Herkese mutlu sağlıklı huzurlu yıllar diliyorum. İyi seneler. 🥰
Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin olur mu???
Keyifli okumalar:)
Sağlıcakla kalın...
3 GÜN SONRA
Sözde ameliyata alınan Öznur hanımı bekliyorlardı ameliyathanenin önünde.
Kural ona oynanan oyundan habersiz endişe içinde geçiyordu her bir dakikayı. Selçuk ise Öznur'un ondan rica ettiği gibi üzgün rolüne bürünmüştü. Metin'in içinde başka hesaplar dönüyordu. Hayat'ın Kural'la sürekli dip dibe olacağı bir oyunun içinde oluşunu kabul edemiyordu. Buna çok öfkelense de, susmak zorundaydı. Öznur ona rica etmemiş resmen yalvarmıştı oğlu için. İçin ucunda Kural'ın hayatı söz konusu olsa da yine de mantıklı gelmiyordu, Hayat'ı kendi istekleri için ardılarında sürüklemeleri.
Hayat bir köşede küçüklüğünde yazları gittiği kuran kursunda öğrendiği duaları okuyordu içinden. Ezbere bildiği dualarını mırıldanırken dudakları, gözleri sürekli Kural'a kayıyordu. Onun yaşadığını yaşamak istemezdi. Öznur'un ameliyattan sağ çıkarması içinde diye bolca dua etti. Tabi alyazısı neyse o olacaktı. Bunun bilincindeydi.
Saatler sonra ameliyat bitip Öznur dışarıya çıkartıldığında sedyenin üzerinde yatan annesine baktı üzgün gözleriyle. Annesinin ardından ameliyathaneden çıkan doktorun yanında aldı soluğu.
"Annem nasıl?"
Doktor yüzündeki yorgun ifadeyle"ameliyat sandığımdan iyi geçti. Ama önümüzde kritik 48 saat var. Bekleyip göreceğiz. "
Kural giden doktorun ardından bakarken Selçuk umutsuz olmamasını söyledi." Bak ameliyat iyi geçmiş. Öznur teyze çok güçlüdür. Kolay kolay pes etmez. "
" Selçuk bey haklı, siz kendinizi üzmeyin lütfen. "dedi Hayat içtenlikle.
Kural suskunluğunu korurken, içinde umut etti. İyileşecek diye. Çünkü aksini düşünmek bile istemiyordu.
Metin kendini zor tutuyordu o anda. Gerçekleri itiraf etmemek için kendi içinde savaşıyordu mantığı ve vicdanı. Kural'a baktı kısa bir an ardından kaçar adımlarla yanlarından ayrıldı.
" O da çok üzgün. Duygularını söylemekte pek iyi değildir." diyerek giden arkadaşını savundu. Savunmasına da bu Kural için yeterli olmamıştı. Arkadaşında garip bir hal vardı, adını koyamadığı...
***
Hayat hastanenin duvar dibinde durmuş koridorda hüzünlü bir şekilde oturan Kural'a bakıyordu. İçi acıyordu onu bu perişan halde görmeye. Belki annesi bu yoğun bakım savaşına yenik düşecekti. Bunu düşünmek bile istemiyordu ama ameliyat öncesi Öznur onunla konuşmuş ve bu süreçte oğlunun yanında olmasını rica etmişti. Buna karşı çok şaşkın olsa da, hasta yatağındaki bir kadının ısrar edişine karşı elinden birşey gelmemişti. Ama şimdi elindeki çaylarla hoşlandığı adama uzaktan bakıyordu. Artık kendisine itiraf etmişti, seviyordu onu. Karşılıklı veya karşılıksızdı duyguları. Bunun şuan için hiçbir önemi yoktu. Buradaki görevi, daha doğrusu vicdanlı bir insan olarak yapması gerekeni yapacaktı.
Ona doğru sarsak adımlarla ilerledi.
"Sizin için aldım," dedi bardağı karşısındaki adama uzatırken. Bunu söylerken kendini garip hissetti. Aslında "çay içer misiniz?" diye sorması gerekiyordu. Ama işte heyecanlanınca dilinin ayarı kaçıyordu. Allah'tan resmiyet ekini atlamamıştı.
Kural bakışlarını Hayat'ın yüzüne doğru kaldırdığında, Hayat nefesinin kesildiğini sandı, biran için. Hani midenizde kelebekler uçuşur ya, tam da öyle hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK ÖZGÜRLÜK
Teen FictionAşk aklımda yokken, kalbimde yer etmiş, anlamadığım bir anda beni yakalayarak içine haps etmişti. Bir çift siyah gözün esiri olup çıkmış, beni ben yapan şeylerden onun için vazgeçmiştim. Aşk, sevdiğini olduğu gibi kabul etmektir , ne var ki onun öl...