Promise Me ❧ Rosékook

1.6

Çalan telefon zil sesiyle gözlerimi sıkıca yumarak elimi komidine uzattım. Zar zor elime ulaşan telefonu gözlerimi açmadan kuşağıma götürdüm.

"Rosésshi."

Gözlerimi tanımadığım sesle aralayıp telefonu kuşağımdan uzaklaştırdım. Bilmediğim bir numaraydı.

"Benim?"dedim merakla yatakta oturur pozisyona gelirken.

"Ben Taehyung. Rahatsız ediyorum biliyorum ama bu biraz önemli."

Kaşlarım çatılırken Taehyung kim diye düşündüm bir süre.

"Bts."diyerek tanımadığımı anlayıp açıklama yaptığında salaklığıma yanıp cevap verdim.

"Efendim Taehyungsshi?"

"Buraya gelebilir misin?"

Kaşlarım havaya kalkarken ne diceğimi bilemedim.

"Yani demek istediğim lütfen yanlış anlama ama nedenini bilmediğim bir şekilde Jungkook seni sayıklıyor. Şirketindeki tüm Chaeyoungları araştırdık diyebilirim. Eğer gerçek adından bahsediyorsa bu sensindir diye düşündük."

Kaşlarım çatılırken sesimi sonunda çıkarttım."Ne demek istiyorsun?"

"Jungkook sarhoş oldu ve ygnin binasına giderken onu zor tuttuk. Chaeyoung diye sayıkladı nedenini inan ki bilmiyoruz neden Yg onuda bilmiyoruz ama neyse."nefes alıp devam etti."Tek çare ygdeki tüm Chaeyoungları araştırmaktı, en mantıklısı sen geldin."

"Ben bunun için ne yapabilirim?"diye sordum. Endişelenmiştim ama belli etmemeye çalışıyordum.

"Yanlış anlama lütfen ama buraya gelme şansın var mı? Jungkooku evine zar zor getirdik. Tek ihtiyacımız sensin şuan, tabi bahsettiği kişi sensen."

Sıkıntılı bir nefes verdim."Oraya gelebilmem mümkün değil üzgünüm."

"Seni almaya gelsem?"diye sorduğunda tereddüte düştüm. Tanımadığım birisinin arabasına binmek?

Ah saçmalama Chaeyoung bir idol sana ne yapabilir ki? Amacı kardeşinin iyi olmasını isterken özellikle.

"Ben bilmiyorum yurttan çıkmam zor."

"Geleceğini söylersen onu halledebiliriz."

Her şeye bir cevabı vardı cidden.

"Tamam hazırlanıyorum ben."
Telefonu kapatıp yavaşça ayağa kalktım altımdaki eşofmanı değiştirmeden üzerime fazla kalın olmayan bir hoodie geçirip yan yataktaki Jennieye ilerledim.

Hafifçe dürtmeye başladım.
"Unnie."

Fısıldayarak seslenmem uyanması için zor olsada diğerleri uyanmasın diye sessiz olmak zorundaydım.

"Chaeng?"dedi yarı açık gözleriyle."Gecenin -daha doğrusu sabahın- bu saatinde ne oluyor."

Gözlerimi saate çevirdim.

4.12am

"Unnie gitmem gerekiyor."

Kaşlarını çatıp doğrularken gözlerini kaşıyarak bana baktı."Ne gitmesi, nereye?"

"Jungkook."dedim yutkunarak."Sarhoşmuş, adımı sayıklamış ve grup arkadaşları ben olduğumu düşünüp beni aradı."