kimse sesini çıkarmaya cesaret edemiyordu. çatal sesleri kesilmiş, yemekhanedeki aşçılar şok olmuştu. sıradaki herkes o tarafa doğru bakıyordu. bazıları arkadaşlarını korumaya çalışıyor, bazıları birbirine sarılıyordu. sessizce ağlayan bile vardı.
"okulu silahlı adamlar bassın da herkesi kurtaralım diyenler nerede şu an ya?" kesinlikle espri yapmanın zamanı olmadığı silahlıların birinin silahı espriyi yapan çocuğa doğrultmasıyla belli oldu. herkes stresle bakarken adam ateş etmek üzereydi. başka bir silahlı adam onu durdurdu. "boş yere kirletme elini." silahı çocuğun üstünden isteksizce çektiğinde herkes rahatlamıştı.
az önce adamı durduran diğer adam öğrencilerin arasında dolanmaya başladı. bu sırada beş kişilik gruptan üçü yemekhaneden çıkmıştı. kenma'ya göre para çalmaya gitmiş olabilirlerdi.
adam dolanırken ne tarafa baktığını kimse anlamıyordu maskeden dolayı. tek yaptıkları sessizce ve bacaklatı titreyerek onun adım seslerini dinlemekti.
adam, kenma'nın yanına geldi. kenma'nın arkadaşı hafifçe kolundan tuttu. fakat kenma pek korkmamıştı. aralarındaki ciddi boy farkından dolayı kenma kafasını kaldırmıştı. adamın gözleri gözükmese de ona doğru baktığı anlaşılıyordu.
kenma'nın kolundan tuttu ve arkadaşından ayırdı. silahını kafasına doğru tuttu. arkadaşının dili tutulmuştu, "kenma," diye fısıldamak dışında bir şey yapamıyordu.
adam tepki göstermeyen bu öğrenciyi sürükledi ve yanına aldı. silahı hâlâ kafasına dığru tutuyordu. "bunu rehine olarak alalım." dedi diğerine. umursamazca kabul edildiğinde yemekhaneden yanında rehinesiyle ayrıldı. kenma kesinlikle kafasında silahla nereye götürüldüğünü bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stockholm syndrome ⎯ kuroken
Fanfiction• uyarı: şiddet, silah stockholm sendromu; rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama durumuna gelmeleri ve daha sonrasında suçlulara yardımcı olmaya çalışmaları ve sonunda özdeşim kurmaları halidir.