🔗Tutuklu Kalmak🔗

39 5 4
                                    

  'Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum. Ben seninle birlikte var oldum seninle birlikte yok da olurum..'

Yine güneşten önce mesaiye başlayan bir İstanbul sabahına açmıştım gözlerimi.

Hafifçe esneyerek usulca doğruldum yatağımda. Boynumu  kıtlatarak  biraz daha rahatlama çabasına girerken atik bir hareketle yatağımdan çıktım.

Vücudumu gererek hafifçe boynumu sağa ve sola yatırdım boynumdan çıkan kütürdeme sesi ile artık bir nebze daha rahatlamış ve uyanmış hissediyordum.

Elim alarmı kurulu telefonuma giderken yine alarmdan önce uyandığımın farkındaydım tabi ki her gün süregelen bu alışkanlığım olduğu halde yine de önlemimi almadan rahat edemeyen bir kişiliktim bende.

Bu benim yıllardır sürdürdüğüm alışkanlığımdı.

Banyoya doğru ilerlerken müzik setimden gelen melodi ile dudaklarımı kıvırmıştım, Beethoven yine zihnimin derinlerindeki notalara atış yaparken derin bir nefes alarak banyodan içeri adımladım .

Bir diğer rutinim ise güne müzik ile başlamaktı, benim cam kırıklarıyla dolu ruhumu biraz hafifleten lakin aynı zamanda zihnimdeki hatıraları bana her gün her gün hatırlatan ve amacımın ne olduğunu bir kere daha benliğime işleyen hem zehir hem de bir panzehirdi benim için .

Birbirine girmeye teşebbüs etmiş asi saçlarımı biraz ellerimle düzelttikten sonra  yüzümü soğuk suyla yıkarken aynadaki yansımamla karşı karşıyaydım bu bir çatışma gibiydi her sabah beni mağlup eden bir çatışma .

Saçımı gelişigüzel bir topuzla şekillendirirken dişlerimi de der zaman ki gibi fırçaladıktan sonra numaralı lenslerimi de takıp banyodan hızla uzaklaşırken mutfağa doğu yol alıyordum aperatif bir takım şeyler atıştırdıktan sonra kahvemin son yudumunu da alarak kupayı tezgahın üzerinde bırakarak ayrıldım mutfaktan.

Evin anahtarlarıyla birlikte silahımı da üzerimdeki askısına yerleştirip kapıdaki düzeneğimi son kez kontrol ederek kapıyı kapattım.

Evet kapımın düzeneği gelen kişileri durdurmayacaktı bunun bende farkındayım zaten böyle bir güvenlik önlemi benim için değil arada bir bana yemek getiren kız kardeşim içindi .

Bir düzenek kurmaya polisliğimin  ikinci yılının sonlarına doğru gelirken karar vermiştim. 

Cinayet masada olan bir polis olarak görevdeki ikinci yılımda içeriye tıkmış olduğum takıntılı zanlının dışarıdaki bağlantıları ki hala onları arıyordum, evimi bulup kundaklamalarından sonra adresimi değiştirip, böyle ufak tefek önlemler almak zorunda kalmıştım.

Çünkü  zaten benim yüzümden annemle babamı kaybetmiştik. Hepsi benim hatamdı. Faili meçhul bir cinayet dosyası merakım olmasaydı eğer bugün belki de hala yaşıyor olacaklardı belki de kardeşimi de hem öksüz hem de yetim bırakmamış olacaktım onlarla bir hayatı ben hak etmiyor olsam da o hak ediyordu ve ben bunu onun ellerinden almış da olmayacaktım. Öyle ki ona bakmaya yüzüm olmadığı için onu amcama vermiş  de olmayacaktım bir de ablasız ve tamamen yalnız bırakmayacaktım. Belki de ruhum  da böyle paramparça olmayacaktı ve benden geriye  sadece ruhsuz bir Bihter kalmayacaktı.

Yine klasik bir  düşünce selinde boğulurken, Gayrettepe merkeze de ulaşmıştım. Yaz olduğundan dolayı havadaki ısı  ve nem bizlere dünyada cehennemi yaşatmak ister gibiydi lakin tek sorun ben cehennemi bile yaşama lüksüne sahip biri olamayacaktım ve buna sebep olanları yakalamadan asla ben, ben olamayacaktı. Kendi ruhumun arafında sıkışıp kalmış ve yokluğa öylece sürüklenmiştim . 

KALBİMİN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin