•6•

1K 142 161
                                        

Bölümün yaklaşık bölümün yarısına geldiğimizde böyle bir one-shot olduğu aklımıza gelsi..umarız sorun etmezsiniz

İyi okumalar~💜

Sero, ateşi yaktıktan sonra Mina dudak hareketleri ile ona eğer bunu yapmazsa nelerle yapabileceğini anlattığı için Kaminari'nin yanına oturdu.

Bütün grup ateşin etrafına dizilip bir daire oluşturmuşlardı. Uraraka, ayağa kalkıp yanında bulundurduğu sırt çantasından fenerini çıkarıp çenesinin altından yüzüne tuttu. Amacı korkutucu bir görüntü oluşturmaktı ama, sevimli yüzü yüzünden bunun olmadığının farkında değildi. "O zaman benden size bir korku hikayesi!" diye bağırdı sevinçle. Kirishima kafası ile onu onayladığı sırada Bakugou'dan bir "Tch," sesi gelmişti. "Bu gerizekalılar korkabilir." Oturduğu yerde biraz dikleşti, sarışın. Kimsenin korkmadığını tabi ki biliyordu. Sorun onun korku hikayelerinden gram hoşlanmıyor olmasıydı. Korkuyor falan değildi, sadece hoşlanmıyordu. Ve bunu şu salaklara belli etmeden engellemeliydi, yoksa bu gece onun için hiç iyi geçmeyecekti.

Kaminari, tek kaşını kaldırıp sırıttı ve ateşin parlaklık kazandırdığı gözlerini Bakugou'ya yönlendirdi. Bunu yaparken gözlerine bakakalan Sero'dan tamemen habersizdi. "Kimsenin korktuğunu sanmıyorum. Yoksa sen mi korkuyorsun, Bakugou?" Dediği şeyler Bakugou'nun her zaman harlanmış bir ateş gibi olan öfkesini daha şiddetlendirmişti. Ve bu da ağzından "Kim korkuyor lan!? Anlat, yuvarlak yüz!" kelimelerinin çıkmasını sağladı. Gaza gelmek, kesinlikle Bakugou'nun değiştirmek isteği bir özelliğiydi. Uraraka, feneri yüzüne yaklaştırıp korkunç olduğunu düşündüğü bir ifade ve ses tonu eşliğinde hikayeyi anlatmaya başladı.

Her cümlesi Bakugou'nun kırmızı irislerinin büyümesine, kalbinin atışının hızlanmasına ve ellerinin oturduğu yere sıkıca tutunmasına sebep oluyordu. Uraraka anlatmayı bitirdiğinde herkes güzel hikaye olduğunu söyleyip çadırına yöneldi. Sero, Kaminari'nin önüne geçip çadırın fermuarını açıp eliyle girmesini işaret etti. Kaminari onun davranışına gülümseyip, hafif kızaran yanaklarını umursamadan çadıra girdi. Sero da arkasından çadıra girip fermuarı kapattı. Mina "Canım shipim." diyerek mutluluktan ağlarken, Uraraka onu sakinleştirmeye çalışarak çadıra soktu. Geriye çadırına girmeyen sadece Kirihima ve Bakugou kalmıştı. Bunun sebebi Bakugou'nun yerinden santim kıpırdamıyor oluşuydu.

"Şey,"diyerek çekingen bir tavırla Bakugou'ya yaklaştı Kirishima. "tüm gece burada mı oturacaksın? Artık kalksak mı?" Bakugou'dan bir tepki alamayınca, tek kaşını kaldırarak onu izledi bir süre. Ellerinin sımsıkı bir şekilde yanlara tutuntuğunu gördü. Sırıtmasını son anda engelleyerek, "Bak ben korkuyorum, çadıra gidelim mi?"diye sordu, yüzüne korku dolu bir ifade yerleştirmişti. Amacı, onun korktuğunu anladığını belli etmeden korkmamasını sağlamaktı.

"Tamam, 3 deyince çadıra koşuyoruz."dedi Bakugou sonunda. Kirishima kendini gülmemek için zor tutarken başını salladı. Ama "3!"diye aniden bağırıp, elinden tutarak hızla kendisiyle onu da kaldıran ve koşturan Bakugou'yla, yüzü şaşkın bir hal aldı. Başını iki yana sallayarak bu şaşkınlığını attı ve ona ayak uydurdu.

Koştukları için kısa süre içinde kendilerini çadırda buldular. İkisi de nefes nefese bir haldeyken, elleri hâlâ birbirine kenetliydi. Kirishima çaktırmadan ellerine bakarken, nedense bu görüntü hoşuna gitmişti.

Bakugou nihayet kendine geldiğinde ellerini fark etti. Koşarken, kendinde olmadan tutmuştu elini.

Utanarak boğazını temizledi ve hızla elini çekti kendine. Kirishima'nın, bu davranışıyla içi hüzün kaplasa da belli etmedi bunu.

"Sen korkuyorum deyince, refleks olarak şey ettim..."diye zırvalarken, Kirishima onun bu haline tebessüm etti. Sevimli gelmişti açıklamaya çalışması.

"Hadi uyuyalım."dedikten sonra, çadırın içinde emekleyerek yatacakları yere gitti ve kendini yüzüstü bıraktı.

Bakugou ağır hareketlerle yanına geldi ve arkasını dönerek kenara kıvrıldı. Onun bu halini gören kızıl, sessizce güldü. İlk defa beraber yattıkları için böyle yaptığını biliyordu. Yüzündeki farkında olmadığı gülümseyle gözlerini kapattı.

Yaklaşık on dakika sonra uykuya dalacakken, bir oraya bir buraya dönen Bakugou'yla gözlerini araladı.

Sarışın sonunda sırtüstü durduğunda, kızıl ona doğru döndü. Gözlerinin açık olduğunu görebiliyordu karanlığa rağmen. Korktuğunu biliyordu, bu yüzden uykusundaymış gibi yaparak aniden sarıldı ona. Bakugou neye uğradığını şaşırarak önce gözlerini kocaman açtı, sonra kızarak kaşlarını çattı ve onu itmeye çalıştı.

"N'apıyorsun lan?"dedi, onu kendinden uzaklaştırmaya devam ederek. Kirishima gülmemek için zor duruyordu, bir kendini kaybetse sabaha kadar gülerdi orada.

"Korkuyorum."diye mırıldandı ağzının içinde, uyku sersemi gibi. Bakugou tepkisiz kalınca yüzündeki gülümsemeyi biraz daha büyüterek iyice sarıldı ve huzur içinde uykuyu bekledi.

Bakugou, Kirishima'nın uyuduğunu sandığında, hâlâ gergince duruyordu. Uyuyamamıştı ona sarılı olan bir çift kol ve göğsünde yatan bir baş varken. Düzensiz nefes alış verişleri Kirishima'nın, göğsünde olan başının aşağı yukarı hareket etmesine sebep oluyordu ve bu ona nedense komik gelmişti. Kirishima'nın uyuduğunu düşünerek kendine engel olmadan güldü. Ama bilmiyordu Kirishima da uyumamıştı ve gülüşünü duymuştu.

AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA~~

UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR~~~ 💛💛💛

You Me Him || KiribakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin