🦋Pinhani- Kefen Giydim
🦋Ayten Rasul- Çıkmaz Sokak
🦋Onur Can Özcan- Yaramızda Kalsın🦋🖤
Keyifli Okumalar...4-Kırık Piyanodan Yükselen Acılı Vaveylalar
Yaralı kalbinde kök salmış izler taşıyan, eksik kadın...
Kalbimde amansız başlayan göç; umutlarımı, hayallerimi sırtlayarak alıp benden asırlarca uzağa sürüklemişti. Ne hayallerime varacak gücüm vardı ne de umutlarımın peşinden koşacak ayaklarım.Koşmaya yeltensem bile beni yarı yolda bırakacağını biliyordum. Belki de umutsuzluğum bu yüzdendi ve ben ilk adımı atacak dermanı kendimde bir türlü bulamıyordum.
Bu yaralar nasıl kapanır?
Kalbimdeki izler nasıl silinir?
Acılarıyla yoğrulmuş bir kadın, içindeki çığlıkları nasıl duyurur?
Ben duyurmak istemiyordum. Şayet o çığlıkların ailemi hırçınca inciteceğini biliyordum. Beyhan abi beni o kaosun içinden çekip çıkardığından beri, geniş yatağımın içinde sessiz çığlıklarımla oturuyordum. Kutay'ın babası Ahmet amca hâlâ aşağıdaydı. Ne konuştuklarını bilmiyordum fakat yalnız kalmak bir anda tüm yüklerin küçük omuzlarıma çöreklenmesine neden olmuştu. Başımı karnıma çektiğim bacaklarımla birlikte, diz kapaklarımın üzerine bıraktım. Yeşil gözlerim buğulu, kısa saçlarım tombul yaklarım boyunca, yaprakları dökülen ağaç misali aşağı dökülmüştü. Küçük dudaklarımı birbirine mühürleyerek kapamıştım. Sessizdim lakin kalbimde olduğu gibi, kafamın içinde bir harp vardı.
Dakikalar sonra odamın kırık beyaz olan kapsı usulca tıklandığında gel diyemedim ama annemin kapıyı usulca açtığını ve içeriye âdeta süzülerek girdiğini gördüğümde, yeşil gözleri birebir kopyası olan gözlerime mıknatıs gibi kenetlenmişti. "Afra." annemin naif sesi kederle yoğrulmuş gibi ismimi haykırırcasına söylediğinde kalbimi söküyorlarmış gibi hissettim. Başımı ağlamaklı gözlerimle, dizlerimden ağırca kaldırdım.
Annem hızla yanıma geldiğinde beni kendine çekip öyle şiddetli şekilde sarıldı ki sanki dünya dursa bile bizi hiçbir güç ayıramazmış gibiydi. Başımı en az benim kadar küçük olan omzuna yaslayıp burnumu boynuna dayadığımda huzur verici kokusunu ciğerlerime doldurdum. "Annem, sana ne yaptı?" sesi cam vazonun yere düşüp parçalara ayrılışı gibi hisli ve çığlık çığlığaydı. Göz yaşlarım hızla yanaklarımdan yuvarlandığında, babamın başını kaldırıp gözlerime özür dilercesine bakışı o vazonun parçalanmış her bir parçasından yansıyarak gözlerimin önüne düştüğünde, cam parçaları kalbime ardı ardına saplanmaya başladı. Kendimi öyle savunmasız hissettim ki hıçkırarak ağlamaya başladığımda, "Ah, kızım neden anlatmadın?" annem ağlamaklı sesiyle hayıflandı. Fakat sesindeki şefkat kalbimdeki yaraları saracak güçteydi oysa ben kanasın istiyordum, kanasın ve zehrini akıtsın, bu acı bir daha beni incitmesin istiyordum. Oysa inciteceğini tüm benliğimde biliyordum. Dahası hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CERHA
Roman pour AdolescentsAcılı adamın; yaralı kadına olan sevdası... Cerha; yaralarımdan sar diye...