¤♧~♤>_$♧]♤(♤_$:$》♧!•••
-[○×]_♤☆+♧×÷"♧×÷♤
♡♤♧♢♡♤♧♢
Beynimi zonklatan olasılık, elimi yanan sobaya koymuşcasına geri çekmeme neden olmuştu.
Yarama havluyu bastırmaya devam ederken banyodan çıktım ve tamamen cam olan duvara doğru gittim. Cama yaslanırken gözlerimi kapattım.
Işıklarla donatılmış şehri izlemek istemiyordum, ya da zemini.
Havluyu acı hissedeceğim kadar bastırırken çoktan bulmuş olduğum cevabı zihnimde tekrarlıyordum.
O beni seviyordu.
Hayatımı mahveden adam beni seviyordu.
Bir tanıdığının adaşı olmamın imkanı o kadar düşüktü ki elimde tek seçenek kalmıştı.
Ve bu bedenimin tamamen uyuşmasına neden oluyordu.
Havlu kanımla sırılsıklam olmuşken gözlerimi açmamak için direniyordum. Eğer kendi kanımı görürsem, kaybettiğim kanın da üstüne dayanamaz bayılır kalırdım.
Omzuma binen hafif ağırlıkla beraber arkama döndüm. Araf omuzlarıma bir battaniye bırakmış, sorar bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.
Bakışlarımı o hariç her yerde gezdirirken ani bir dürtüyle banyoya gittim ve girer girmez kapıyı kilitledim.
Korkuyordum.
Nedensizce beni seviyor olmasından korkuyordum.
Katil oluşundan daha çok korkuyordum bundan.
Ama neden?
İşte onu bilmiyordum.
Yara dikiş gerekecek kadar derin değildi ama açık kalamazdı ve gerçekten çok sızlıyordu.
Dolaba bakındım, temel ilk yardım malzemeleri vardı ama tam olarak ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Kapı sinirli ama sabırlı bir şekilde çalındı. En uzak duvara doğru geri geri giderken susmayı tercih ettim. Omzuma koyduğu battaniye usulca yere düştü.
"Aç kapıyı çiçeğim."
Sustum, yüksek sesli bir of duydum.
"Neden açmıyorsun?"
Yumuşak gelen sesine ve soruya karşın şaşırtmıştım.
Araf, sanki son birkaç gündür farklıydı ilk tanıdığım Araf'tan.
Birkaç adım kapıya yaklaştım.
"Bu niye umrunda olsun? Neyi istersen onun olması gerekmez mi?"
Sert ama yavaş bir şekilde kapıya vurdu.
Önce tatsız kahkahasını, ardından da hıçkırıklarını duydum.
Kaşlarım çatıldı.
O ağlıyor muydu?
Bu onun sesiydi, beni kandırmak için de yapıyor gibi durmuyordu.
Kapıya iyice yanaşıp dinledim. Hemen kapının dibinden geliyordu ses.
Ben dayanamazdım ağlayan insanlara, bu sese karşı koyamazdım, bir katil olması da umrumda değildi o an.
Tereddütle kilidi açıp kapıyı araladım, herhangi bir hareket olmayınca geçebileceğim kadar kapıyı kenara çektim. Gördüğüm manzarayla yerimde donakalırken, bedenim hafif hafif titremeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IGNOTUM PER İGNOTİUS
Random"Sadece kendine ihtiyacın var, başka birine değil." "Sen beni öldürmüşken başka birine ihtiyacım var." ♡♤♧♢ "Açıklayamadığın bir şeyi nasıl açıklarsın?" Donuk bakışlarımı mavi gözlerine taşıdım. "Açıklayamazsın." Yutkundu ve alt dudağını ağzına aldı...