Sanırım hasta oldum. Tanrım başımı yastığa gömüp hiç yataktan çıkmak istemiyorum. Babam bu sabah yeni bir iş için yine şehir dışına mal götürmek için çıktı. Annem ile beraber. Evet, annemle. Nedenini bilmiyorum ama tahmin etmek zor değil, en azından ikisi hala fitliğini korurken tahmin etmek zor değil.
Evde yanlızım ve hastayım, oh ne güzel. Bence millet endişelenmeli, küfür bile edemiyorum derken telefonumdan çıkan melodi ile irkildim. Burnumu çekip, üşüdüğüm için üst üste örttüğüm yorganları ittirerek kolum çıkarmayı başardım. Yatağımın yanındaki küçük komidindeki telefonuma uzandım.
" Ne var? "
" Ammy? "
" Efendim? "
" Sen iyi misin looo? "
" He çok süperim, harikayım. O kadar harikayım ki, sesim bok gibi çıkıyor ve ateşim var Justin. "
" Hasta mı oldun lan sen? "
" Justin sen mal mısın yavrum?Gerizekalı mısın? Fantezi yapıyorum 9 yorganla, tabii hastayım be öküz!"
" Eee işe gelmicen bu gün? "
Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. Yok mal bu çocuk cidden.
" Bok gelirim ben bu gün bu halde. "
" O zaman sensiz gitmek zorundayım ben havuz partisine? "
Be öküz! Be it! Be hayvanat! Sıvı kaka! Dinazor sidiği! ( Kidrauhl <3 )
" Evet. "
" Gelmemi ister misin bebeğim? " dedi benim içimden sayırdıklarımı duyarmış gibi.
Be aşkım. Sevgilim. Canım. Yerim seni. Aklın ne güzel çalışıyor lan senin. Ama dinazor sidiğini beğendim hala dinazor sidiğisin. Oyşş
" Sen bilirsin yani..."
" Ammy, bekletme beni gel diyorsan gelcem kızım, gelme diyorsan gidicem havuz partisine. "
Yok ya katkısız odun bu gerçekten. Domuz eti !
" Git sen..."
" Yok geliyorum ben bekle beni. " diyip kapattı.
Kim dedi domuz eti diye lan? Ben demedim.
He, her şey iyi güzel de şimdi kapıyı açmak zorundayım de mi ben? Yataktan çıkmam lazım bir de. Bu fikir karşısında yerimde rahatsız olmuşcasına kıpırdandım. Hayır ben bu havada nasıl hasta oldum anlamıyorum. Yani herif havuz partisine gidiyor ben hastayım derken kapı çaldı.
Gürültülü bir şekilde oflayıp yorganları üzerimden attım. Daha doğrusu ben buna normalde çırpınma diyorum ama olsun. Yataktan kalktığımda vicudum soğuktan titredi, kapı tekrar çalınca sinirlenerek kendimi daha hızlı bir şekilde davranmaya çalışarak odadan çıktım. Salonuda atlattıktan sonra kapıyı açtım, açar açmaz dudaklarıma yapışan Justin buldum.
Öpücüğüne karşılık alamayınca kaşlarını çattı ve geri çekildi.
" Bir sorun mu var? "
" Hayır yok. " dedim ve omuz silktim.
" Neden karşılık vermedin peki? " dedi. Sesi soğuk çıkıyordu, kızmış gibi bir hali vardı.
" Sadece sana bulaşmasını istemiyorum." dedim tedirginlenerek fakat kaşları cümlem üzerine gevşeyerek yüzüne tatlı bir ifade geldi. Yüzünde varla yok arasında bir gülümseme belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temizlikçi
Novela JuvenilAile durumu iyi olmayan bir genç kız, sapık bir patron. Sapık patronu ile, eğlenceli bir arkadaşlık kurmaya çalışırken, bu arkadaşlık her iki taraf için hoşlanmaya dönünce her şey gerçekten değişir. ' Patronum arkadaşım ' ilişkileri yavaş yavaş iler...