"Peki nerelisin Jack?"
"Nerede yaşıyorsam, o an neredeysem
oralıyım. Biraz gerçekçilikten uzak ancak biz ne kadar gerçeğiz ki? Değil mi?""Çok farklı bir cevap ama sevdim."
Rosalind gülümsedi. Robert onun güzelliğine hayran kalıyordu ve gözlerini ondan ayıramıyordu. Onun gözlerine bakarken farklı diyarlara dalıp gidiyordu. Ancak bir şey oldu. Beklenmedik bir şey. Robert, Rosalind'e bakarken etrafında havada uçan rakamlar belirdi. Karışıklardı ve Robert'ın başı ağrımaya başladı. Robert kendini toparlamaya çalışsa da baş ağrısı giderek artıyor ve dış dünyayla iletişimini kaybediyordu. Kafasında belli belirsiz, anlamı olmayan sesler duyuyordu. Rakamlar yavaşça birleşmeye ve sesler netleşmeye başladı. Rosalind karşısında bir şeyler anlatıyordu ancak Robert sesleri anlamıyordu çünkü kafasındaki sesler yükselmişti. Rakamlar birleştiğinde Robert'ın tam karşısında kırmızı dijital rakamlarla "129" yazıyordu. Rosalind paramparça oluyordu, yavaşça siliniyor ve onun yerini başka biri alıyordu. Etraf da değişiyordu, beyaz ışıkların hakim olduğu taş duvarlar aldı tahta dağ evinin yerini. Sesler iyice netleşmeye başladı.
"İlacın etkisi geçiyor. Sorgucu odaya girebilir."
Ses robotikti ve bir telsizden veya bir megafondan geliyordu sanki. Metal bir kapının açılma sesi duyuldu ve geri kapandı, kilitlendi. Robert hala gözlerini tam açamıyor, açsa da aşırı derecede artmış olan baş ağrısı ona etrafı algılaması da engel oluyordu.
"Yerine konulan klonunun görüntüleri onu etkisi altında bıraktı. Simülasyonu kesin!"
Birkaç ses duyuldu. Robert hiçbir şeye anlam veremiyordu. Daha sonra bir anda tüm baş ağrısı ve karma karışık görüntüler yok oldu. Robert bir sorgu odasındaki demir sandalyede elleri masaya bağlı bir şekilde oturuyordu. Karşısında ise takım elbiseli bir adam oturuyordu. Adamın yüzünde bir maske vardı. Robert neler olduğunu anlayamadı, şuan her şey ona çok anlamsız geliyordu.
"Bakın neden buradayım bilmiyorum. Benim çalışmalarıma devam etmem gerek. Bayan Rosalind ve ben büyük bir proje üzerinde çalışıyorduk. Şuan neden burada olduğumu öğrenmem gerek."
Maskeli adam elini masaya sertçe vurdu ve ayağa kalktı. Yüzündeki renksiz beyaz maske onu korkutucu gösteriyordu.
" Yalanlarına tokuz Robert. Bunlar burada işlemez. 129'u bırakıp kendinin dişi versiyonunun peşinde koşman bir hataydı. Seni uyardık ancak dinlemedin. Şimdi ise sana birkaç soru soracağım ve sen de söyleyeceksin."
Adamın sesi çok farklı geliyordu, robotikti. Belli ki ses değiştirici kullanıyordu.
" Hey sen onu nerden biliyorsun?! Rosalind ile birlikte olmak bir hata değil imkansızı başarmaktı. Onu ilk gördüğümde bunu yapmam gerektiğini anladım. "
Adam yavaşça maskesini çıkardı. Maske tamamen yüzünden çıktığında maskenin ardındaki yüz Robert'ın yüzüydü. Robert başta anlayamadı.
" Ama bu imkansız. Bu teori gerçek olamaz, bunu kanıtlamıştım. Evrenler arası geçiş olduğunda deneğin gittiği evrenler kendisi ile karşılaşması durumu tezime aykırı. Yok olmanız gerekirdi?!"
" Yok olmadık Robert, birlik olduk. Bizler senden daha da üstünüz. Gerçek tanrılarla tanış 129."
" Ama... Bu... "
" Boş konuşmayı kes Robert. Sorgu başlasın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boyutsuz Aşk
RomanceGerçeklikten uzaktı onların sevdası, hatta gerçekliğin alıkoyamayacağı kadar tutkuluydu. Boyutları aşacak olan bedenler değil aşkın gücüydü. YAŞAMAK VE ÖLMEK ARASINDA isimli şiir kitabıma da bakmanızı öneririm, şimdiden teşekkürler. Umarım hoşunuza...