Multimedya : Sıla
****
Güzel bir güne uyanmıştım. Bunu bugün hissediyordum. Çünkü okulun ilk haftası bitmişti.
Yüzüme istemsiz bir gülümse geldi.Bu his bile beni mutlu ediyordu şu an.
Yataktan doğrularak pencereye baktım. Yüzüme vuran hafif gün ışığına bakarak derin bir nefes aldım ve tekrar gülümsedim.
Tabi bu gülümsemeyi ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. Koskoca bir yılı sürekli cumaları bekleyerek mi geçirecektim?
Bence bu saçma algıma bir son vermeliydim.Ne yaparsa yapsın yokmuş gibi davranacaktım. Sanırım en iyi kendimce bulduğum yol buydu.
Neden bu kadar tedirgin olup her şeyde panikli hal yaratıyordum ki? Her şeyin güzel olacağını düşünerek davranacaktım.
Moralimi her ne kadar iyiye tutmaya çalışsamda kaybettiğim ve bulamadığım ceketime canım sıkılmıştı.
Okuldukilere sormuştum ama kimse görmemişti. İyi de bu Allah'ın belası ceket ortadan buhar olup uçmamıştı ya.
Ama görünüşe bakılırsa yapacak çokta bir şey yoktu. Bundan sonra eşyalarıma daha iyi sahip çıkıp, kontrol edecektim.
Mutfaktan sesler geliyordu.Bugün ablam izinliydi. Nihayet onunla konuşabilmek için bir zaman bulmuştum.
Nerdeyse 5 gündür doğru düzgün yüzünü göremiyordum.
Onu seviyorum. Tek ailem, her şeyim ablamdı. Onu hayal kırıklığına uğratmakta istemiyordum. Bu yüzden ne sorun olursa olsun üstesinden gelmeliydim.
Yüzümü yıkadım ve ablamın yanına geldim. Yorgun ve halsiz bir gözlerle bana bakıp gülümsedi. "Günaydın tatlım."
"Günaydın.Ne zaman uyandın?"
"Yarım saat olacak."
İçim burkulmuştu. Çok yoruluyordu ve bu her halinden belliydi. Keşke ona yardım edebilme şansım olsaydı.
Aslından hafta sonları bir yere girip çalışmayı düşünmüştüm.Ablam buna razı olmuyordu.
Fakat buna mecburdum.En kısa zamanda bir yerde part time iş bulup çalışmalıydım.
"Abla, bırak kahvaltıyı ben hazırlayım."
Ablam kocaman bir sırıtmayla bana baktı. Pek beceremeyeceğimi biliyordu bu işleri.
"Sen ve kahvaltı hazırlamak. Canım en son yaptığında bir ordu dolusu bulaşık çıkarttın. Gerek yok ben yaparım."
Haklıydı çokta becerikli olduğum söylenemezdi.
Ablam bana tebessümle bakıyordu. "E.. nasıldı ilk haftan?"
Patates kızartmasına gömülen ben, ablamın ne dediğine bile odaklanamamıştım.Aşırı derecede düşkün olduğumu biliyordu.
Ama bu halim bile çok komikti çünkü farkında değildim durumun.
Ablamın kıkırdamaları artmaya başlayınca şaşkınca ona bakmıştım. Evet! Bakabilmiştim çünkü tabağımdaki patates bitmişti.
"Kızım yavaş! Önünden alan mı var?"
Suratım bir anda düşmüştü. Kendimi obur kedi Garfield gibi hissettim. "Şey ben...duymadım dediğini."
"Sorun değil canım. Okul haftan nasıldı dedim?"
Ona durumu anlatmak en saçma şey olurdu. Her kızın yaptığı pembe yalana başvurdum. "Gayet güzeldi. Ilımlıydı herkes bana karşı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK
Teen FictionKaranlığın ardından sessiz adımlarla çıkıp gelmişti. Tehlikeli dolu sert bakışları amansız bir hastalığının belirtisiydi. Ondan iliklerime kadar korkuyordum. Bana yapabileceklerinin bir sınırı yoktu. En az diğeri kadar tehlikeliydi. Tıpkı onun gibiy...