12

255 32 23
                                    

-Juvia.-

"Ne dersiniz, sizinle şöyle güzel bir kızlar gecesi yapalım mı?" Diye sormuştu Erza, Meredy ve bana bakarak.

"Evet!" Diyerek alkış tutan Meredy'nin mutluluğuna bakıp tebessüm ettim. Bir kaç gündür oldukça ilerleme kaydetmişti aslında.

"Juvia, sen ne düşünüyorsun?" Diye sormuştu Erza, tamamen bana dönerek.

Elimi kaldırıp gülümsemeye çalıştım.
"Pekala...beni de sayın."

Erza gülümseyerek buzdolabına doğru ilerledi ve kapağını açarak üç bira çıkartıp yanımıza geldi. Hepimizin birer birası varken, önce ben sonra da Meredy şişeyi açmıştı.

"Ee, anlatsana Erza, Jellal ile aranızda ne var?" Meredy'nin sorusuyla irkilip kalmıştım. Üstelik Erza başını bana çevirip izin ister gibi bakıyordu.
Bu hâline şaşırmıştım, ancak muhtemelen kardeşiyim diye bunu yapıyordu.

Omuz silkip biramı kafama diktim.

Beni ilgilendirmezdi. Gray'in kaba tabiriyle de dediği gibi Natsu ile yiyişmişken, Jellal'e kızmaya hiç hakkım yoktu.

"Aramız oldukça iyi... ve ben ondan hoşlanıyorum, sanırım..." demişti kulaklarına kadar kızararak Erza.

Bu beni gülümsetmişti.

Şişeyi dudaklarımdan çekip, gülümsememi onlara da sergilediğimde, böyle bir tepki vermemi beklememiş olmalı ki Erza önce şaşırmış, sonra da gülümsemişti.

Meredy'de sanırım buzların erimesine sevinen taraftı, sırıtarak bizi izliyordu.

"Jellal'den hoşlanacak kadar ne yaşadın, merak ediyorum." Diyip kıkırdamıştım.

"Ah inan bana bunu kendime şu son zamanlar oldukça soruyorum..." diyip iç çekmişti Erza.

"Hey! Jellal'i bu kadar ezmeyin. İyi bir avcı, iyi bir abi ve... iyi bir enişte olacak gibi duruyor?" Demişti Meredy, abimi savunuşa geçerek.

"Ona ne şüphe..." diye mırıldanmıştım.

"Kesinlikle." Diyerek bana arka çıktı Erza. "Peki ya sana sormak gerekirse?"

"Jellal'in bir ilişki yaptığı görülmüş şey değildir. Ancak realist bakacak olursam, Jellal bir kızla 2 saatten fazla takılmadı. Takıl, düşür ve yat. Jellal'in mükemmel planı bundan ibaret. Senin için oldukça vakir harcadığına göre onun için önemli biri olmalısın." Demiştim tebessüm ederek." Eziklemek için demiyorum, yanlış anlama ama... doğaüstü olmana rağmen seninle ilgileniyor, bu da sana benim gözümde Jellal için +1 puan daha kazandırıyor. Zoru geçtin, imkansızı aşıyorsun." Dedikten sonra çok hızlı ve uzun konuştuğum için soluk soluğa kalmıştım.

"Sakin ol!" Diyerek sırtımı sıvazladı Meredy." Manyak mısın? Gaza geldin hemen..."

"Şimdi söylemesem muhtemelen hiç söyleyemezdim."

"Dediklerin beni çok mutlu etti Juvia." Dediğinde yüzünde gerçekten içten bir gülümsemenin oluştuğuna şahit olmuştum.
"Ama en çokta beni mutlu eden şey bana beni eziklemeden bir cümle kurman oldu sanırım."

Mahçupca başımı eğmiştim.
"Evet... o konuda, şey ben... üzgünüm. Yapmamam gerekiyordu fakat böyle büyüdüm ve bir anda girdiğim bu ortama alışmakta zorluk duydum... tekrar çok üzgünüm..." demiştim.

"Hiç bir problem yok. Özrünü kabul ediyorum, sana hiç darılmamıştım zaten." Demişti şefkatle bana gülümseyerek.

Bu da iyice kendimden utanmama yol açmıştı.

"Ay sonunda buzlar eridi!" Demişti Meredy, ikimize de kocaman sarılarak." Rahatladım yeminle."

"Ben de öyle!" Demişti Erza.

"Ve ben de..." demiştim sırıtarak.

Bizi serbest bıraktığında arkamıza yaslanmıştık.

"Ee, sen anlat bakalım. Natsu mu Gray mi?" Diye sormuştu Meredy.

"Ah evet o konu." Dedi Erza, merakla bana baktı." Natsu'dan hoşlanıyor musun? Gray'den etkileniyor musun?"

Kızarmıştım.
"Ş-şey... Natsu olayına gelirsek..." derin bir nefes alıp verdim." Natsu ile sadece arkadaşız ancak dün öyle bir ortam oluştu ki..." diyip başımı eğdim.

"Öpüştünüz mü?!" Diye sordu heyecanla Meredy." Aman Tanrım! Natsu'nun sana karşı bir şeyler beslediğini biliyordum fakat senden beklemezdim doğrusu."

"Bana kalırsa Juvia hoşlanmıyor." Demişti Erza ciddi bir sesle. Sonra bana baktı." Juvia'nın daha önce hiç erkek arkadaşı olmadı. Hâliyle bir yakınlaşma da yaşamadı. Olayın heyecanına kapıldı sadece. Muhtemelen hoşlantı sandığı şey sadece heyecandı."

"Öyle olmalı..." diye mırıldanmıştım." Zaten sonrasında Natsu ile konuştuk." Açıklama yapma gereğinde bulunmuştum.

Sahiden de konuşmuştuk. Gray'in yanına gitmeden evvel, Natsu'ya ne hissettiğimi bilmediğimi ve bu yüzden umut vermek istemediğimi söylemiştim. O da karşılık olarak beni bekleyeceğini söylemişti.

Fakat beni zorlayan bir başka konu daha vardı.

Gray.

Kafamı karıştırıp duruyordu!

"Peki ya Gray?" Diye sormuştu Erza. Meredy heyecanla bana bakıyorken, sertçe yutkunmuştum.

Korktuğum yerden vurmuştu işte.

"G-Gray mi...?" Diye sordum sorusuna karşılık, kafayı yememe harbiden az kalmıştı.

"Evet, Gray. Yani Gray'in bu hallerini kişiye özel alınmıyorum, Supernatural Dünyanın lideri olarak bile alınıyor."

"Gray mi?" Şaşırmadı değildim, ancak belliydi de." O... takıldığı clup, orada onu tanımayan yoktu."

"Evet, elbette. Kızıl Cadılar gibi Ruh Emiciler de nadirdir. Kızıl Cadılar her ailede bir tane oluyorken, Ruh Emiciler birden çok oluyor ancak sadece bir tanesinin ömrü uzun oluyor. Piyango Gray'e vurmuş, hayatta kalan o."

"Gray'in kardeşi mi vardı?" Diye sordum şaşkınlıkla.

"Bir ablası vardı fakat Tanrı onu yanına aldı."

Usulca başımı sallamıştım.

"Neyse, konuya dönelim!" Dedi heyecanla Meredy, sırıtıyordu." Gray'e karşı ne hissettiğini biliyor musun?"

"Bazen onu boğasım geliyor." Dedim sinirle.

"Bu çok duyduğum bir şey..." demişti bıkkınlıkla Erza.

"Bazen de böyle alıp bağrıma basasım var." Demiştim masumca.

"Eh bunu da çok duymuştum." Dedi Erza.

"Fakat beni ne kadar sinirlendirirse sinirlendirsin, bir şekilde ona karşı yumuşuyorum. Çabucak..." diyip omuzlarımı düşürdüm.

"İşte bu ilgimi çekti." Demişti sırıtarak Erza." Ne dersin Meredy? Olabilir mi?"

"Ondan hoşlanıyor!"

Avcı.||Jerza+Gruvia.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin