Promise Me ❧ Rosékook

2.3

"Chaeyoung sen iyi misin?"

Bakışlarım Lisaya kaydığında gülümsemeye çalışarak başımı salladım."Yorgunum sadece."

"Emin miyiz?"

Jisooda araya karışırken bakışlarım karşı koltuktaki Jennieyi buldu.

"Bir sorun mu var?"dedim bakışlarım Jisooya dönerken.

"Bize neyi söylemiyorsun Chaeyoung?"

Kalbimin atışı hızlanırken gözlerim tekrar Jennieyi buldu.

"Ne demek istiyorsun unnie?"

Jisoo bıkkınlıkla koltuktan kalkarken bakışlarımla onu takip etmiştim.

"Biz salak değiliz tamam mı!"
Gözlerim dediğiyle kocaman açılırken devam etti."Senin gizli gizli geceleri yurttan çıktığını sence fark etmiyor muyuz biz?"

"Ayrıca kaç kere seni bilmediğim bir arabaya binerken gördüm, bizden sakladığın bu kadar önemli sırrın ne Chaeyoung?"

Lisanında jisoodan farkı kalmazken ikisininde sesi yükselmişti. Gözlerimin birazdan dolacağına emindim çünkü zaten hassas olan ben şu sıralar daha hassastım.

Ağzımı açamadan Jisoo tekrar beni bölmüştü."Kardeşiz sanıyordum."

"Fazla üstüne gitmediniz mi sizcede?" Jenniede jisoo gibi ayaklandığında içimden ona teşekkür ediyordum çünkü her an ağlayabilirdim.

"Sende mi ona yardım ediyorsun?"Jisoonun sesi tamamen yükselmişken sesinin dışarıya ulaştığına emindim.

"Onunla ilgili bir şey yok."dedim ayağa kalkarken."Söylemediysem bir zamanı olduğundandır Kim Jisoo."

Sinirle ayağa kalktığımda lisanın az önceki hiddeti gitmiş gibiydi.

"Başına bir şey gelirse seninle ilgilenmeyeceğim Chaeyoung, aynı şimdi ki gibi o zamanda kendin halledersin işini."

Jisoonun sözleri ağrıma giderken dolan gözlerimi ellerimle silip odama gittim. Elime geçirdiğim ilk çantaya bir kaç eşya atarken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

Bir kaç saniye sonra içeriye biri girdiğinde bunun Jennie olduğunu tahmin etmek zor değildi.

Kollarını sımsıkı bana dolarken bende sarılıp yüzümü saçlarına gömdüm."Bu kadar sert konuşmak zorunda değildi."

"Biliyorum canım."derken eliyle saçımı okşuyordu."Umarım yurttan gitmek gibi bir amacın yoktur."

Omuz silkip geri çekildim."Bir iki gün otelde kalmak istiyorum, zaten programımız yok."

Jennie ağzını açtığında susturdum."Kararımdan dönmeyeceğim."

Jennie bir şey diyemeden yatağıma otururken çantama bir kaç eşya attım. Kulaklarımı telefonun zil sesi doldururken gözlerimi aradım.

"Burada."

Jennienin uzattığı telefonu alırken kaşlarım çatılmıştı.

Taehyung?

"Efendim Taehyung?"

"Rosie, müsait misin?"

Taehyungun canlı sesi kulağıma gelirken yatağa oturdum."Pek değilim, daha sonra konuşsak?"

"Sesin bozuk geliyor, her şey yolunda mı?"

"İyiyim, bir sorun yok."

Taehyungun bir süre sessiz kalması ardından tekrar sesi kulaklarıma ulaştı.