mαhzєn°

61 10 8
                                    

Tüm yarım kalmış hikayelere..

İyi okumalar.

Ait olduğun yeri bulmak için bazen kaybolmak gerekirmiş.
Genç kız kaybolmuştu,tüm benliğiyle kaybolmuştu.
İçindeki çocuğu toprağa gömdüğünden beri kayıptı.
O çocukluğunu 9 yaşında kanlı bir pençenin altında dar ağacında usulca asmıştı.

Üzerimdeki yorgan bir yükmüşcesine ağır gelmeye başladığında gözlerimi huysuzca gecenin karanlığıyla buluşturdum.Yerimde doğrularak komidinin üzerinde duran dünden kalan yarım bardak suyumu yudumladım.
Susuzluğum her ne kadar giderilmesede idare ederdi.
Duvarda asılı duran saate baktığımda Siyahla sözleştiğimiz zamana iki saat olduğunu farkettim.
Gecikmeyi sevmezdim,bekletilmeyide..
Bugün ilk planı devreye sokmak için gerekli olan belgelerin bir kısmı elimde olacaktı.Herşeyi yavaş yavaş yaparak nefretimi kusacaktım.
Hareketlenip dolaba doğru ilerlemiştim.
Siyah bir kazak ile kot pantolunumu alarak perdenin kenarlarından sızan ay ışığının beni aydınlatmasına izin verdim.
Üzerimdeki kazağı çıkarıp ellerimi pijamamın ipine yönlerdiğimde odadan gelen patlama etkisi yaratan kırılma sesi ile yerimde sıçradım.
Alışılagelmiş reflekse dönüşmüş hızlılıkla dolabın kenarında bulunan bıçağı alarak sesin kaynağına yöneldiğimde ufak bir şaşkınlık yaşamıştım.
O buradaydı.
O kadar adamın arasından nasıl geçipte odama girmeye cürret eder bu adam?
Gözlerimi sinirle üzerine doğrultarak ellerinden durmaksızın akan kanlara baktım.
Yatağın karşısında duran aynaya gözlerim titrekçe kaydığında sesin nedeninide sahibinide anlamıştım.
Göz bebeklerimi hareket ettirip gözlerinin içine baktım.
Eskisi gibi.
Eskisi gibiydi gözlerindeki parıltılar.
Eskisi gibiydi hareleri.
Çocukluğumu saklıyordu orada.
Sertçe yutkunarak elimde sıkıca tuttuğum bıçağı kenara fırlattım.
"Sen..?" Getiremedim cümlemin devamını..
Karşımda öylece durması değildi beni korkutan.Bunca zaman sonra içimde gömdüğüm çocukluğumun onu görünce yeniden dirilmeye çalışmasıydı.
Zira başka bir nedeni olması beklenecek değildi.

"İzler?"
Kaşlarımı çattım,kazağımı çıkardığımda sırtımı görmüştü.Dudaklarımın kuruduğunu hissederek ıslatma ihtiyacı duymuştum.

"Sen kimsinki benim evime destursuz giriyosun!" Ellerimi hırsla saçlarımın arasından geçirip ona kapıyı işaret ettim.

"Senin bi işin yok burada başına bela almadan git."

Adımlarını yönlendirip arkamda durduğunda bekledim.
Sabırsızca bekledim.
"Bak gör kim olduğumu ben senin gölgenim.Bırakmam peşini."
Ay ışığının yansımasıyla ortaya çıkmış olan gölgemin üzerinde durmuştu.

Umursamadım.

Geçmişime dair ne varsa herşeyi silmiştim.
İstemediğim fiziki özelliklerim yüzünden hep farklı amaçlar için kullanılmaya çalışılmıştım.
Karakterimden dolayı sokaklarda çok itilip kalkılmıştım.
Sokaklardan öğrendim herşeyi.Dünyanın ekmek davası ile olan döngüsünü.
Çoğu zaman aç,susuz kalmıştım.Hiçbir zaman ne hırsızlık yapıp karnımı doyurmaya çalışmıştım nede Zehir'in son sözlerine ihanet etmiştim.

Kendi düzenimi kurup emrime amade sayısız adam ile buralara kadar gelmiştim.
Kolay olmamıştı.
Bu yola Siyah ile çıkmıştım.Her ne kadar zorlansada düzenime ayak durmayı başarmış bir an olsun pes etmemiş etmemede izin vermemişti.
Zor şeyler yaşamıştım,kolay olmayan.
Boş yere canı yanmaz insanın ya bir eksiklik vardır geleceğe dair,yada bir fazlalık geçmişten gelen. Benim yangınım geçmişim...
Ve şimdi bu adam gelmiş gölgenim diyor değilmi? Boşverin gitsin.

YARASAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin