Avcı.||Jerza+Gruvia.

5

-Jellal.-

"Bak, sakin kalmaya çalışıyorum ama sinirlerim tavan yapmış durumda. Güzel karısınız demeyeceğim, bileklerimi sıvayacağım. Son kez soruyorum, kardeşim nerede?"

Erza gözlerini devirerek kendini bir kayaya yaslayıp kollarını bağlamıştı.
"Merak etme, güvende. Kardesinden başka bir şey düşünmez misin sen? Sahiden... ne kadar sıkıldığını ben bile hissedebiliyorum."

"O benim tek ailem."

"O hâlde onu çok sıkarak kaçırma. Nasıl fikir?"

Haklıydı ellam.

"Sana güvenebilir miyiz?" Diye sormuştu Natsu.

"Hayır elbette." Dedikten sonra gülümsemişti." Ama güvenmek zorundasınız."

"Güzel yüzünü öperek değil de, tokatlayarak dağıtma hissi yaşatıyorsun bana." Diyerek sinirden derin derin nefes alıyorduk.

"İstersen dene? Ben de uzuvlarını gövdenden ayırayım?"

Evet, baş ölçemeyeceğimi düşünüyordu. Ortalığın tozunu bile attırırdım halbuki.

Ona doğru bir adım attım.
"Seni yenemeyeceğimden çok eminsin Erza, ancak seni yere sermek saniyelerimi bile almaz. Özellikle konu Juvia'ysa."

"Kesinlikle evde kaldın." Diyerek beni önemsemedi." Bir kızla böyle konuşulur mu hiç?"

"Seni-" diyerek cebimden bıçağımı çıkardım, ancak kahveleri kırmızıyla parladı.

"Deneme bile."

Bıçağımı sinirle yerine geri soktum ve yerdeki taşa sert bir tekme atarak uzaklara gönderdim.

"Pekaaala, size söz veriyorum. Oldu mu? Kesinlikle onun başına bir şey gelmeyecek."

"Ya gelirse?" Diye sormuştu Meredy.

"Gray'i çok sinirlendirmiştir." Dedikten sonra kıkırdamıştı.

"Erza!" Sinirle soluyordum.

Gözlerime baktığında yüzündeki gülümseme yavaşça silindi ve gözlerini devirdi.
"Ortaya kellemi koyuyorum."

Dudaklarımda bir tebessüm oluşmuştu.
"Harika. Oldukça zevk alacağım."

Yaslandığını kayadan uzaklaşarak bana doğru adım attı. Rüzgardan esen kırmızıları yüzüme doğru vuruyor ve saçının kokusu beni ciddi anlamda mest ediyordu.

Ancak davamdan vazgeçmeyecektim.

"Burada olma sebebinizin asıl temeli insanların ölümü, öyle değil mi?"

"Elbette." Demişti Natsu benim yerime cevaplayarak." İnsanları öldüremezsiniz."

Erza gözlerini ona çevirdikten sonra tekrar bana bakmış, işaret parmağı ile yanağımı okşayıp tekrar bana dönmüştü.
"Adalete inanır mısın Gerard?"

"Jellal." Diyerek düzelttim. Ancak o beni hiçte takmamıştı.

"Sorumun cevabı bu değildi."

"İnanıyorum."

"Öyle mi?"

Başımı salladım.

"O halde neden avcılık yapıyorsun?"

"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın der gibi bir halim mi var? İnsanları öldürüyor, katlediyorsunuz." Demiştim ciddiyetle.

"Evet, evet bunu yapıyoruz." Önümde durup işaret parmağı ile çenemi kaldırdı bu kez.
"Sence insanlar çok mu masum?"

"Ne?" Kaşlarımı hafifçe çatmıştım.

"Bizler öldürüyoruz, evet. Ve siz de bizi öldürüyorsunuz. Bu adalet mi sence? Yani, masumları bile katlediyorsunuz. İnsan ırkı kadar iğrenç bir ırk yok."

"Bunu siz de yapıyorsunuz." Demiştim gözlerimi kısarak." Yiyor veya daha değişik şeyler yapıyorsunuz. Siz çok mu temizsiniz?"

"Ben asla masum olduğumuzu iddia etmiyorum. Ancak... bu çöl de haksız yere ölen hiç bir insan yok." Başını uzaktaki insan cesetleriyle dolu olan yere çevirmişti.

"Hepsinin suçunu sana tek tek söyleyebilirim. Öndeki mavi tişörtlü olan tecavüzden katledildi. Üstelik hızlıca." Bana bakmıştı tekrar." Halbuki ağır ağır ölmeyi hak ediyordu."

Yutkunmuştum.

"İnsanlar adaleti sağlayamıyor. Burada yatan cesetlerin çoğunluğu taciz/tecavüz'den dolayı burada. Diğerleri ise yardım ve yataklıktan." Kollarını göğsünde birleştirdi. Bana karşı kazandığını belli eden bir sima yerleşti suratına.
"Bu çöl de masumun kanı dökülmedi." Dudaklarını yaladı." Bu senin kız kardeşinin de başına gelebilirdi. Peki ya kardeşine tecavüz edip zevkini alan adam...devlet tarafından serbest bırakılsaydı?"

Sessiz kalmıştım.

Tanrı biliyor ya, ortalığın amına koyardım.

"Ancak size bir teklifim var."

Merak etmiştim şimdi.
Ne olabilirdi?

"Ekipte olmak istiyorum."

"Ne?"

"Nasıl?!" Diye sormuştu Natsu.

"Büyük kızıl cadı neden bizim ekipte olmak ister ki?!" Meredy'nin de bizden farkı yoktu.

"Derine indiğimizde herkesin amacı aynı. Masumları korumak, katilleri öldürmek. Sadece doğaüstü insanlar üzerinde uyguluyorsunuz. Ben insanları da dahil etmek istiyorum."

"Masumları öldürmemek için katil mi olacağız?"

"Evet."

Gülümsemiştim.
"Kabul ediyorum."