Gülüşü

1.1K 58 27
                                    

Eleven'dan; "Hayat aynı denizde olan iki adacığı ayırırsa kavuşabilirler mi?"

Yine aynı koya gitmiş biraz hava almaya ihtiyaç duymuştum.

Sanki benim için oraya çakılmış gibi hissettiğim bankıma doğru bir adım attım. Rüzgar saçlarımı arkamda, bir uçurtma misali uçururken, o banka ne kadar benzediğimi fark ettim. O bank her geldiğimde boş olurdu ve sanki yıllardır denizin özlemini taşıyormuş gibi, orada öylece dururdu. Ben hariç bu banka hiç kimse oturmazdı.

Bende Mike'ı aynı bu boş bank gibi bekliyordum. Yanlız, tek başıma. Ve eğer dayanamaz isem, evimizin pencerelerinden bile kolaylıkla görülen bu koya iner ve denizin dalgalarına kendimi bırakırdım. Gözlerim dalgalar ile her buluştuğunda sanki özlemim biraz daha azalır, ama taşıyamadığım bir şey daha da ağırlaşırdı göğüdümde.

Ayağıma yumuşak bir şey değince düşüncelerimden sıyrıldım. Bu bir kediydi. Benim gökkuşağı dediğim bir kediydi. Evet adını ben koymuştum. Hep buralarda dolaşırdı ve iyi beslendiğinden dolayı biraz obur denilebilirdi. Onu kucağıma koyduğumda dizlerimde kendi rahatını bulmuştu bile!

Ellerin onun yumuşacık tüyleri arasında gezinirken, gözlerim de aynı şekilde denizin maviliği ve dalgaları arasında geziniyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığım sırada, birisi gözlerimi tuttu. Ellerim, onun ince bileğinde ve kollarında gezerken, bu eller tek bir kişiye ait olabilirdi ama bu imkansızdı!

O, o şuan Kaliforniya denizinin çok daha uzağındaydı ve şuan dokunduğum kişinin hayal olmasından korkuyordum.

"Mike..? " Dedim, emin bir ses ile. Ellerini gözlerimden çektiğinde onun güzel gülüşü ile karşılaşmak ancak bir rüyada olabilirdi, fakat bu rüya değildi. Gerçekti. Hayalinden bile daha güzel bir gerçek.

"Mike! " Dedim, özlem dolu, titrek sesim ile. Yanıma oturduğu zaman, ellerini sımsıkı tuttum. Bu, bu imkansızdı!

Gözlerimden mutluluk ile bir yaş denize düşüp dalgalara karışığı zaman oda özlem ile bana baktı. Gerçekliğinden emin olmak için dudaklarımı dudaklarına bastısığı zaman bunun bir hayal olmamasından dolayı mutluydum.

Bana nasıl buraya geldiğini anlattıktan sonra, en çok merak ettiğim şeyi sordum.

"Ne kadar kalacaksın? "

"Büyük ihtimalle en fazla üç gün. "

"Üç gün... Bize yetmez. " Dedim.

"Biliyorum, ama annem daha fazlasını istediğim takdirde, beni bugün almaya gelecekmiş. "

"Olamaz! " Dedim ama olmuştu. Derin bir nefes aldım, mutluydum isteyebileceğimden çok daha fazla. Omzuna yatıp dünyayı daha farklı bir düzlemden gördüğümde, bu üç günü çok iyi değerlendirmemiz gerektiğini anladım...

Herşey dahil 353 kelime.

Kalp Ritmi~Only Mileven~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin