Sonunda hazırlıkları bitirdiğimde çığlık atan insanların bulunduğu hücrelere gittim. Beni görünce sustular. Koridorda yürürken listeyi çıkartıp ilk sırada olan kişiye baktım.
Jason Troy – Jackson Troy ikizleri. İkisinin işlemediği suç kalmamıştı. Ölüm sebepleri suç işlemeleri değildi. Bir “Doğruluk mu Cesaretlilik mi?” oyununda cesareti seçip benim evime girmeye çalışmışlardı. Evet sadece bu sebepten dolayı öleceklerdi.
O ikisine birer tane daha hayvanları uyuşturmak için kullanılan maddeden verdim. Taşımak zor olsa da karşılıklı masalara taşıdım. Ellerini, ayaklarını ve boyunlarını kahverengi deri kemerle sabitledim. Masaları dikleştirip aynı hizaya getirdim. Bu iyiliğimi unutmamaları gerekiyordu. Ölürken birbirlerini görebileceklerdi.
Onların uyanmasını beklerken bende diğerlerini hazırlamıştım. Jason uyanınca Jackson’ın öldüğünü zannedip bağırmaya başladı.
“Ne yaptın lan kardeşime?! Cevap versene!” O bağırmaya devam ederken karşısına geçtim.
“Merak etme daha ölmedi. Zaten bu kadar kolay ölmesine müsaade etmezdim.”
Açıklamayı yaptığımda sakinleşmişti. Aslında kötü biri değildi. Sadece Jackson ne yaparsa oda onu destekliyor ve takip ediyordu. Jackson olmasaydı belki de bugün benim elimde ölmezdi. Jackson’ın uyanmasıyla oyunu başlatma zamanı gelmişti.
“Jason. Elektrik şoku mu? Cesaretlilik mi?” Tatlı ve masum olsa da ölecekti. Ne yazık. Şaşırmış bir şekilde baktı bir süre. Kaçışı olmadığını anlamıştı. Benim kadar olmasa da zekiydi. Zorlanarak konuştu.
“Cesaretlilik.” Gülümsedim.
“Doğru seçim. Peki şimdi söyle bana Jackson’a ne yapayım.
1- Bacağını kır.
2- Parmaklarını kes.
3- Ki benim favorim, dudaklarını birbirine dik.”
Jason bir süre sessiz kaldı. Sonra bana masumca bakıp;
“Başka seçenek yok mu?” Diye sordu. Kafamı olumsuzca iki yana salladım. Biraz daha bekledikten sonra tam kararını açıklayacaktı ki, Jackson’ın bağırmasıyla arkamı döndüm. Jackson ağlayarak yalvarıyordu.
“Beni öldürme, ona istediğini yap. Lütfen istediğin kadar para veririm, yeter ki beni bırak. İstersen Jason’ı bile öldürürüm ama lütf-“
Masadaki bıçaklardan birini boğazına sapladığımda sesi kesilmiş yaşamak için mücadele ediyordu. Jason’a dönüp;
“Oyunumu mahvetti.” Dedim. O ise karşısında bir süre önce yaşayan ikiz kardeşine odaklanmıştı.
Sinirle Jason’ı çözerken o bana mal mal bakıyordu.
“Ne yapıyorsun?”
“Ne yapıyor gibi gözüküyorum geri zekalı ? Oyunumu mahvettiniz ve bütün hevesimi kaçırdınız. Şimdi evine defol. Sana cesedi yollarım.” Dedim. Jason masadan atladı ve beni izleyerek konuştu;
“Ya şimdi seni öldürürsem?” dedi. Masaları kaldırırken;
“Yapamazsın.” Dedim.
Bir süre durdu ve ortalığı toplamama yardım etmeye başladı.
“Ne yapıyorsun?” Masaları kenara iterken cevap verdi.
“Kendi ikizimin bana neler söylediğini az önce duydun. O kadar yıl ona yardım ettikten sonra böylesine bir kazık yemek çok kötü koyuyor. Madem o artık yok. O zaman artık ben başkalarını öldürdükten sonra mallarıyla yaşayabilirim. Jackson gibi.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğukkanlı.
Mystery / ThrillerKendi patronunu ve kurbanlarını seçen, yediği kazıklar yer yüzünden gökyüzüne kadar uzanan, abisiyle baş etmeye çalışan genç bir katil. Bu genç katilin kaderinin ne olacağını yakında öğreneceğiz. Hayatta kalabilecek mi? Zorluklarla başa çıkabilec...