Kraliçe sulara geri dönüyor ve sende şehir üzerindeki ilizyonunu bozarak onun yanına iniyorsun.
"İyi işti yani kavga falan," diyorsun ve şaşırarak sana bakıyor. Omuz silkiyorsun.
"Eee, benimle tanıştığına sevindin mi yoksa kendimi denizde bulmaya hazırlayayım mı?" Diye soruyorsun şakasına. Gülüyor ve etrafına bakıyor.
"Şehir. Şehir yok olmuştu?" Diyor. Gülüyorsun.
"Yok canım. Yanlış görmüşsündür," diyorsun gülümseyerek. Gözlerini şehirden çekip sana çeviriyor.
"Tamam. Olaya el atmış olabilirim, ne var? Şehir yok olursa nerede araba süreceğim?" Diyorsun ve başını iki yana sallıyor.
Beraber az önce yaşanan savaştan eser olmayan kumsalda yürüyorsunuz.
"Demek Gerçeklik Taşı bu işe yarıyormuş," dedi bacağını kıyıyı yoldan koruyan metal çitin üzerinden atarken.
"Hey, bunu bilmemen- neyse. Kimseye söylemediğin müddetçe sorun değil," diyorsun.
"Benden sır çıkmaz," diyor ve yola bakıyor.
"İstediğin zaman seni uçurabileceğimi biliyorsun değil mi?" Diye soruyorsun yaptığına bir anlam veremeyerek.
"Ever ama biraz normallik iyi olurdu," diyor. Omuz silkiyor ve metal çitin üzerine çıkıyorsun.
"Ben gidiyorum o zaman?" Diye belirtme ihtiyacı duyuyorsun kibarlıktan. Başını yukarı aşağı sallayıp el sallıyor. Sende ona el sallıyorsun ve uçmak için dizlerini biraz kırıyorsun.
Havada bir kuş gibi süzülmeden önce köşeden dönen kırmızı arabayı ve içindeki Stan Lee'yi görüyorsun.
Ne söylediğini dinlemiyorsun çünkü bu Valentina'nın macerasıydı ve ona ait bir şeydi.
Yine de bu seni gülümsetiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maden (Bir Marvel Kurgusu)
FanfictionSabahın köründe ve gerçek olmadığı(!) söylenen şu Marvel Dünyası'nda uyanıyorsun. Müthiş bir baş ağrın var ve seni sen yapan tüm özellikleri yitirdin. Ah, en önemlisini söylemeyi unuttum. Dünyanın en güçlü süper kahramanı oldun ve evrenin geleceğ...