eğilip
"Çok güzel olmuşsun" diyince kızarmaya başladım
"Hemen de kızar" diyince güldüm, bizimkiler farklı bir sohbetteydi. Deniz'in boşluğuna vurdum hafifçe, gülmeye başladı. Şerefsiz, hoşuna gidiyor
"Bavullarda bitti bu, gece barda çalışıp yarın akşam uyanır yola çıkarız" dedi Mert
"Oo bunlar bu güzellikle barda çalışırsa olay çıkar bu gün"
"Siz bu yakışıklılıkla çalışıyorsunuz bişey olmuyorsa bize de olmaz"
"Amin inşallah"
"Neye inşallah dediniz yine?" diyerek bize doğru geldi Patron, biz daha cevap vermeden
"Hayırdır lan siyah siyah, neyin matemi?"
"Denk geldi Patron"
"Lan siz ne giydiniz öyle?! Kumaş kıtlığı mı var?! Genişsiniz oğlum hepiniz!"
"Sizin yüzünüzden biz de azar yedik" diye söylendi Deniz
"Bana bakın, bu gün size laf eden olursa sizi de ayaklarınızdan asarım!" diyip söylenerek salondan çıktı Patron
"Adam pamuk gibi geldi, delirip gitti resmen" dedi Barış
"Genelde öyle olur" dedi Maya
"Alıştık artık" diye tamamladım onu
"Akşam sakin geçer umarım" dedi Mert
"Sonlara doğru bir şarkı söyleyelim mi?"
"Oluur"
"Söyleriz"
"Mavi şarkı seçsene"
"Ayarlarım akşama kadar"
"Canım sıkıldı" dedi Barış
"Benimde yaa" dedi Mert
"Al benden de o kadar" dedi Deniz
"Ne yapsak ki?" dedim
"Bilmiyo-"
"Abla bölüyorum ama" diyerek salona girdi Çaylak. Ne olduğunu söylemesi için hepimiz ona baktık
"İş görüşmesine gelen bir arkadaş var, barmaid olarak. Patron yok iş görüşmesi olacağını biliyordu sizin bakmanızı istedi" diyince hepimiz oturduğumuz yerde doğruluk
"Söyle gelsin" dedi Maya
Geçenlerde Patrona biri daha olsa daha rahat iş yaparız dediğimizde bakarım demişti, muhtemelen onun için etrafa haber salmıştı
"Saçma sapan bir insan ise kesinlikle kabul etmek yok" dedi Deniz
"Ağır durun yavanlık yapmayın" dedim
"Gekebilir miyim?" diyen kız sesiyle hepimiz tekrar kapıya döndük. Gördüğümüz kişiyle Mert'in içtiği su boğazında kalırken
"Ohaa!" dedi Maya
"Bu kadarı" diye onun cümlesini tamamladı Barış
"Yemin ederim bu çocuk çok şanslı" diyerek sessizce güldü Deniz
"Ciddi misin sen?" dedim kıza bakarak, kız da benim soruma karşılık
"Yoook artıııkkk!" dedi Nilay kapıdan bize gülerken, onun bu tepkisine hepimiz gülerken Maya
"Geç otur geç" diyerek Nilay'a oturacağı yeri gösterdi
"Şansa bak!" diyerel sevincini ortaya koydu Mert. Nilay gülerek geçip gösterdiğimiz yere oturdu, elindeki dosyayı önümüze koyup
"Sorar mısınız? Ben mi anlatayım?" diyince Maya güldü
"Kız sana da merhaba" dediğinde hepimiz kahkaha attık
"Ha bir an unutmuşum" diyerek avucunu alnına vurdu
"Merhaba"
"Nasılsın?"
"İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız?"
"İyiyiz" dediğimde Mert kulağıma eğilip
"Onu gördük daha iyi olduk" diyince güldüm
"Şimdi anlat bakalım" dedi Deniz
"Tamam" diyip derin bir nefes aldı ve gülümseyerek devam etti
"Ben Nilay Tekin, 18 yaşındayım. Daha önce cafelerde garsonluk yaptım ama ilk barmaidlik deneyimim olacak"
"Kiminle çalışacağını biliyor musun?" dedi Barış
"Çok farketmez benşm için ben işimi yaparım. Ama siz öyle söyleyince merak ettim"
"Çalışma arkadaşın Maya ile Mina" diyen Mert ile gülümsedik
"Gerçekten mii?" dediğinde neşesi ses tonuna yansımıştı Nilay'ın
"Gerçekten" dedi Deniz, Maya'ya baktım
"Ben sevdim"
"Valla ben de"
"Ben de!" diyen Mert ile biz kahkaha atarken Nilay anlamaz gözlerle bize bakıyordu. Maya ile ikimiz ayağa kalktık önce ben elimi uzattım
"Aramıza hoşgeldin" dediğimde gülerek ayağa kalkmaya çalıştı ama sadece çalıştı çünkü ayağı kaydı ve tekrar oturdu, biz onun bu haline kahkaha atarken o da utangaç bir şekilde gülümseyerek ayağa kalktı
"Hoşbuldum" dedikten sonra Maya'nın da elini sıktı ve tekrar oturduk
"Nerelisin?" dedi Mert
"İstanbul, siz? " dedi gülümseyerek, Allah'ım kız herşeyi gülümseyerek söylüyor
"Mina, ben, Mert İzmirliyiz"
"Abim ile ben de İstanbul"
"Ailen bar da çalışmanı sıkıntı etmez mi?" dedi Deniz
"Ailem yurtdışında yaşıyor, çok karışmazlar bana"
"Spora devam ediyor musun?"
"Yok, bıraktım"
"Ee senin bize soracağın bişey yok mu?" dedi Mert
"Burası sizin mi?"
"Yok buranın sahibi, Patron, abimiz gibi"
"Anladım, şey bir de ben sizi görünce çok sormadım ama çalışma saatleri nasıl?"
"Gündüzleri gördüğün gibi boşuz, gece 8'den sonra bar açılır, kalabalık durumuna göre en geç 2 de kapatırız"
"Zor olmuyor mu gitmek?"
"Yok taksi durağı sokağın girişinde hemen, sokakta da Barların güvenlikleri var zaten"
"Anladım, alışırım herhalde" dedi sevinçle. O an farkettim de hepimiz siyah giymişken aramızdaki tek renk Nilaydı, hem de Mert'in en sevdiği gibi yeşil giymişti. Hayat karşımıza neler çıkarır bilmiyorum ama umarım mutlu olursun kardeşim...







*Bölüm Sonu...
Nilay barda çalışmaya başlayacak, ne dersiniz olur mu bu iş?
Yorumlarınızı bekliyorum...💙💜*

Bela Çiftler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin