2.BÖLÜM

677 251 256
                                    

Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu???

Keyifli okumalar:)

Sağlıcakla kalın...

Mesai bitiminde çantamı alıp kafeden Sevinç ablayla birlikte ayrıldığumızda ağlamasının sebebini uygun bir dile sordum. Bana oğluna duyduğu özlem yüzünden böyle olduğunu söylerken nedense ona pek inanasım gelmedi. Ama konuşmak istemediğini anlayarak konuyu uzatmadım.

Belki de ben yanlış yordum, sözlerini. Büyük bir sıkıntısı varmış gibi hissettim halinden.

Yol ayrımında Sevinç ablayla vedalaştık. Başımı karanlık gökyüzüne kaldırıp baktığımda ailem düştü gönlüme. Çok özlüyorum onları ama ben onların umrumda değilim o ayrı.

Durdurduğum adımlarımı tekrardan atmaya başlayarak evime vardım. Binadan çantamdan çıkardığım anahtarla giriş yapıp evimin olduğu kata çıktım.

Kapıyı açıp eve girdiğimde,
evdeki sessizliği içime yaktı. Bir zamanlar en azından tek başıma değildim. Benimle aynı evde yaşayan biri vardı. Banu bana güç kaynağı oluyor, neşe veriyordu. Şimdi o da sevdiği adamın yanında, onunla aynı evde kalıyordu. Banu'nun evlenmeden bir erkekle aynı evde yaşamasını uygun bulmasam da neticede Banu kendi kararlarını verebilecek yaştaydı.

Direk odama geçtim. Üzerimi değişip yatağıma uzandığımda, zihnen kendimi çok yorgun hissediyordum. Tavana diktiğim gözlerimi yumarak uyumaya çalışsam da yine o gelmişti aklıma.

***

YAZARDAN....

Kural bölük mörçük uykusundan her uyandığında, yeni bir kriz kapıdaydı. Selçuk bir taraftan, Metin bir taraftan onu tutuyor, bu çıktığı kararlı yoldan dönmemesi için onu motive edecek sözler sarf ederek, onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı, ama bu hiç kolay olmuyordu. Uyuşturucudan bir deri bir kemik kalan Kural yine o haline rağmen gücü kuvveti kısmen yerindeydi.

Bu kısır döngü sabahın ilk saatlerine kadar böyle sürüp gitmiş ve iki arkadaş uykusuzluğa yenik düşerek iki gündür yaptıkları gibi sadece gözlerini dinlendirmek için yummuşlardı.

Kural gözlerini usulca araladığında, hangi ara geldiğini hatırlamadığı yatağından ağır hareketlerle doğruldu, elleriyle yüzünü sıvazlayıp dün gece yarım yamulak hatırladığı karelerin üzerinde düşünmeye başladı. Yine zor bir gece geçirmişti, hem kendisi hemde onu bir saniye yanlız bırakmayan gerçek dostları için.

Yutkundu. Boğazı kurumuştu. Yatağından kalkıp, mutfağa geçti.
Mutfak dağınıktı ve bu dağınıklığın sebebi ise Selçuk'un uyumamak için sürekli bir şeyler atıştırmasıydı ve çıkardığı hiçbir şeyi aldığı yere  koymamasıydı.

Mutfaktan çıkıp, arkadaşlarının  olduğu odaya geçti. Kısmen tetik de olduklarından, Kural'ın onlar için hazırladığı odalarda uyumak yerine oturma odasında bulunan kanepelerde uyuduklarını gördü, oysa iki arkadaşın da niyeti uyumak değil, sadece ağrıyan gözlerini bir kaç dakika dinlendirmekti.

Onları sessizce inceledi.

Selçuk oldum olası dağınık yatan biriydi, Metin ise nasıl uyuduysa öyle kalkan insanlardandı. Aslında Metin ve Selçuk her konuda zıtlardı, ama iyi birer dost oldukları da bir gerçekti. Hüzünle baktı. Kendisiyle birlikte onları da bitiriyordu ve bu inanılmaz bir acı veriyordu.

TUTSAK ÖZGÜRLÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin