"Geçti dediğimiz ne varsa aslında geçmemiştir."
****
Çaresizlik, tüm bedenimde karınca gibi gezerken kalbimin acısıyla bütünleşmişti. Gözlerimdeki ağrı dolup taşan bir duygudan ibaretti. Öylece donakaldım olduğum yerde.
Yutkunmuştum. Bacaklarım titrerken beynim olan bitenleri idrak edemiyor gibiydi. Tüm bunları hak edecek ne yapmıştım?
Bir gecelik hayatımın değişmesini isterken cidden değiştireceğimi bilmiyordum. İçim alev alev yanıyordu. Böyle bir hatayı nasıl yapmıştım? Kendime inanamıyorum. Her şeyimi kaybetmiştim.
Aklım, şu an bana cevap veremeyecek kadar uzaklardaydı. En önemlisi de ben bununla nasıl yaşayacaktım. Ablama ne diyebilirdim?
Ablam? Gece çalışıyordu. Şu an benim okulda olduğumu düşünüyordur ama ben nerdeydim? Onun yanında.
Bir an önce eve gitmek ve normale dönmek istiyorum. Bu nasıl mümkün olabilir?Nasıl kalbimin ağrısını dindirebilirim?Olmamış gibi hayatıma nasıl devam edebilirdim.
Bedenimde ki ateş buz gibi bir bedenle karşı karşıyaydı. Onun için basit ve sıradan olan şey benim için önemliydi.
"Hala neyi düşünüyorsun? Benimle birlikte olmana neden şaşırıyorsun ki? Çok şanslı kızsın."
Yüzündeki ifade aklımdan hiç çıkmayacak kadar acıydı. Aslında hissettiğim duygunun adı acıydı. Tarifsiz bir üzüntü , sanki ölecekmişsin gibi bir his.
"İğreniyorum senden.." Beynime giden tek duygu ona karşı hissettiğim nefretti. Evet, bu bencilce ve aşağılıkça hareketi artık tüm hevesimi sindirmişti.
Gözlerimden çıkan ağrılı yaşlar, kalbimde kaya gibi oturmuştu. Derin bir nefes aldı ve usulca yanıma yaklaştı. Tehlikeli bakışları, kışkırtırıcı dudaklarıyla birleşiyordu.
Konuşurken bir bütündü vücut dili.Resim tablolarındaki gibi her parçası sanki özenle oluşturulmuştu.Heyecan dediğim bu duygu aslında hiç hissetmediğim hissizliğin bir parçasıydı.
"Hadi bana cesaretini göster!"
Kalbime saplanan zehirli bir ok, tüm vücuduma hücum etmişti. Acı hissetmekten daha ilerde hangi duyguyu hissederdi insan?
"Sen ne di..yorsun?" Boğazımdaki acı düğümlenmişti. Bir dudağını üstte kıvırarak bana bakışını sürdürdü.
"Dün gece gibi cesaretini görmek istiyorum."
Dün geceyi neden ben hiç hatırlamıyordum?Ne demek istiyordu? Tüm hücremi hatırlamak için zorluyordum. Ama hiçbir şey yoktu.
"Ben bir şey yapmadım eminim. Bu mümkün değil!"
"Emin misin?" Bu kadar üstüne basarak söylemesi, kendinden emin olması. Lanet olsun ki yalan demiyor olmalıydı.
Ben dün gece onunla birlikte olmamış olsaydım, neden böyle şeyler söylesin ki?
Gözlerimden akan yaşlara yine hakim olamamıştır. Ağlamaya başladım. Artık nefret ettiğim ne varsa hepsini aklıma getirerek ağlamaya başladım.
"Sen nasıl yaptın ya! Nasıl benden izinsiz bana dokunursun!" Ellerimle onu itmeye vurmaya başladım. Bir kımıldama bile olmadan orada çakılı kalan adam, soğuk gözleriyle bana bakmayı
sürdürdü."Sende kendin isteyeceksin bir gün.Korkma!"
Mideme saplanan sancı, kusmama neden olacak cinsteydi. Böyle bir çirkinliği hak edecek ne yapmıştım.Kendimi bir ateşe atmıştım. Hemde bilinmeyen bir ateşe..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK
Teen FictionKaranlığın ardından sessiz adımlarla çıkıp gelmişti. Tehlikeli dolu sert bakışları amansız bir hastalığının belirtisiydi. Ondan iliklerime kadar korkuyordum. Bana yapabileceklerinin bir sınırı yoktu. En az diğeri kadar tehlikeliydi. Tıpkı onun gibiy...