BEŞ

80 35 126
                                    

Toplanma yerinde bekliyordum. Sabah burada buluşmaya karar vermiştik. Dün akşam olanları anlatacaktık. Çevrem yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Yan masada oturan iki kişi kahvaltılarını yaparken sohbet ediyorlardı. Kafamı kaldırdığımda bana doğru gelen Emma'yı gördüm. Gelip yanıma oturdu. 

'' Daha kahvaltı yapmadın galiba?'' 

Kafamı salladım. Gelip yanıma oturdu. Bir süre sessiz kaldık. Gözlerimi önümdeki taşa odaklamıştım.

'' Dün Edward'la yemeğe biraz geç geldiniz. Bir şey mi oldu?''

'' Roseline, hey iyi misin? Sanki biraz hasta gibisin.'' Elini alnıma koydu, irkilerek ona baktım.

'' Ne? pardon seni duymadım , dalmışım. Az önce ne demiştin? '' Şaşırmış gibi baktı.

'' Bir şey demedim sadece pek iyi gözükmüyorsun. Ateşin de var istersen yemekten sonra ...'' Elimle ileriye doğru işaret ettim.

'' Hah, bak bizimkiler de geldiler. Hadi sıraya geçelim de yemek yiyelim.'' 

Ayağa kalktım ve sırada bekleyen arkadaşlarımın yanında geçtim. Emma'da gelip arkama geçti. Ona sormalı mıydım bilmiyordum. Edward' a baktım, göz kırptı ve sanki zihnimi okumuş gibi başını olumlu anlamda salladı. Derin bir iç çektim ve tabağıma koyulan sandviçe baktım. Her gün kahvaltıda sandviç yemekten sıkılmıştım. Bizimkiler masaya doluşurken ben Edward'ın karşısına geçtim. Diğerlerinin yerleşmesini bekledim ve her şeyi anlatmaya başladım.

'' Şimdi hepiniz beni dinleyin ve mümkün olduğunca çok tepki vermemeye çalışın. '' Bir süre bekledim. 

'' Roseline, artık ne olduğunu söyleyecek misin?'' durdu. '' Ya da söyleyecek misiniz?''dedi Emma, kollarını göğsünde birleştirdi. 

'' Rosie, istersen ben anlatabilirim, hem pek de iyi görünmüyorsun.'' Derin bir nefes verdim ve artık konuya girdim.

'' Hayır, ben anlatabilirim. Öncelikle bu anlatacağım olay dün gece yemek saatinden biraz önce oldu. Ondan da bir gün önce yaklaşık aynı saatte bir olay daha oldu.''

Chris beni destekler gibi kafasını salladı ve sandviçinden bir ısırık aldı.

'' Önce ilk olayı anlatıyorum. Birkaç gün önce bir olaya tanık oldum. O gün pek iştahım yoktu ve anneme evde kalacağımı söyledim. Odama geldim ve ışıkları açmadan pencereye yaklaştım. O sırada dışarıda bir şeyler oluyordu. Perdeyi hafifçe araladım ve ne olup bittiğini izlemeye başladım. Bizim sokakta oturan yaşlı bir amca vardı. Bay Patrick. Bir grup asker tarafından kollarından tutularak yerde sürüklüyorlardı. Sonra evinin yanına geçtiler ve birisi onu vurdu. Sonra da Bay Patrick ile birlikte geldikleri arabayla geri gittiler. '' Gözlerimi kısa bir süreliğine kapattım.

'' Bir dakika anlamadım. Nasıl yani adam öldü mü? Ve bunu askerler mi yaptı?'' dedi yüksek sesle Lisa.

''Lisa eğer sessiz olmazsan siz değil, buradaki herkes öğrenir. Toplu bir kargaşaya sebep vermek istemeyiz değil mi? dedi Edward. Lisa kafasını sallayarak sustu. Anlatmaya devam ettim. 

'' Dün akşam aynı olayın tekrar olup olmayacağını merak ettim ve yemeğe gitmedim. Oturup camın önünde beklemeye başladım. Yaklaşık 10 dakika sonra bir askeri araç geldi. Bu sefer karşı evin yanındaki evin önünde durdular. Ama sokağın başında biri göründü. Hani şu dün duvardaki yazının orada duran şapkalı çocuk var ya... Peter, o geldi. Sallana sallana yürüyordu. Askerleri görünce durdu ve sonra geriye kaçmaya başladı.'' Bir yudum su içtim. Tam devam edecekken Chris lafa atladı.

'' Roseline anlattıklarını bölmek istemem ama bugün çevrede normalde olduğundan dafa fazla asker yok mu sizce?''

Herkes bir anda etrafına bakmaya başladı ve otomatik olarak askerler de dönüp bize baktı. 

THE ESC: PLANLANILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin