Bölüm 7

69 14 2
                                    

-hoseok un ağzından-

"bu işi hızlıca halletmem için birisine ihtiyacım var işinde iyi olsun yeter istemediği kadar ödeme yapacağım ona."

"tam sana göre birisini tanıyorum hoseok ama onunla yan yana durman bile seni tehlikeye sokar."

"umrumda değil sadece bu kumarı bitirmek istiyorum."

"pekala sana iletişim bilgilerini yollayacağım."

"bekliyor olacağım."

telefonu kapatıp yatağıma fırlattım.

bunu yapacak olmak bitirmek istediğim kumarın bitmesine mi yol açacak yoksa kumarın daha da büyümesine mi? hah umrumda bile değil sonunda pişman olmayacağıma eminim bu hikayenin sonu mutlu bitecek!!!!

telefonuma gelen mesaj sesiyle sırıttım.

telefonunu elime aldım ve kim taehyung un iletişim bilgilerine göz attım.

umarım iyi anlaşırız bay tae.

- taehyung un ağzından-

"yeni bir iş teklifi aldım jungkook."

jungkook okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp gözlerini bana dikti.

"bu işleri bıraktığını sanıyordum."

ellerimi uzun saçlarımın arasına geçirip karıştırdım.

"bırakmıştım."

jungkook tek kaşını kaldırdı.

"ama paraya ihtiyacım olduğunu biliyorsun hem tehlikeli bir iş değil."

sıkıntıyla ofladı.

"peki madem."

elindeki kitabı hemen yanındaki masaya bırakıp ayağa kalktı.

"o zaman ben de seninle geleceğim."

gülümsedim. buna izin vermezdim.

"hayır."

"izin aldığımı sanmıyorum."

"gelmeyeceksin dediysem gelmeyeceksin." dedim gayet kararlı olduğumu belli edercesine.

jungkook yavaş adımlarla üzerime doğru gelmeye başladı. yanıma vardığında ise yüzümü avuçlarıyla kavrayıp okşadı.

"peki neden?" dedi narin dudaklarıyla. tane tane.

büyülenmiştim.

neden istememiştim gelmesini?

ben nereye gidecektim ki?

elleri bana temas ederken düzgün düşünemiyordum.

jungkook ellerini yanaklarımdan bir süreliğine çekti ve daha da yakınıma girerek tekrar sordu

"neden gelmemi istemiyorsun?"

neredeyse birbirine değecek dudaklarımız yüzünden düşüncelerimi toparlayamıyordum bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi söyledim

"t-tehlikeli" dedim fısıltıyla.

gülümsedi. elini saçlarımın arasına daldırıp yavaşça dolaştırdı.

"ama tehlikeli olmadığını söylemiştin."

kalbimi ve beynimi kontrol edemiyordum. kontrol altına almıştı beni.

"senin yanında olmak istiyorum taehyung." dedi.

"sana yardım etmek istiyorum."

"bunu senin sayende başardım demeni istiyorum."

"bir işe yaramak istiyorum."

elleri enseme inmişti. nefes alış verişlerim hızlanmıştı. daha da yakınıma geldi.

benim mavi saçlarım onun siyah saçlarıyla karıştı.

"buna izin verir misin?" diye sordu ensemdeki saçlarımla oynarken.

ona yenik düşerek

"e-evet" dedim.

jeon jungkook beni mağlup edebilen tek kişi sendin.

- yoongi nin ağzından ertesi gün-

namjoon un aşağıda bağırması üzerine uyandım ve hızla aşağıya indim. herkes aşağıda toplanmıştı bile.

namjoon hepimizi aşağıda görünce sustu ve boğazını temizledi.

"bu şekilde daha hızlı toplanıyorsunuz" dedi.

uykumu böldüğü için sinirden yüzüm kızarırken namjoon bunu anladı ve direk konuşmaya başladı.

" jun ki hırsızlıktan içeride sadece 1 ay hapis yatacak endişelenecek kadar büyük bir mevzu değil içinizi rahat tutmanızı istiyorum. her gün onu ziyarete gidip çıkana kadar yanında duracağım." dedi.

babam içinden büyük bir yük kalkmışçasına nefes verdi. annem ise tepki vermeden öylece namjoon a bakmaya devam etti haneul de hafif gülümsedi. herkes bir nebze rahatlamıştı sanki.

peki ya ben?

ben zaten başından beri rahattım. bunun sebebi neydi? belki de abimin büyük bir şey yapmayacağına emin olduğum için endişe etmemiştim.

pencereye yaslandım ve yerdeki bakışlarımı bizimkilere çevirerek

"gerçekten de abimin hırsızlık yapması hiç birinize tuhaf gelmedi mi?" dedim.

babam gayet normal bir şeymiş gibi gazetesini alıp koltuğa oturdu.

bu tavırda neydi böyle?

oğlunun hırsızlıktan içeride olduğunu duymana rağmen nasıl bu derece huzurlu gözükebiliyorsun baba?

annem " yanlış anlaşılmadan ibaret olduğuna neredeyse eminim." dedi.

oğluna güveniyordu.

"bende yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu düşünüyorum ama tabii ki asıl gerçeği abim buraya gelince ondan öğreneceğiz" dedi haneul.

namjoon kafasıyla onu onayladı.

bakışlarımı onlardan çekip tekrar yere sabitledim.

"öğrenelim bakalım."

bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın diğer bölümü daha uzun yazacağım.






























































a reward of deathHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin