Selam :) yorum ve voteler için teşekkür ederim beni mutlu ediyorsunuz :) ıhm.. iyi okumalar! :))
İki gündür bir şey girmeyen midemi çikolata ile doldurmuştum ve benim hassas midem durumu kaldıramamıştı. Aslında bu kadar fazla yememin tek nedeni Niall! Gaza gelmeme neden oldu. Koca kavanozu bitiremeyeceğimi yarısından çoğunun kendisinin yediğini söyledi. Ben de dayanamayıp yarısına gelmiş kavanozun hepsini yedim. Şimdi ise ne mi yapıyorum? Önüme gelen ilk banyoya girmiş, kusuyorum.
Louis önüme düşen saçlarımı tutuyordu. Bense utançla kusmaya devam ediyordum. Niall biraz geride söylenip duruyordu. Diğer çocuklar ise kapıda beni merak eden bir halde gibi durup sohbet ediyorlardı!
"Siktiğimin Nutellasını bu kadar çok yemek zorunda değildin! Bir daha Nutella yemek yok!"
Arkamda delirip bağıran adam yeterince sinir bozucuydu bu durumumda. İçimdekiler sonunda bittiğinde Louis'in yardımıyla yüzümü yıkadım. Geriye ağzımda kusmamdan dolayı kalan acı tat vardı. Yüzümü buruşturdum. Hala söylenmeye devam eden Niall'a döndüm. "Sus." Diyebildim sadece. Kusmaktan dolayı bitkin düşmüştüm. Yanından geçip banyodan çıkacağım sırada yine kulak tırmalayıcı ses konuştu. "Sen bana sus diyemezsin." Gözlerimi devirdim. Karşılığında yeni bir emir. "Bana göz deviremezsin küçük hanım."
Görende beyefendiyi padişah sanır. "İyi misin?" Doktorum sordu. "Evet, sadece yorgunum."
"Biraz dinlen."
"O gayet iyi Lou. Batırdığı banyomu temizleyebilir."
O 'banyomu' mu dedi? Yok, canım onun banyosu olamaz. Sadece bütün banyolara öyle hitap ediyordur.
"Niall kız aç ve yorgun dinlenmesi gerek-"
"Hayır, Tomlinson! Banyomu temizleyerek bugün yaptıklarının hesabını verecek."
"Kız kusmaktan başka ne yaptı?"
"Bu ikimizin arasında." Diyerek bana piç sırıtmasından yolladı. Ona isteyerek kan içmesini sağladığımdan bahsediyor.
"Haklı Louis burayı ben temizlemeliyim."
"Hayır Alexis. Temizlemek zorunda de-"
"Temizlemek istiyorum." Diyerek konuşmasını böldüm. "Peki." Diyerek banyodan çıktı. Niall kapıyı diğerlerinin suratına kapattığında sadece ikimiz kalmıştık. Onunla yalnız olduğumu umursamayıp temizliğime başladım. Bir an önce bitirmek ve uyumak istiyordum.
Klozetin sifonuna basarak iğrenç görünümünü temizledim. Lavaboyu da güzelce sildiğimde işim bitmiş oldu. Duvara yaslanmış kollarını göğsünde birbirine dolamış 'Ben mükemmelim.' İfadesiyle beni izliyordu. "Bitirdim ve gidiyorum."
"Hayır gitmiyorsun!"
"Niye gitmiyormuşum?"
"Çünkü kötü kokuyorsun ve kendini de temizleyeceksin." Verdiği emirle utandım. Tamam, günlerdir su yüzü görmedi vücudum ama bana 'kötü kokuyorsun.' Diyemezdi.
"Ben şimdi çıkıyorum. 10 dakika sonra geri geleceğim. Geldiğimde giyinmiş ol."
"Benim temiz giysim yok." Yere bakıyordum konuşurken. Gerçekten gururumu zedelemişti. 'kötü kokuyorsun' muş.
"Getireceğim."
Niall Horan
Kapıyı açtığımda suratına kapıyı çarptığım çocuklar yoktu. Muhtemelen aşağıda oyun oynuyorlardı. Direkt aşağı indim Lexi'nin kıyafetleri bekleyebilirdi.
Tahmin ettiğim gibi aşağıda bilardo oynuyorlardı. Louis ise o gürültüye rağmen kitap okumayı tercih etmişti. Liam, Zayn ve Harry bilardo masasını çevrelemişlerdi. Beni gördüklerinde Harry laf atmadan edemedi. "Siz ne yapıyordunuz yukarda?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Too Nearby
Teen FictionÖlüm nerdedir bilemezsin. Belki bir tetiğin ucunda, yada bir avuç hap... Bir şişe zehir, evet ölmek için iyi yol. Peki ya ölüm, sana sevdiğin kadının damarlarındaki kan kadar yakınsa...