1.BÖLÜM

226 26 14
                                    

Yıllardır severek büyüttüğüm çiçeklerimin son kalanlarınıda  sulayıp ,eve yöneldim .
Gülümseyerek beni izleyen babannemi görünce gülümsemesine karşılık verdim.

Yanlız hayatımda tutunacağım tek dalım oydu her zaman yanımda olurdu.
Ama hep bir arkadaş eksikliği hissetmiştim sonuçta her şeyi babannemle konuşamazdım bir yaşıtım olması daha iyiydi. Ne yazık ki kimse benim gibi düşünmüyordu. İnsanlar için garip bir kızdan başkası değildim.
Belki de bunlara çekingen bakışlarım ve suskun olmam sebep oluyordu.

Bende yanlızlığımı babannem, çiceklerim ve kitaplarımla doldurdum. Hem onlar benim hakkımda kötü düşüncelere sahip değiller, her zaman benimleydiler.

Yaşadığımız ev oldukça şirin ve hoştu.
İçeriside bu şirinliği arttıracak şekilde dizayn edilmişti.
İçeri girdiğimde babannemin salonda olmadığını görünce , çıkan seslerden mutfakta olduğunu anladım.

Sanırım bu evde en sevdiği yer mutfaktı.Gününün birçoğunu mutfakta vakit harcamakla geçirirdi.

Yanına gittiğimde ciddi bir şekilde yemek yaptığını görüp ,yanağını öptüm. Korkudan sıçradığını görünce  güldüm.

"Deli kız, niye sessizce yaklaşıyorsun beni korkuttun, bak birde gülüyor."

Kahkaha atıp hızla merdivenlere yöneldim.

Arkamdan:

"Deli kız, koşma düşeceksin" dediğini duymak beni daha da güldürdü.

Odama girdiğimde dikkatimi mor ve beyaz ağırlıklı odamın büyük çoğunluğunu kaplayan beyaz renkte ki kitaplık çekti.

Babannem her seferinde okuduğum kitaplarımı başkalarına vermemi söylesede onları bırakamıyordum.
Onlar benim her şeyimdi.

İç çekerem kitaplarıma dokundum.
Babannem bazen onlarla aşk yaşadığımıda söylerdi.
Onu haklı bulmadığım söylenemezdi.

Ardından adımlarım aynama doğru ilerledi. Gözlerim bembeyaz tenime süzülen ona zıt kömür karası saçlarım ve gri gözlerime gitti.
Her zaman aynaya baktığımda kendime sorduğum soru aklıma geldi.

anneme mi yoksa babama mı benziyordum?

Yıllardır aklıma takılan bu soruyla babanneme hiç benzemediğimi biliyordum.

Her seferinde onları sorduğumda uzunca karşıya bakıp :

"Zamanı geldiğinde öğreneceksin" derdi.

Her seferinde bu cümleleri duymak onların özlemini çeken kalbim için büyük bir yıkımdı.

22 yıldır içimi kasıp kavuran onların varlığını sorguladığım sorularla boğuşuyor üstelik babannemin her seferinde proglammış gibi verdiği cevap beni hayal kırıklığına uğratıyordu.

Babannem benden neyi beklememi istiyordu bilmiyordum.

Ama tek bildiğim benden bir şey sakladığıydı ve bunu öğrenmemi olabildiğince geciktirmeye çalışıyordu.

Kafamdaki düşüncelerle boğuşmak yerine her zaman yaptığım gibi mor rengin hakim olduğu yatağıma uzandım.

Ardından hemen uyuyacağımı bilmeme rağmen komidindeki her zaman karmaşık olmasına rağmen bıkıp usanmadan çözdüğüm kulaklığı  takıp, eşsiz müziğin melodisiyle adeta dans ederek ağırlaşan göz kapaklarımla uykuya daldım.

■■■■■■■■■■

Her seferinde aynı yere geldiğimi düşündüğüm ormanda attığım adımlarımın çıkarttığı hışırtılarla yolumu bulmak için sisli havayı delmeye çalışıyor ,nereye gittiğimi bilmeden ilerlemeye çalışıyordum .

Ta ki ayağım takılıp düşene kadar ,düşmenin etkisiyle soyulan ellerimi beyaz elbiseme sürüp kalkmaya çalıştım bu uğraşım tekrar düşene kadar son buldu. 

Ardından ruhumu tamamlıyormuşçasına çıkan seslerle şaşkınca ormanda etrafıma baktım, sesler hem çok yakından hem de çok uzaktan geliyordu.

Bu uğraşıma son vererek huzurla gözlerimi kapatıp seslerin beni tamamlamasına izin vererek başımı gökyüzüne kaldırdım.Rüzgarın kulağıma kadar getirdiği sesler ruhumu canlandırıyor bana bir şeyler anlatıyordu. Kendimi kaptırdığım sesler ölüm çığılığını andıran seslere dönüştü. Ne olduğunu anlamadan ruhuma acı çektiren, gittikçe bitap düşmesini sağlayan seslerden kurtulmak için başarısız olduğum kalkışı tamamlayıp nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım.

Hızla yıllardır bedenimin ev sahipliği yaptığı yataktan kalkıp derin nefesler aldım.

Bu rüyaları aylar önce görmeye başlamıştım. İlk zamanlar daha farklı bir rüya görürdüm.Oldukça güzel çiçeklerin olduğu kırlardan geçer ve yolun sonunda bir ormana giderdim. Ormanda biraz ilerler ve bir mağaraya doğru giderdim. Orada uyuyan kanatlı yavru bir aslan görürdüm tam ona dokunmak isterken de aniden uyandırdım. Uyandığım zaman garip bir şekilde hep tebessüm ederek uyandırdım. Sanki o yavru aslan uzun zamandır görmediğim bir dostummuş ve onu uzun zaman sonra görmenin mutluluğunu yaşıyor gibiydim.

Tabi bunda daha önce okuduğum fantastik kitaplar etkili olmuş olabilirdi. Bir ara fantastik kitaplarla kafayı bozmuştum. Çünkü yaşadığım dünyada bu kadar mutlu hissetmiyordum. Okuduğum kitaplar beni gerçek dünyadan çekip çıkarıyor ve mutlu olduğum fantastik diyarlara götürüyordu. Bu kitapların bir diğer etkiside böyle rüyalar görmekti tabi bu durumdan oldukça mutluydum ama her zaman olduğu gibi güzel rüyalar bitti .Yerine aylar süren kötü rüyalar geçti. Daha sonrasında beni kötü etkilediğini düşündüğüm kitapları okumayı bırakmıştım ama kötü rüyalar peşimi bırakmamıştı.
Her zaman aynı şekilde devam eden  rüya bu sefer önceliklerden biraz daha farklıydı.

Tek farkı bu sefer neden koştuğumu biliyordum:

Güzelliğiyle beni aldatıp yasa boğan çığılıklar.

Bu rüyalar yıllardır anne  baba özlemi çeken kalbimi daha da acıtıyordu.
Belki onlar yanımda olsa bu kadar çok etkilenmezdim. Babam gelir saçlarımı okşar ve bunun biteceğini söylerdi yada annem benimle uyur,böylece kendimi daha güvende hissederdim ama bunların hepsi içimdeki küçük çocuğun hayallerinden başka bir şey değildi. Onlar yıllardır olduğu gibi gelmeyeceklerdi. Tek sevindiğim yanıysa onların yokluğunda yanımda daima duran babannem vardı.

Rüyayı ilk gördüğümde attığım çığılığın babannemi telaşlandırıp, yaşlı kalbini korkuttuğunu biliyordum.
Bu hayatta ki tek varlığı olmamla birlikte bana oldukça önem verdiğini bildiğimden ona bir şey olmadığını sadece bir rüya olduğunu söylemekle yetinmiştim.

O zamanlar bende öyle sanıyordum
ta ki aylardır aynı rüyayı görene kadar. Başlarda bir psikoloğa gitmek istemiştim ama yeterince paramız olmadığı kafama dank etmişti ve bu fikirden vazgeçmiş tek başıma rüyalarla baş etmeye çalışmıştım. Bu konuda pek başarılı olduğum söylenemezdi ama tek sevindiğim yanı ilk gün olduğu gibi çığılıklarla uyanıp babannemi endişelendirmememdi.

Yazar notu:
Buralarda oldukça yeniyim ve kurguyu istediğim gibi yazmakta zorlanıyorum ama ilerleyen bölümlerde daha iyi iş çıkaracağımdan eminim.
Yazım yanlışım olduysa mazur görün bölümleri telefondan yazıyorum.

*Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)

Düzenlendi ✓

ÉVEIL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin