Manik Bir Depresif

1.Bölüm: -Tamamen Kör-

İyi Okumalar!

☯☯☯----------💖----------☯☯☯

Gözlerimi odamın fosforlu yıldızlarla kaplı tavanına açtım. Sabahın ışıkları yatağımın dibinde olan pencereden içeriye giriyor ve kirpiklerimin arasından süzülüp gözlerimi yalıyordu. Akşamdan kalmanın hediyesi olan baş ağrısı ise canımı sıkmakla meşguldü. Ciğerlerimde mühürlü olan nefesi sıkıntıyla serbest bırakırken yataktan doğrulma kararı aldım. Başucumdaki komodine uzandım ve üst çekmecesini açıp ağrı kesici bulma umuduyla parmaklarımı dağınık çekmecenin içerisinde gezdirdim. Kısa bir uğraş sonucu bulduğum ağrı kesiciden bir tanesini filminden dışarı itip avcuma oradan da ağzıma kavuşturdum. Gözlerim çekmecesini karıştırdığım komodinin üzerini aramak için yükseldiğinde su damlalarının yüzeyinde kuruduğu bardağımı gördüm. Kaşlarım sinirle çatılırken ağzıma acı tadı yayılan ilacı zor da olsa yuttum. Yataktan çıkmadan önce ellerimi yukarı kaldırıp tepemin üstünde birleştirdim ve iyice esnedim.

Ayaklarımı yataktan sarktığım sırada bir tıngırtı ve bunun peşi sıra devam eden bir yuvarlanma sesi odanın içerisinde serbest kaldı. Bacaklarımın arasına doğru kafamı eğip yatağımın altına bakınca yatağımın diğer tarafından çıkana kadar yuvarlanan şişeyi gördüm. Şişenin yuvarlanıp çıktığı tarafa doğru yatağımın üzerinde emekledim ve şişeyi yerden alırken yataktan çıktım. Sarı cam şişeyi parmaklarım arasında çevirip inceledim. Bira şişesi olduğunu okuduktan sonra çevrede başka içki şişesi var mı diye bakındım. Bir birayla bu kadar sarhoş olamam herhalde diye düşünürken şişenin dibinde kalan yudumları boğazıma ve oradan da mideme yuvarladım. Kafamın içinde uyanan ses aynı benim gibi gerindi ve daha fazla diye mırıldandı. İçimdeki sese bir sen eksiktin diye söylenirken sendeleyen adımlarımın beni banyoya taşımasına izin verdim. Ilık suyla arındıktan sonra iyice uyanmak için başlığı soğuk tarafa çevirdim. Dişlerimi sıkarak bedenimi kasıp sızlatan soğuk suya karşı tepkisiz kalmaya çalıştım. Soğuk su tüm kaslarımı çalıştırmış ve beni kendime getirmişti.

Buhar tutmuş aynanın önüne geçip camı elimin tersiyle birkaç kere sildim ve buhar görüşümü yeniden engellemeden önce kendimi inceledim. Kahverengi gözlerim yüzümde bir çift yıldız gibi parlıyordu. Yüzümün etrafını sarmalayan ıslak ve gözlerim gibi kahverengi olan saçlarıma baktım. Anlık kararla saçlarımı ikiye ayırıp balık sırtı örmeye başladım. İşim bittiğinde aynadaki görüntüme yeniden bir bakış attım. Yansımam bana değişik pozlar veriyorken aynanın içerisinden bana gözlerini dikmiş olan kadının ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Aynadaki yansımama bir öpücük kondurdum ve yansımamın burnuna işaret parmağımla dokunup konuştum.

''Bu güzelin biraz makyaja ihtiyacı var.''

Banyodan dans ederken çıkıp yatağıma adımladığım sırada üzerimde hala bornozum vardı. Yatağımın üzerinde yumak olmuş pikenin içerisinden telefonumu buldum ve açtım. Telefonum açılır açılmaz gelen mesajlarla titremeye başladı. Kaşlarım çatık şekilde ekrana ardı sıra düşen bildirimlere dil çıkardım ve mesajları şimdilik görmezden gelmeye karar verdim. Müzik çalara girip sabah hazırlanırken bana eşlik etmesinden en çok hoşlandığım şarkıyı, Beyonce – 7/11, açtım. Şarkının eşsiz ritminin üzerindeki sözlerin dilimden akıp gitmesine izin verdim. Makyaj masama oturmak için yanaştığımda aynamın üzerinde duran örtü dikkatimi çekti. Örtüyü aynadan çektiğimde camdan yansıyan ışık huzmesinin içerisinde toz taneleri uçuşup oynaştı. Bir süredir kendimi yorgun ve halsiz hissettiğim için dün geceye kadar yatağımdan çıkmamıştım. Dün gece ise evden çıktıktan sonra iş arkadaşlarımla her zaman gittiğimiz barda zaman geçirip bir şeyler içmiştik. Fakat gecenin hatıralının zihnimde puslu bir tabakayla kaplı olması içtiklerimizin bir şeyler denerek azımsanamayacağının bir kanıtıydı. Baş ağrım beni yeniden bulmadan dün geceyi düşünmekten vazgeçtim. Aynamın hemen üzerindeki saatte baktığımda akrep 7'nin biraz ötesinde duruyordu. Yelkovan dakikaları kovalarken bugün işe gitmem gerektiğine karar verdim. Bu yüzden acele etmeli ve hazırlamalıydım.