7

246 37 47
                                    

-Jellal.-

"Jellal..." diyerek başını bana çevirmişti Erza. Gözleri bir anlığına sadece beyazlarını gösterirken, bir an sonra gözbebekleri geri gelmişti.

"N-noldu?" Diye sordum, cidden tedirgin olmuştum şuan. "Erza, iyi misin?"

"Piskopos peşinde..."

Derin bir nefes verip gülümsedim.
"Ah... bu muydu?" Omuz silktim." Bunu zaten biliyorum."

"Peki tüm ortaçağ askerlerininde peşinizde olduğunu biliyor musunuz?" Gözlerini hepimizin üzerinde gezdirmişti.
"Hepinizin."

Kaşlarımı çatmıştım.
"Tüm ortaçağ mı? Bu insanlar amba da nankörler!"

"Tehlike altındasınız çocuklar. Buraya geliyorlar."

"Gelecekleri varsa görecekleri de var." Demişti Natsu kendinden emin bir şekilde.

"Katılıyorum. Hepimiz savaşacağız." Meredy'de bize arka çıkmıştı.

"Sayıca üstünler. Ayrıca normal silahlarla gelmiyorlar. Beni takip edin." Diyerek arkasını dönerek ilerlemeye başlamıştı.

Peşinden ilerledim.
"Uhm, Erza... belki yeri ve zamanı değil ama-"

"Bizimle orada görüşecekler." Dedikten sonra başını bana çevirip gülümsemişti." Yani Gray ve Juvia."

"Peki ruh emicinin hâla kardeşimin yanında olmasındaki sebep ne?"
Sinirleniyordum bak.

"Gray'in Juvia'yı ikna ederek ekibe dahil olması tabiki."

Alayla gülmüştüm.
"Juvia asla doğaüstü varlıkları ekibe almaz. Meredy'i mazlum, Natsu'yu ise benim zorumla almıştı."

"Gray vücut dilinde oldukça ikna edicidir, bilemeyiz." Dedikten sonra bana göz kırparak koluma girmişti.

Tek kaşımı kaldırdım.

"Vücut dilinde iyiymişmiş..." başımı geriye çevirip Natsu'ya baktığımda gözlerini devirdiğini, Meredy'nin buna kıkırdadığını görmüştüm.

Tekrar önüme dönerek Erza'ya baktım.
"Plan nedir?"

"Bu gecelik benim evimde saklanacağız. Gerisini bir şekilde hallederiz. Davamızı sürerken, bir şekilde ise canımızı kurtarmaya çalışırız."

"Senin sevgilin var mı Kızıl?"
Ne amansız, ne yersiz, ne gereksiz bir soruydu bu! Nereden çıktı şimdi bu, aptal Jellal!

Dudakları zevkle kıvrıldı.
"Neden sordun?"

"Meraktan. Mesela benim nişanlım var."
Ne?

Tekrar Natsu'ya baktığımda, Natsu ellerini iki yana açarak kaşlarını kaldırmıştı. Şey der gibiydi... ne zamandan beri?

Yutkundum.
"Öyle işte."

"Ah..." demişti, yüzü tekrar ciddi bir ifadeye büründü." Hayır, yok."

"Anladım..." dedikten sonra boşta kalan elimle yanağımı kaşımıştım. Kolumda olduğunu fark eden Erza, kolumdan çıkıp yanımdan yürümeye devam etti.

Gülümseyerek "nişanlın varken kolunda olmam doğru olmaz." Demişti.

İflah olmaz bir serseriydim, ne demek nişanlım olması?!

Gülümsemeye çalıştım.
"Y-yok canıım, o bunu dert etmez."
Kafayı yiyecektim şimdi.

"Olsun, kötü hissetmek istemiyorum."

Avcı.||Jerza+Gruvia.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin