Kapıyla dakikalar süren bakışma sonunda özgüvenini tamamen kaybetmişti, çocuk. Ne diyecekti ki? Diyeceği hangi cümle, hangi kelime Bakugou'nun ona bir şans daha vermesini sağlayabilirdi? Kafasının içinde bu tür düşünceler dolansa bile kızıl saçlı çocuğun en nefret ettiği şeylerden birisiydi pes etmek. Bu yüzden derin bir nefes aldı ve her şeyin iyi olacağını tekrarladı kendine kendine. En sonunda buraya geliş amacındaki ilk adımı attı ve çaldı Bakugou'nun kapısını özgüvenli olmaya çalışarak. Şimdi tek yapması gereken kapının açılmasını ve beklemek ve Bakugou'yu görünce kendisini affetmesini sağlamaktı. Kolay...
"Git buradan!" Kapı açılmamıştı ama bir ses duyulmuştu. Ama daha konuşma fırsatı bile bulamamıştı ki Kirishima. "Ben olduğumu nereden anladın?" Günlerdir duymadığı sesi duymak onu mutlu etmişti bu yüzden kapıya yapıştırdı kulağını. "Kapı deliği bu yüzden var, geri zekalı!" Böyle hissetmemesi gerektiğini biliyordu ama çok mutlu olmuştu, kızıl saçlı çocuk. Bakugou'nun ona bağırmasını bile özlemişti âdeta. "Pekala, geri zekalı olduğumu kabul ediyorum. Seni orada bıraktığım için tam bir geri zekalıyım. Üzülmeni sağladığım için tam bir geri zekalıyım. Ayağının kırıldığını görünce seni kucağıma alıp hastaneye götürmediğim için tam bir geri zekalıyım. Beni affetmeni de hak etmiyorum ama umurumda değil. Hak etmediğim bir şeyi istiyorsam da umurumda değil. Seni seviyorum."
"Benim adım Mina değil, hatırlatırım." Kırgınlığı sesinden belli oluyordu. Gülümsedi Kirishima. "Biliyorum. Bu yüzden seni seviyorum. Mina'nın tam tersi olan kişiliğini seviyorum." Alnını kapıya yasladı, sanki orada Bakugou varmış gibi. Ne yazık, bu kadar yakın olmalarına rağmen ona ulaşamıyordu ve bunun kendi hatası olduğunun farkındalığı canını daha çok yakıyordu. "Sürün." Duyduğu şeyin şokuyla kafasını hızla yasladığı kapıdan çekti, kızıl. Doğru mu duymuştu? "Ama kalbimi kırıyo-"
"O konuya hiç girme, zararlı çıkan sen olursun." Haklıydı. Bu yüzden ağzını kapatmayı seçti, Kirishima. Ayrıca olanları hatırlatıp Bakugou'yu tekrar üzmek ve küçücük olan affedilme şansını da yakmak istememişti açıkçası. "Bir özürle seni affedeceğimi sanıyorsan-"
"Hayır, hayır!" Yerinden zıplamadı Kirishima, sanki Bakugou karşısındaymış gibi davranıyordu. "Ben sadece kendimi affettirmeme izin ver istiyorum. Sadece bir şans ver bana." Uzun süren sessizliğin hayır anlamına geldiğini düşündü, Kirishima. Tabii ki Bakugou ona bir şans daha vermeyecekti. Yine de pes etmeye niyeti yoktu, yarın tekrar dene-
Duyduğu kapı açılma sesi bütün düşüncelerine ara vermesine ve bütün dikkatini açılan kapıya yönlendirmesini sağlamıştı. Bakugou karşısında duruyordu. Kapıdan destek alarak ayakta duruyordu çünkü ayağı hâlâ alçılıydı ve bu yüzden üzerine basamıyordu. Kirishima bir süre Bakugou'nun yüzüne bakamadı. Ayağını böyle görmek onu daha da üzmüştü.
"Şansını bok edersen seni gebertirim. Bunu unutma."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uzun zaman sonra okumadan atıyorum umarım bir saçmalık ya da hata yoktur 🗝️