Nefes alıyorsak hala bir umut var demektir

71 17 6
                                    

Küçüksünüzdür henüz dört beş yaşlarında. Sokakta top oynarken düşüp dizinizi yaralarsınız. Ya da koşarken bi anda ayağınız takılır ve düşersiniz. Ağlayarak annemizin yanına koşarız. O da bi buse kondurur ve o acının geçtiğini düşünürüz. Daha o yaşta kandırmaya başlamışlardır bizi. Sanki hiç bir şey olmamış gibi oyuna devam ederiz. Sonra biraz daha büyürüz. Bi gün pazarda bi oyuncak beğeniriz ve almak isteriz. Belki alamayız belki de paramız yoktur ama bunu kavrayacak yaşta değilizdir. Türlü türlü bahaneler bulmaya kalkar yine ailemiz. Bi şekilde kandırır ve o oyuncağı alamayız. Gün geçtikçe daha da büyür ve artık aklımızın keseceği vakitlere gelmişizdir. O toz pembe geçen günlerimiz ve hiç bir şeyin farkında olmadığımız o vakitler bir şekilde geçer gider. Artık bir çok şeyin farkındayız. Kimin ne yaptığı, neden böyle davrandığı gibi bir sürü şey. Günün birinde bir şey öğrenirsiniz ve biri karşıma çıksa da aynı o çocukluğumda ki gibi bana tatlı yalanlar söylese. Taşıyamayacağım kadar ağır olan bu durumdan beni kandırarak uzaklaştırsa diye düşünürüz. Ama artık çocuk değiliz ve herkes herşeyin farkında. Gerçekler acı veriyor. Hiç bir yalan bunun önüne geçemiyor. Keşke çocuk kalsam da herşeyin bir öpücükle veya bir oyuncakla düzeleceğine inansam. Parka gitsem. Kaydıraktan kayarken düşüp tekrar yaralasam o dizimi. Pazar'a gitsem ve o oyuncak için bir kez daha ağlasam. Bisikletten düşsem de yine tatlı tatlı ağlayarak annemin yanına koşsam. Her şey olsa da keşke büyüyüp gerçeklerin farkına varmasam. Keşke o günlerde kalsam da bugünlere gelip bu darbeleri yemesem. Özlem duyduğum o burnumda buram buram tüten çocukluğum. Senin kıymetini büyüdükçe anlıyorum. Senin hasretini gün geçtikçe hissediyorum. En saf duygularımın en çocuksu hallerimin olduğu o yaşlarıma geri dönmek istiyorum. Büyümek bana göre değilmiş. Büyüdükçe gelen güzelliklerin değil, büyüdükçe eskiye çektiğim özlemi istiyorum. Buz gibi yatak bir an önce ısınsa da rahat rahat uyusam dediğim, minderlerden ev yaptığım, akşam ezanı okunduğunda biraz daha sokakta durmak için yalvardığım o günlere bakıyorum da. Hepsinin ayrı bi tadı, her anımın ayrı bir güzelliği varmış. Belki de bu yüzden ki büyüdükçe hala çocuk kalmayı başarabilenler var. İçinde ki o çocuğu öldürmemiş ve hala eskiye olan düşkünlüğüyle bugüne gelmişler. Kaç yaşında olursa olsun eğlenmeyi bilen en ufak bir sebeple mutlu olabilen insanlara hayranla bakıyorum. O heyecan o umut hala bitmemiş. Yani kısacası diyorum ki;
-Nefes alıyorsak hala bir umut var demektir.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin