İyi okumalar..
<>
11 yıl önce;
Kızındaki değişikliğin her geçen gün farkında olan Ejder istemsizce donuk bakışlarını küçük kızın olduğu daima karanlık ve kilitli odaya çevirirken neden böyle olduğunu yeniden düşünmeye başladı.Defalarca düşünmesine tezat yeniden..
Kendinden dahi sakındığı çok sevdiği Ceylan'ı doğum sırasında hayata gözlerini yummuştu.
Bütün çabalarına rağmen onu sonsuz uykusundan uyandıramamakla birlikte küçük bir bebekle tek bırakmıştı.Üstelik boynunda yarasa damgalı mührü olan bir bebekle.Gördüğünde o kadar şaşırmıştı ki adamlarını dünyanın heryerine yolluyarak böyle bir şeyin başka bir varlıkta var olup olmadığını araştırtmıştı.Bir sonuç elde edemeyince kızının lanetli olarak doğduğunu ve karısının bu yüzden öldüğünü düşünerek onu karanlık bir odada hırçınca yetiştirmişti.
Her gece karanlık odaya girerek ona şiddet uyguluyor nefretini kusuyordu.
Onun güçsüz halini görüp vicdanının onu engellediği zamanlar dahada sinirlenerek en yetenekli adamlarını kullanarak ona savunma sanatlarını öğretmeye başlamıştı.
Öyleki kızı çok çabuk öğreniyor her hareketi doğuştan gelen bir özellikle kavrıyordu.Küçük kızı yanında tutmasının tek nedeni iste bu kadar yetenekli olmasıydı.Yeşil harelerinin karanlıkta siyaha dönüşerek herşeyi en keskin noktasına kadar görebilmesi,gözleri kapalı duyu organlarını müthiş bir şekilde kullanarak yön bulması,kaslarındaki yapıların çok farklı bir şekilde çalışarak onu yaşıtlarına göre oldukça güçlü yapması ve başlı başına olan muhteşem zekası onu diğer insanlardan farklı kılıyordu.
Bu özelliklerin farkında olan baba kızını ileride çok güçlü bir silah olarak kullanmayı hedefliyordu.
Derin düşüncelerden silkelenerek kendine gelen Ejder sağ kolu olan Zehir'i yanına çağırarak sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.
"İhalede sergilenecek dosyalar hazırmı?"
"Hazır abi herşey istediğin gibi yolunda." Kafasındaki düşüncelerle sessizce gülümseyen Zehir verdiği cevapla memnun etmişti karşısındaki heybetli adamı.
"Ben çıkıyorum.Güvenliği arttırın.O kız odadan çıkmayacak!"
Duyduğu kelimelerden sonra yerinde kımıldadı genç adam.Küçük kıza karşı bu gaddar tutumu onu sinirlendiriyordu.
Cevap vermesini bile beklemeden arabasına yönelen Ejder arkasında onu izleyen bir çift gözden habersizdi.
Ejder'in uzaklaştığını gören genç adam hızlıca küçük kızın odasına ilerleyerek kilidi açıp içeri girdi.Yatağında bacaklarını kendine doğru çekerek cenin pozisyonu almıştı.Minicik bedeni odada varlığını bile belli etmiyordu.
Bu kadar sıkıntıyı çekmesi haksızlıktı.Onun hiçbir suçu yoktu.
Oğlu ile aynı gün dünyaya gelen dünyalar güzeli meleğe baktı.Gülümsedi adam.
Yapacağı şeyden hiçbir zaman pişman olmayacağını bir kes daha farketti.
Hızlıca ilerleyerek seslendi küçük kıza.
"Melek."
Babası her ne kadar kıza bir isim koymayıp ona yarasa desede Zehir'e göre melekti o.Öz kızı olmasa dahi onu sürekli kollamıştı.Küçük oğlunun, Gölgesinin minik kalbindeki yere sahipti bu kız."Melek." Gözlerini korkuyla açtı küçük kız babasının olma ihtimali onu hayli huzursuz ediyordu.
" Hadi gidiyoruz."
Kıza hızlıca ayakkabılarını ve montunu giydirip elinden tutarak arka kapıya doğru yürüdü.
Ne olduğunu anlamayan kız ilk kez dışarı çıkmanın verdiği heycanla ve korkuyla soru soracaktıki Zehir anlayıp sessiz olmasını işaret etti.Dikkatlice etrafa bakındı Zehir. Arka bahçede bulunan korumayı gördüğünde telefonunu çıkarıp onu aradı.
"Ön tarafa gel."
Duyduklarından sonra ön bahçeye ilerledi koruma.
Kızın elini bırakmayarak arka kapıdan koşturarak çıktı Zehir.Önlerinde onları bekleyen arabayı görünce arabaya doğru ilerleyip kızın önünde diz çöküp son konuşmalarını gerçekleştirdi.
"Artık özgürsün meleğim.Hayatta bundan sonra tek başınasın.Kimseye güvenme,inanma,sana öğretilenleri unutma.Daima güçlü ol.Aklınla ilerle.Kendini koru."
Duydukları çok şaşırtmıştı küçük kızı aklına bi an babası gelince duraksadı.
"Ya babam?" Uyandığından bu yana ilk kez konuşuyordu."Seni bulamayacak. Arabada senin için bi çanta var.İhtiyacın olacak şeyler.Kendini yanlız hissetme."
İşaret parmağını kızın kalbine dokundurarak yeniden konuştu adam.
"Buradayım."
Son kez sarıldı küçük kıza adam.Zamanı kalmamıştı. Dolan gözlerini elinin tersi ile silerek arabaya yönlendirdi onu."Dediklerimi unutma! Seni seviyorum Meleğim."
Günümüz;
Kalbime çökmüş sıkıntılarım beni bi hayli zora sokarken geçmişimden kurtulamamanın rehaveti ile donup kaldım.
Ne yapmam gerektiğini, ne demem gerektiğini bilmiyordum.Ellerim istemsizce titremeye başladığında soğuk bütün vücudumu ele geçirmişti.
Ben yarasaydım.
Boynumdaki mühürden ne yaparsam yapayım kurtulamayacak olan yarasa.Hatırlıyordum oydu.
O adamın evinde her gece ay ışığında odama gelip sol köşedeki koltuğun üzerinde, pencereme vuran gün ışığına dek beni izleyen oydu.Hatırlıyordum.
Peki şimdi niye çıktı karşıma?Hızla arkamı döndüm.Sinirle bir küfür savurdum sessizliğe karşı.
O günden sonra yıllarca saltanatım için uğraşmıştım.
Şimdi ise düzenimin bozulmasına asla izin veremezdim. Geldiği gibi gidecek.
Aksi takdirde ne ben kendimi tutabilirim ne de o benim gazabımdan kurtulabilir.Geldiği gibi gidecek!
Elimi soğukkanlılıkla deri ceketimin cebine attım.Elime gelen sigara paketi ile çakmağı çıkartarak bi dal yaktım.
Aldığım derin bir nefes beni kendime getirerek gülümsetti.İşte şimdi asıl savaş başlıyor.
Postallarımın sert sesi geceye meydan okurken adımlarımı harabeye doğru yönlendirdim.
•∆•∆•∆•∆•∆•∆•∆•∆•∆
İyi geceler.'Gecenin yazarı'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARASA
General Fiction----- Dayanamadı adam. Arkasını dönüp hızla ilerlemeye başladı. Geride bıraktığı genç kız koşturarak ona yetiştiğinde umursamadı. "Sen kimsin ?" Duraksadı adam ,baktı son kez yeşil hareli genç kıza.Kalamazdı bir dakika bile orada. Biliyordu kalırs...