"... başkan, başkan yardımcısı ve üç grup liderinden oluşuyor. Üç grup lideri; vampirler, şekil değiştirenler ve cadıların liderleridir..." Neyden bahsettiği hakkında hiç bir firkrim yoktu. Aklım hala gördüklerimdeydi. Artık rüya olduklarına inanmıyordum. Bileklerimdeki izler bunun kanıtıydı. Bir kızım vardı. Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum! Benim yüzümden biri ölmüştü! İlayda. Onu hatırlayamıyorum. O kılıçlı adam onu öldürmüştü! Peki sonra ne oldu? Oradan nasıl kurtuldum? "... sen beni dinliyor musun?" Adrian (Çakır göz) omuzlarımdan tutup güçlüce sarstı beni. "Kendine gel artık!"
Uyandıktan sonra sinir krizi geçirmiştim. Ne yaptığım hakkında hiç bir fikrim yok. Kendime geldiğimde Çakır göz yanımdaydı ve elinde boş bir bardak vardı. Ağzımdaki o çürük çilek tadı düşünülecek olursa yine o kırmızı sıvı ilaçtan içmiştim. Krizlerden sonra beni kendime getirebilecek yegane şey olmuştu o ilaç. İyide nerden biliyor Adrian bunu? Doktor mu söylemişti ona? Diğerlerinin söylediğini hiç sanmıyorum. Doktor söylemiştir kesinlikle. Ama bir şekilde öğrenmişti işte o ilacın beni kendime getirdiğini.
Sonra giyinmem için müsade etmişti. Giyindikten sonra beni apar topar dışarı çıkarmıştı. Bir şeyler söylüyordu. Parça parça duyduğum cümlerden bir şey çıkaramıyordum. Vampirler, şekil değiştirenler... hatta cadılar!
"Cadılar gerçekten var mı?" Yüzümde ruh hastası bir ifade olduğuna eminim. ses tonumdan anlaşıyordu zaten.
Sorduğum bu soru kızgınlığını silmişti. Belkide sorunun hiç bir katkısı yoktu. Benim bu deli bakışıma şaşırmıştı. Kırmızı ilacı içtikten sonra böyle ruhsuz dolandığımı bilmiyordu tabi. Ama bu seferki farklıydı. Bilincim yerindeydi. Kendi kendime iç muhasebeye giriştiğime göre kesinlikle öyle olmalıydı! "Anlattıklarımdan sadece cadıları mı kavradın yani?" Tabi şaşırırsın. ilk defa krizlerimden birine tanık oldun. Bu uyuz Esmer'i daha önce görmemiştin!
"Başım çatlıyor." Avuçlarımı başıma bastırdım. "Neden beni dışarı çıkardın? Uyumak istiyorum. Uyumadan geçmiyor bu ağrı."
"İlacı içtikten sonra düzelmiyor musun? Yoksa yanlış ilaç mı verdim?" Gerçekten endişelenmiş görünüyordu.
"Baş ağrısı ilacın yan etkisi." Alnımı göğsüne bastırdım. "Eve gitmek istiyorum." Avuçlarım hala başımdaydı. Başım patlayacak gibi!!
Ellerini omuzlarıma yerleştirip beni biraz uzaklaştırdı kendinden. Yüzünü görebiliyordum şimdi. "Bak, sadece bir saat sabretmeni istiyorum. Elitlerle konuştuktan sonra seni eve geri getireceğim hemen."
"Neden şimdi gidiyoruz?"
"Dün akşam kabul ettiğini söylemiştin. Hatırlamıyor musun?"
"Ha-Hatırlıyorum. Ama- bugün gideceğimiz hakkında bir şey söylememiştiniz." tabi bunu Çakır gözün vampir etkisiyle yapmıştım. Cevabı erken vermiştim.
"Bizde bilmiyorduk." sokağın başını işaret etti. "Arabaya kadar yürüyebilir misin?"
İşaret ettiği yere baktım. İki spor araba yan yana duruyordu. İkiside aynı markaydı ve ikiside lacivert renkliydi. Kaşlarımı çattım. "Hangisi senin? İkiside aynı."
"İkisi mi? Orada sadece bir araba var." Sesindeki endişe dahada belirmişti. "iyi olduğuna emin misin?"
"Çift görmek dışında mı?" Düşünür gibi yaptım. Ama cevap belliydi. "Başım çatlıyor." Görüntü sallanmaya başladığında düşmemek için koluna yapıştım. "Harika(!) Şimdide başım dönüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇENİN UYANIŞI*-*Mühür ikinci kitap
Fantasy.... Adam, kucağında mışıl mışıl uyuyan bebeği dikkatlice izliyordu. Küçücük parmakları sıkıca yumulmuştu. Sanki elinde gizlediği bir şey vardı da göstermemek için saklıyordu. Aslında gerçekten saklıyor olabilirdi. Parmaklarını yavaşça aralamaya baş...