Temizlikçi

Temizlikçi : Siktir Git!

Gözlerimi büyük bir ısrarla rahatsız eden güneş ışığı sayesinde gözlerimi açtığımda homurdandım. Başımı yatığa gömerek güneşten sakınmaya çalıştım, beş dakika gözlerimi uyumak için kapattığımda uykumun açılmış olduğunu fark ettim. 

Her sabah bu güneş sayesinde gözlerimi açmaktan bıkmıştım. Yataktan kalkarak odamın yanındaki banyoya doğru ilerledim. Günlük işlerimi halledip, ellerimi ve yüzümü yıkadıkta sonra tekrar odama doğru ilerledim. Dolabımdan çıkardığım beyaz jean şortumla birlikte Nirvana Legolu bluzü çıkardım. Ayakkabı olarak ise ayağımda eskiyen spor ayakkabımı giyerek kollarıma bilezik geçirdim. Daha sonra aynaya geçerek makyaj malzemelerimin birini aldım. Öncelikle hafif kuyruklu bir eyeliner sürerek gözüme fazla işlem uygulamadan dudaklarıma hafif, belirgin bir tondaki çilekli parlatıcı geçtim. Saçlarımı ise genelde yaptığım gibi bir topuz yaparak tüm işlemleri gerçekleştirdim.

Hazırdım. Odamdan çıkarak salona doğru ilerledim. Evimiz tek katlıydı ve durumumuz iyi sayılmazdı. Hatta öyle ki hem okula gidip hemde iş yapmayı planlıyordum. Aylık gelirimle azda olsa aileme yardımım dokunurdu. 

Annemin sesi beni tüm düşüncelerimden ayırarak onu dinlemeye başladım. Fakat cümlelerini yakalayamadığım için kendi kendime lanet okudum. Bu kadın neden bahsediyor böyle? 

Anlamadığımı anlamaması için sadece başımı aşağı ve yukarı sallamakla yetindim ve kahvaltı masasına doğru ilerledim. Babam ekmeğine sıkıştırdığı peyniri büyük lokmalarka yerken bir yandanda konuşuyordu.

Hey! Ne bekliyordunuz? Filmlerdeki gibi hiç problemleri olmayan bir aile, gazetesine gömülüp kahve içen bir baba, İngiltere'lere gidip alışveriş yapan bir anne ve en önemlisi sabah uyanıp yüzündeki aptal sırıtışla aşağıya inen ve babasının yanağını sömüren bir cici kız falan mı ? Üzgünüm gülebilir miyim ? Ve bahsetmemiş olabilirim, bizden çok daha ayrı bir asosyal ağabim vardır ama o yurt dışında, halamın yanında. Okulu orada, görüşmeyeli uzun zaman oldu lan.

'' Günaydın baba '' diyerek bir sandelye çektim. Kalçamı sandalyeye yerleştirirken babamında bana aynı ekilde karşılık vermesini duyunca ona karşı gülümseyerek bende çatalıma bir domates geçirdim.

Ben kahvaltımı tamamlarken bana attıkları o sersem ' Canım kızımız ne yapıyormuş ' bakışlarını üzerimde hıssettiğimde çiğnemeyi bırakarak ağzımdaki salatayı ytkunup onlara döndüm ve bir zahmette bulunarak konuşmaya başladım.

'' Hayır, bu bakışı biliyorum... En son bu bakıştan sonra sırf cici Yasmin'i güldürmek için balina kılığına girmiştim... '' diye iç geçirdim. Onların bu bakışının altında bir istek vardı biliyorum.  

Bu arada Yasmin benim kuzenim oluyor. Hani her şeyi pembeli cici kızlar olur ya, onlardan.  Yasmin diyince aklıma pembe gelmesi sağlıklı mı bilmiyorum. Neyse...

'' Merak etme yok birşey, sadece herzamanki kızımız dahada güzelleşiyor. '' diyen anneme daha korkar bir şekilde baktım.

Bir saniye ''...daha güzelleşiyor.'' dedi değil mi ? Sevgi ve şımartıcı sözcüklerde geldiyese kesilikle hoşuma itmeyen şeyler olacak. Bekleyelim sonu nereye varacak.

'' Öyle olsun...'' dedim, bu kısa kesmem zamanında annem hemen atladı tekrardan.

'' Ve bu güzel kızımız bizi kırmayacağına eminim. Yani onunda hep istediği birşeydi değil mi babası.''

Ve işte beklenen durum geldi. 

Derin bir nefes alarak aniden verdim. Devam etmesini söylediğim bir bakış atarak çatalıma peyniri saplayarak ağzıma götürdüm.