Bileklerime baktığımda kelepçe izleri duruyordu. Umarım kâbus gerçek değildir. Yoksa bu bir felaket :(
İzler gitsin diye elimden geleni yaptım ama gitmemişti. Tek çarem fondoten sürmekti.
Elimi yüzümü yıkamak için herkesin duş aldığı yere gitmiştim ki..
" BU DA NE BÖYLE ?! "
Hayır hayır hayır. Olamaz :((
Yüzümde dikiş izleri vardı. Bu.. bu çok korkunçtu.
Bir dakika. Kâbusumda nefret ettiğim kişileri bıçaklıyordum?
Hayır. Lütfen düşündüğüm şey gerçek olmasın.
Hızla yetimhane odalarına baktım.
Ve..Bir iç çektim
" oh be. "
Onlara zarar gelmemişti. Ne oluyordu anlamıyordum :(
Uyumaktan korkar oldum.
Üstümü giymek için odama gittim. Tişortumu çıkartırken belimde zincir izi vardı.
Dokunduğumda canımı yakıyordu.
Yüzümde dikiş izleri her saniye canımı yakıyordu. Tek çarem makyajdı.
Giyindim ve dışarıya çıktım.
Arkamda ayak sesleri vardı. Ürperiyordum.
Annem ile babamın mezarına gittim. Tam su dökerken az öteden bir çığlık sesi geldi.
Yerimden zıplamıştım.Ne olduğunu merak etmiştim.
Çığlıklara doğru yürüdüm.
Ve..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Dansı
Historia Corta" Değmesin senin o mabedin benim bu kanlı ellerime, istemiyorum deme özlersin o haykırdığın yerde. Her aldığım o içi bade dolu kadehlerde, ben de özlemişim şerefimle. Her damlası acı ile akan o mısralar; kelepçelenmiş o ellerimden bir damla kan, u...